Eroğlu, plastik poşet uygulamasının sektöre etkilerinin tartışıldığı basın toplantısında, poşet üreticilerinin sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Alışveriş poşetlerinin azaltılarak poşetlerin çevreye etkisinin azaltılmak istendiğini aktaran Eroğlu, "Doğada plastiğin ne işi var? Plastik herhangi bir malzemedir. Kendi kendine iyi veya kötü olamaz. Onu kim oraya götürüp oraya bırakıyorsa kötü olan davranış o. İşin çözümü eğitim ve bilinçlendirmeden geçiyor. Sektör olarak da eğitim ve bilinçlendirme çözümünü sonuna kadar destekliyoruz." şeklinde konuştu.

1 Ocak'ta uygulamaya giren alışveriş poşetlerinin ücretlendirilmesi kanununda ucu açık konuların bulunduğunu aktaran Eroğlu, şunları kaydetti:

"25 kuruşun 15 kuruşunun Bakanlığa, 10 kuruşunun da perakendeciye kalacağı ifade ediliyor. Biz sektör olarak perakendecilerin bedel almasını uygun görmüyoruz. Zaten yıllardır bu bedeli ödeyip bedelsiz veriyordu. O maliyet perakendecinin maliyetiydi, şimdi tüketicinin maliyeti oluyor. Biz istiyoruz ki bunun yerine, madem bunlar çevre için yapıldı, o zaman çevreyle ilgili bir fonda toplansın."

Eroğlu, Avrupa'da bu uygulamaya geçen birçok ülkede poşet bedelini çevre fonunun aldığını ve bedelin perakendecilere kalmadığını dile getirerek, "Teknik olarak baktığımızda AB'nin 2013 yılı sonu itibarıyla teklif ettiği 2015’te yasalaşan bir yönetmeliği var. O yönetmelik üzerinden bizde de uygulama geçti ama geçerken belli konuların ucu açık kaldı." şeklinde konuştu.

"Biyoplastik teknolojisinin önü açılmalı"

PAGEV Başkanı Eroğlu, şarküteri ve meyve-sebze kısmında satılan poşetlerde çift kata 0-15 mikron sınırı getirildiğini ama burada bir yanlışlık olduğunu belirterek, "Çift kat 0-15 değil 1 kat 0-15 yani çift kat 0-30 mikron olmalıydı. Avrupa'da ölçülüp biçilmişin yarısı alındı. Bunun getireceği sorunlar var. Bunun Avrupa'daki uygulama gibi 2 katına çıkmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Eroğlu, Avrupa'da maksatın hafif alışveriş poşetlerinin azaltılması olduğunu vurgulayarak, "AB, 'tek katı 50 mikronun üzerinde olan alışveriş poşetleri bu kanunun kapsamı dışındadır' demiş. Maalesef bu kısmı bizde mevzuata alınmamış. Bu da sektör adına önemli bir sorun oluşturuyor." yorumunu yaptı.

AB'de standart sağlayan biyoplastikten yapılmış poşetlerin de kanun kapsamı dışında olduğuna işaret eden Eroğlu, "Türkiye'de maalesef bu da dahil edilmiş durumda. İsterse doğada kendi kendine bozulan doğal malzemeden yapılmış olsun mevzuatta açık var o konuda. Kenevir bitkisinden de biyoplastik yapılabiliyor. Türkiye'de de bolca miktarda var. Biyoplastik teknolojisinin önü şu anki mevzuatta kapalı. Avrupa’da olduğu gibi önünün açılması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.

Fransa'da benzer kanunun, stoklarında mal olan üretici için 6 ay ertelendiğini aktaran Eroğlu, "Stokların geçiş sürecini sağlamak için benzer yapı Türkiye’de de değerlendirilmeli. Firmalarımızın sıkıntısı olduğunu görüyorum. Meslektaşlarım yatırımı yaparken kanun söz konusu değildi. Üreticilerimizin binlerin üzerinde eleman kısıtlamasına gitmek zorunda kaldığını öğrendim." yorumunu yaptı.

Eroğlu, Fas’ta söz konusu geçiş sürecinde oluşturulan ulusal sanayi dönüşüm fonunun toplanan paranın bir kısmıyla firmaları belirleyip bu dönüşümü sağlamak için firmalara destek sağlandığını anlattı.

Dünyanın değişik ülkelerinde yapıldığı gibi bu dönüşümün tek taraflı yapılmaması gerektiğini kaydeden Eroğlu, "Bir tarafta sanayinin düzgün şekilde işleyebilmesi için sanayi dönüşüm fonu gibi bir yapının oluşturulması lazım. Burada KOSGEB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığının birlikte üreticileri desteklediği bir yapı oluşturmalıyız. Bunların içinde çok kullanımlı poşetler gibi değişik şeylere yönelmek isteyen varsa 6. Bölge teşvikleriyle desteklenmeli." değerlendirmesinde bulundu.