Bahar Akgün/ [email protected]
Birinci sanayi devrimi, su ve buhar gücü etrafında üretim sürecini organize etti. Mekanikleşmeyi beraberinde getirdi. İkinci sanayi devriminde, elektrik ile üretim süreci kitleselleşti. Üçüncü sanayi devriminde ise elektronik ve bilgi işlem teknolojileri ile otomasyon mümkün hale geldi. Bugün ise üretim sürecinin dijitalleşmesinin, makinelerin birbirleri ile doğrudan iletişime geçmesinin önünü açan Endüstri 4.0’ı konuşuyoruz. Endüstri 4.0 kavramı, ilk kez 2011’de Almanya’da Hannover Fuarı’nda dile getirildi. Endüstri 4.0 haritasını Alman Hükümeti’ne hazırlayan ve sunan çalışma grubunda yer alan Bosch ve Siemens gibi markalar bu alanda öncü çalışmalara imza atıyor.
Endüstri 4.0; siber fiziksel sistemler, sensör ve işleticilerle donanmış, internet bağlantılı akıllı elektronik sistemler, nesnelerin interneti ve büyük veri gibi birçok farklı kavram ve uygulamanın üretim sistemlerine ve tüm değer zincirine eklenmesiyle ortaya çıkan yeni bir anlayış. Türkiye’de Endüstri 4.0 konseptinin ilk olarak otomotiv sektöründe kullanılmaya başladığı dikkat çekiyor. Türkiye’de farklı sektörlerde Endüstri 4.0’ın bazı unsurlarını kapsayan adımların atılmaya başladığı gözlemleniyor. Bu çalışmaların sağlıklı bir sonuç vermesi ise Sanayi 3.0 düzeyindeki çalışmaların bir an önce tamamlanması ile hızlanacak. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulan ‘Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu’, bu kapsamda inovatif çalışmalara imza atıyor. Platform çatısı altında ise TOBB, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD, YASED ve TTGV gibi iş dünyasının önde gelen kuruluşları yer alıyor. Dijital dönüşüm önümüzdeki 15-20 boyunca devam edecek bir süreç. Türkiye’nin henüz başında olduğu bu dönüşüme ayak uydurabilmesi için insan kaynaklarını dijital yetkinlikler ile donatabilmesi, inovasyonu teşvik edecek bir ortam yaratması ve son olarak üniversite-sanayi-girişimci ekosistemini güçlendirecek adımlar atması gerekiyor. Haberin devamı Platin'de...