USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Abdulkadir Karagöz

YAZARLAR

2.01.2019 16:51:00

Geleceğin insan kaynağı ihtiyacı

Tahayyül sınırlarımızı zorlayan bu çağda insan ve makine arasındaki ilişkiyi doğru bir şekilde tanımlama ihtiyacı duyuyoruz. Gelecek nesillere aktaracağımız ortamın nasıl olması gerektiğine doğru bir şekilde karar vermemiz gerekiyor

Çalışma arkadaşlarımızla teknoloji alanında yaşanan gelişmeleri değerlendirirken insan kaynağı ihtiyacının hangi yetkinlikler doğrultusunda şekilleneceğini de anlamaya çalışıyoruz. Çünkü uzun vadede atacağımız adımlarda bu ihtiyaca cevap verecek nitelikli insan kaynağını geliştirmenin en elzem ihtiyacımız olduğunun farkındayız. Big data, yapay zeka ve nesnelerin interneti süreçlerinin birbirine entegre bir şekilde ilerlemesi birçok alandaki ihtiyacımıza yeni bir soluk getirecek. Peki, tüm bu teknolojik gelişim süreçlerinde insanın rolü hangi boyutta olacak? 

İŞ GÜCÜ İHTİYACIMIZ AZALACAK MI?

Bu meseleyi doğru bir şekilde anlayabilmek için insan kaynağımızın hangi yönünün iş süreçlerimizde öne çıktığını anlamamız gerekiyor. Çünkü yakın gelecekte insan gücüne dayanan mesleklerin iş yükü önemli ölçüde azalacak (iyimser bir ifade ile) hatta bu mesleklerin birçoğu tamamıyla ortadan kalkacak. İş gücü planlaması yaparken bu konu, en belirleyici etken olacak. Peki, bu çalışmaları yaparken iş gücü ihtiyacımız azalacak mı? Hayır, teknolojinin gelişmesi beraberinde adını ve içeriğini şimdiden tahmin edemediğimiz yeni meslekleri ortaya çıkaracaktır. 

Makine ve insan arasındaki iletişim insanın makineye öğrettiği bir dönemde. Yakın gelecekte tam tersine dönebilecek potansiyele ulaşacak çünkü tüm dünyadaki dijital verilerin yüzde 90’ını iki yıl içerisinde oluşturan ekosistem bunu zorunlu bir hale getirecektir. Nesnelerin birbirinden öğrendiği ve birbiriyle iletişim halinde kendilerini geliştirdiği ortamda hiç şüphesiz insanın da kendini doğru bir noktada konumlandırması gerekiyor. Sormamız gereken en önemli soru, “makineden farklı ne yapıyorum?” ve “insan olmazsa makine bu çalışmayı tek başına yapabilir mi?” olmalıdır. Sadece soruyu sorabilmek değil, bu sorunun cevabını ararken karşılaşacağımız sonuçlara hazır olmak da gerekiyor. Çünkü aradığımız cevaplar, bizi memnun edecek türden cevaplar olmayacak. 

İLERİ YAZILIM TEKNOLOJİLERİNİ GELİŞTİRECEK İNSAN KAYNAĞINA İHTİYAÇ DUYULACAK

Evet; teknolojik gelişmeler birçok mesleğin iş yükünü azaltacak ve günün sonunda bu mesleklerin önemli bir kısmını ortadan kaldıracak. Geleceğin meslekleri konusunda trend, hiç şüphesiz teknoloji alanındaki gelişim sürecine katkı sağlayacak meslekler olacaktır. Çünkü hâlâ makinenin insandan öğrendiği bir dönemi yaşıyoruz. Yüzyıllardır elde ettiğimiz tecrübe ve bilgi birikimini geliştirmekte olduğumuz teknolojiye aktaracağız. Bu süreçte de ileri yazılım teknolojilerini geliştirecek insan kaynağına ciddi anlamda ihtiyaç duyacağız. Çözüm ortağımız olan şirketlerin bilişim, yazılım ve mühendislik alanlarındaki insan kaynağı talepleri her geçen gün daha çok artıyor. Bu talep artışıyla birlikte yetkinliklerin derinlemesine geliştiğini de görüyoruz. Bugün bu ihtiyacı karşılayabiliyoruz ancak derinlemesine ihtiyaçları gidermek için daha kapsamlı eğitim programları yürütmeliyiz. Türkiye’de ve dünyada birçok şirket bu doğrultuda çalışmalar yapıyor ancak henüz tam olarak istediğimiz seviyeye ulaşamadık. Çünkü tahayyül sınırlarımızı zorlayan bu çağda insan ve makine arasındaki ilişkiyi doğru bir şekilde tanımlama ihtiyacı duyuyoruz. 

Gelecek nesillere aktaracağımız ortamın nasıl olması gerektiğine doğru bir şekilde karar vermemiz gerekiyor. Geleceğin meslekleri olarak yazılım teknolojileri olarak sınıflandırılırken, geleceğin toplumlarında kaybetmeyi istemediğimiz yönleri de şimdiden bilmeli ve bunun için çalışmalıyız. İnanç, bağımsız düşünme, takım çalışması, toplumsal farkındalık ve eleştirel düşünce duygularımızı geliştirmeliyiz. Bunun için de bu süreçte bilimin yanında, sanatı, sporu, resim yapmayı da bizden sonra gelecek nesillere aktarmamız gerekiyor. 

DİĞER YAZILARI