Türkiye için turizm; sezonda 'deniz, kum, güneş' üçlüsünden çok daha kapsamlı bir sektör. Çünkü topraklarımızın her köşesinde tüm yıl boyunca yapılabilecek alternatif faaliyetler var ve bunlara erişmek eskiye oranla daha kolay. Türkiye'yi ne amaçla olursa olsun ziyaret edenlerin tekrar gelmek istemeleri şaşırtıcı değil. Yıl boyunca çok çeşitli turizm hizmetinin kaliteli tesislerde, üstün bir hizmet anlayışıyla alınabildiği bir ülkeyiz. üstelik bu değerleri göreceli olarak uygun fiyatlara sunabiliyoruz. 21. yüzyıla girdiğimizde turizm hizmetlerimiz akılcı yatırımlar ve politikalarla daha da çeşitlenip ülkemizin geneline daha fazla yayıldı. Potansiyelimizi daha etkin biçimde kullanabilmeye başladık. Alt ve üst yapı yatırımları sayesinde sağlık, doğa, fuar, kongre, deniz ve kış turizmi gibi alternatiflerle de rakibimiz sayılabilecek ülkelerle yarışır konuma geldik.

ALTERNATİFLERE TALEP ARTIYOR

Bu gelişmelerle birlikte turist ve turizm faaliyeti anlayışı da evrilmeye devam ediyor. İnsanlar daha fazla gezip gördükçe klasik bölge ve faaliyetlerden farklı deneyimlerin arayışına giriyor. Bu doğrultuda, klasikleşmiş destinasyonlarımıza talep devam ederken önümüzdeki beş yıl içinde alternatif bölge ve deneyimlere olan talebin de artması söz konusu olacaktır. Örneğin; İğneada'dan Artvin'e kadar uzanan, Sinop, Amasya, Amasra, Safranbolu gibi turizm değerlerine sahip olan Karadeniz Bölgesi gibi... Geçmişte erişimi daha zor olup modern tesis açısından eksikleri olan bu bölge, kara ve havayolu ulaşımının gelişmesiyle hem sahilleri hem de tarihi ve doğal güzellikleri ile ziyaretçilerin giderek daha fazla tercih edeceği destinasyonların başında yer alıyor.

KARADENİZ BÖLGESİ YAKIN GELECEKTE GÖZDE DESTİNASYONLAR ARASINDA YER ALACAK

KARADENİZ GÖZDE DESTİNASYON OLABİLİR

Yaz sezonu, güney bölgeleri kadar uzun olmasa da deniz, kum, güneşin yanı sıra aralarında Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok farklı dönemden eşsiz tarihi ve kültürel mirasa sahip olan Karadeniz Bölgesi'ne ilgi artıyor, daha serin ve kalabalık olmamasıyla da tercih sebebi haline geliyor. Doğa dokusu da yayla, gezi, macera turizmi gibi alternatifleri ziyaretçilerine sunabiliyor. Özellikle Orta Doğu menşeli ziyaretçi ve yatırımcıların son yıllarda bölgeye artan ilgisi göz önüne alındığında, Karadeniz Bölgesinin yakın gelecekte gözde destinasyonlar arasında yer alacağı öngörülebilir.

TALEP TÜM YILA YAYILABİLİR

Sağlık ve spor turizmi açısından yatırım, tesis, altyapı ve ulaşım hizmetlerinin giderek geliştiği İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde yer alan kış sporları tesislerine talebin giderek artması beklenebilir. Kış sporu kavramının yalnızca kayak yapmak olarak değerlendirilmeyip sağlık, gastronomi ve alışveriş gibi ek imkanlarla birleştirilmesiyle yerli ziyaretçilerin bu merkezlere olan talebinin tüm yıla yayılması sağlanabilecektir. Yabancı turistler açısından ise sağlık ve spor turizminin yalnızca İstanbul, İzmir gibi merkezlerde değil, alternatif destinasyonlarımızda da yapılabileceği bilincini geliştirmek için tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmesi önerilebilir.

HATAY, ANTAKYA VE İSKENDERUN'UN ZİYARETÇİSİ ARTABİLİR

Akdeniz sahillerimizin deniz, kum ve güneş turizmi açısından çekiciliği her zaman devam edecek olsa da bölgenin özellikle doğusunda Hatay, Antakya, İskenderun gibi merkezlerin inanç, tarih, kültür ve gastronomi turizmi açısından bilinirliklerinin artmasıyla, bölgenin bu kısmına daha fazla sayıda ziyaretçi beklenebilir. Erişilebilirlik açısından bu bölgeye yakın olup özgün tarihi değerleri, kültürü ve mutfağıyla benzer bir ziyaretçi kitlesine hitap edebilecek olan Gaziantep ve Şanlıurfa'nın da ortak bir 'tanıtım paketine' dâhil edilmesiyle ülkemizin bu bölgesinde turizm faaliyetlerinin daha da yoğunlaşması sağlanabilir.

ÇEŞİTLİLİĞİ KAMPANYALARLA TANITMALIYIZ

Ülkemizdeki turizm potansiyelinin sahillerde gerçekleşen görece ucuz fiyatlı ve yüksek kaliteli deniz, kum, güneş paket turlarından çok daha fazlasını ifade ettiğini bizler artık biliyoruz. Bu bilinç doğrultusunda stratejiler geliştirerek alt ve üst yapı yatırımları yapıyoruz. Bu bilincin turistler nezdinde de gelişmesiyle Kuzey Avrupa ve Asya pazarları gibi, alternatif destinasyonlarda farklı deneyimler yaşamak isteyen ve satın alma gücü yüksek olan hedef kitlelerin talebini artıracak tanıtım kampanyalarının yapılması, önümüzdeki yıllarda destinasyon çeşitliliğimizin zenginleşmesine katkıda bulunacaktır. Pazar çeşitliliğinin artması pazar bağımlılığını azaltarak farklı destinasyonlarımızın gelişmesine katkıda bulunurken, aynı zamanda olası kriz dönemlerinin sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin de azalmasını sağlayacaktır.