USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Girişimcilik

13 Şubat 2014 13:24

DAVOS 2014 İZLENİMLERİ

DAVOS 2014 İZLENİMLERİ

DAVOS 2014 İZLENİMLERİ
Her yıl Ocak ayının son haftasında dünyanın birçok yerinden politikacılar, akademisyenler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının en yetkili isimleri İsviçre’nin küçük bir kasabası olan Davos’a doğru yola çıkar ve 1 hafta boyunca dünyanın gündemi burada oluşur. 2007’den beri geldiğim Davos için sabah 08:20’de İstanbul'dan uçağa bindim. World Economic Forum’a Türkiye’den katılan önemli isimler uçaktaki yerlerini almıştı. Agah Uğur, Erdal Karamercan, Ali Kibar, Ebru Özdemir, Gila Benmayor, Ertuğrul Özkök ve Erman Yerdelen bu isimlerden yalnızca birkaçı… Bu yılın ayrı bir önemi bulunuyor. Geçen yıl organizasyonun çok az bir kısmında aktiftik. Bu kez ise Davos’taki dekorlar dahil, birçok kısmın GateTurkey tarafından yapılmış olması, bendeki heyecanı biraz daha artırdı. Davos’u bilmeyenler için hemen bir hatırlatma yapalım. Hiçbir lüksün olmadığı, hatta otellerin 2 ve 3 yıldız seviyesinde olduğu, son yıllarda yapılan Hilton ve Intercontinental otelleri hariç, konaklamanın büyük bir sorun olduğu, dünyanın en büyük şirketlerinin yöneticilerinin otel odaları için yarıştığı bir yerden bahsediyoruz. Durumu gözünüzde biraz daha netleştirmek için şöyle bir örnek verebilirim. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, sadece 50 odası olan oteli paylaşmak zorunda kaldı. Restoranlarda önceden rezervasyon yapmazsanız, o akşam yemek yememe ihtimaliniz oldukça yüksek. Davos’u bilenler önceden tüm hazırlıklarını yapar, toplantılarını organize eder. Bu küçük kasabada sürekli etrafta koşuşturan, bir toplantıdan diğerine koşturan insanlar görürsünüz… Araları 150 metre olan iki otel arasında bir toplantıdan diğerine giderken Cisco’nun başkanı John Chambers ile o sabah konuştuğu panel hakkında ayak üstü konuşuyorduk. Aynı panelde olan Yahoo CEO’su Marissa Mayer, yanımızdan geçerken konuşmaya katıldı. 
 
Burada eminim ne konuştuğumuzu merak edenler var. John Chambers, sohbet ederken “Bir panele ATT, Salesforce, Yahoo ve BT’nin CEO’sunu koyarsan, hangisine vakit kalır” yorumunda bulundu. Bu sohbetlerin ardından otele gittiğinde gün içinde en çok ilgiyi gören panelin konuşmacısı Matt Damon ile beraber paltolarımızı çıkardık. Damon ile kurucusu olduğu sivil toplum kuruluşu water.org hakkında konuşmaya başladık. Damon, bana Davos’un kendisi son derece değişik bir tecrübe olduğunu söyledi ve 15 devlet başkanının yer aldığı bir yemeğe katılacağını belirtti. Matt Damon’un konuştuğu panelin önündeki kuyruk, Galatasaray-Fenerbahçe derbisini aratmıyordu. 
 
GÜVENLİK SON DERECE SIKI, OTELLER İSE DOLUP TAŞIYOR
Restorana yürürken Muhtar Kent ile karşılaştım. Kent, World Economic Forum’da çok önemli bir pozisyonda bulunuyor ve Coca-Cola her yıl bir resepsiyon düzenliyor. Kent, bana 2008’de yapılan Türk Gecesi’nin ardından neden Türkiye’nin yeni bir organizasyon yapmadığını sordu. 2008 yılında yapılan Türk Gecesi; Doğan, Doğuş, Koç ve Sabancı Holding’in bir araya gelmesi ile yapılmıştı. Türk Gecesi’nin World Economic Forum tarafından Davos bünyesinde düzenlenen en iyi 2 geceden biri olduğu söyleniyor. Sohbetimiz esnasında Kent’e gençlerde işsizlik için yapılan çalışmalarının önemini ve bu konuda yapılan bir proje hakkında bilgi verdim. Davos’ta herhangi biriyle yapacağınız ayak üstü bir konuşma 1-2 dakika ile sınırlıdır. Bu nedenle kimse nereli olduğunuzu ya da ne yaptığınızı sormaz. Önemli olan konudur. Eğer konu iki taraf için de ilginç ise detaylara girilir. Boynunuzda taşıdığınız yaka kartında genel bilgiler mevcuttur. Yaka kartından bahsederken… Davos bu bir hafta boyunca güvenliğin en üst düzeyde gerçekleştiği bir yer olarak öne çıkıyor. Yaka kartınız olmadan konferans merkezinin çevresindeki güvenlik çemberini geçmeniz mümkün değil. Bu nedenle Davos’a gelir gelmez, sizi kayıt için ayrılan binaya yönlendirip, kartınızı almanızı isterler. Kartınızı aldıktan sonra  şanslıysanız Davos’un içinde bulduğunuz otel odasına yerleşirsiniz. Oteller hakkında şu bilgiyi vermekte fayda var. Otelde bir gün kalacak bile olsanız, sizden 5 gün parası alınıyor. Bu kasabada yer alan oteller, bir hafta içerisinde maksimum kazanç elde etmeye odaklanılıyor. Hatta kasaba sakinlerinin bile evlerini kiraya verdikleri dikkat çekiyor. Kiralar ise 2 bin-20 bin CHF arasında değişiyor.
 
WORLD ECONOMIC FORUM'A KİMLER KATILABİLİYOR?
Hazır rakamlardan bahsetmişken, World Economic Forum’a kimlerin katılabileceğinden de bahsedelim. World Economic Forum’a  yıllık cirosu en az 3 milyar dolar olan firmaların en üst düzey yöneticileri ve bir temsilci kabul ediliyor. Başarılı akademisyenler, önemli uluslararası sivil toplum kuruluşu yöneticileri, politikacılar ve basın kuruluşlarının temsilcileri bu organizasyonda aktif bir şekilde yer alıyor. Basın temsilcileri her panele giremeyebiliyor. Bunun dışında şirketler için öne çıkan bir diğer yöntem ise sponsorluk. Bu sponsorluklar, yani stratejik partner’lık yılda 600 bin Euro civarında gerçekleşiyor ve bu sayede 5 kişilik kontenjan sahibi olunuyor. Türkiye’den sadece Doğuş Grubu bu listede yer aldı. Partner olma isteğiniz tek başına yeterli değil. Gerekli kriterlere uyulması ve bekleme listesindeki rakiplerin de geçilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra endüstri partner’i de olunabiliyor. Bu listede Türkiye’den Doğan Grup yer alıyor. Bu kriterlere uyduğunuz takdirde katılım bedeli 20 bin CHF olarak öne çıkıyor. Ama bu fiyata otelin dahil olmadığını belirtmekte fayda var. İlk akşam açılış resepsiyonu olur. Bu yılın sponsoru olan Megafon’du ve ana tema ise Sochi Kış Olimpiyatları’ydı. Klaus Schwab, bu yıl 44’üncüsü düzenlenen World Economic Forum’un ana temasından bahsedip Sochi’ye başarılar diledi. Bu resepsiyon çok uzun sürmüyor. Geceye devam etmek isteyenler Europa Otel’de bulunan ve muhakkak herkesin uğradığı Piano Bar’a gider. Buranın en önemli özelliği, çok kuvvetli network'ler kurabilmenize yardımcı olması. Piano Bar’da otururken, yanınıza Richard Branson oturabilir ve siz Branson ile sohbet etmeye başlayabilirsiniz. Burada iş konuşulmaz, daha çok sosyal konular konuşulur. Michael Douglas, Arif Navqi ve John Chambers ile burada tanıştığımı belirtmek isterim.
 
AYNI ANDA BİRKAÇ PANEL DÜZENLENİYOR
İlk günün açılış panelleri saat 09:00 itibari ile başlar ve aynı anda 6-7 adet paralel panel olur. Bu panellerdeki konuşlmacılar, konularının en uzman kişileridir. Sanırım Davos dışında böyle bir ortamı görmek mümkün olmayabilir. Bu nedenle hangi panele gidileceği hep bir sohbet konusu olur ve hatta bazen paneller paylaşılır. Ben ilk panelime giderken Güler Sabancı ile karşılaştım. Güler Sabancı’nın da World Economic Forum’da oldukça önemli görevleri bulunuyor. Bana hangi panele katılacağımı sordu. Sabancı’ya Digital Age ve MIT paneline katılacağımın bilgisini verirken, yanıma Harvard dekanı geldi ve kendi panellerine katılıp katılmayacağımı sordu. İlk panel arasında kahve kuyruğunda SABIC Başkanı Saud Bin Abdullah Bin Thenayan Al-Saud yanıma gelip, “Ne yaptınız Cidde’deki projeyi?” diye sordu. Suudi Arabistan’daki yeni projelerden bahsediyordu. Öğleden sonra merakla beklediğim panellerden biri de Elif Şafak’ın ve Barosso’nun konuşacağı paneldi. Elif Şafak, müthiş bir konuşma yaptı. Hikaye yazarlarının nasıl kurgular yaptığını, karakterleri ve empati kurabilmeyi ve bu kapsamda ötekileştirmemenin önemini anlattı. Oradan çıktıktan sonra son anda eklenen ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın tek konuşmacı olduğu salona yetiştim. Ali Babacan, Türkiye’yi en iyi temsil eden politikacılarımızdan. Hatta geçen yıl World Economic Forum’dan bir yetkili kendisi için gelen tüm politikacılar içinde en donanımlı birkaç isimden birinin olduğunu söylemişti. Salonda Türkiye’den  Ferit Şahenk, Ali Kibar, Agah Uğur, Ebru Özdemir ve Süleyman Sözen vardı. Yabancılar, Türkiye’de olanları sormak için bekliyordu. 
 
ALİ BABACAN, TÜRKİYE’YE YÖNELİK SORULARI YANITLADI
Ali Babacan, son haftalarda yaşananları şöyle özetledi: “Gülen cemaati, dünyanın birçok ülkesinde okulları olan bir kuruluş. Bu kuruluş okullarından mezun olanlar, mezuniyet sonrasında sıkı ilişkiler içinde kalıyorlar. Bizim dershaneler için aldığımız kararı, kendilerine tehdit olarak görüyorlar ve o zaman fark ediyoruz ki bir kumanda ve hiyerarşik yapı var. Bu yapı kendi menfaatine kararlar alıp, uyguluyor.” Agah Uğur, kendisine döviz kurlarını sorduğunda ise şu yanıtı verdi: “Ekonomiyi belirsizlikler ve endişe etkiliyor. Ancak banka ve şahısların borçlanmaları daha önceki krizlerdeki gibi döviz olmadığı için büyük bir tehlike görmüyorum. Yabancı yatırımcılar çıkış yapmadı. Yerel seçimlerden sonra her şeyin normale dönmesini bekliyorum” yorumunda bulundu. Babacan’a bireysel olarak merakla yeni anayasa hazırlıklarını ve neden bir yere varılamadığını sordum. Kendisinden Meclis'te çoğunluk olmalarına rağmen diğer partilerden eşit sayıda temsilci ile bu çalışmaların yapıldığını, 60 maddede anlaşıldığını ancak diğerlerinde anlaşma olmayınca çalışmaların tıkandığı cevabını aldım. Babacan’a politikacıların anayasa yapmasının doğru olup olmadığını, dünyanın diğer ülkelerinde bu yapının kurucu meclisler tarafıdan yapıldığını ve bunun sebeplerini anlattım. Şunu tekrar belirtmeliyim ki Ali Babacan, herhangi bir konuyu konuşabileceğiniz en iyi politikacıların başında geliyor.
 
800’ÜN ÜZERİNDE ORGANİZASYON GERÇEKLEŞİYOR
Peki, paneller ve konferans merkezi dışında neler oluyor? 800’ün üzerinde organizasyon gerçekleşiyor. Konferans dışında otellerde kültürel geceler ve şirket partileri düzenleniyor. Bu sene ilk akşam, Socar’ın ev sahipliğindeki geceye uğradım. Socar’ın başkanından önce Avrupa Birliği Enerji Komisyonu Başkanı konuştu. Geçen yıl atılan imzalar ve Azeri gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya gelecek olmasından bahsetti. Olimpiyat ve Asya Oyunları’nın olduğunu, 2015 yılında Azerbaycan’da 2015 Avrupa Oyunları’nın düzenleneceğini vurguluyor. Biz, birçok oyunu alabilmek için uğraşırken, Azerbaycan olmayan oyunları yaratıp, hiçbir dosya ve yeterlilik hazırlamadan Avrupa’da olmamasına rağmen oyunlara ev sahipliği yapabiliyor. O akşam Luis Figo geldi ve Socar yazılı formaları imzaladı. Saatler biraz ilerledikten sonra Ferit Şahenk geldi. O ana kadar herkesin yanına gittiği Socar Başkanı, Ferit Şahenk’i karşıladı ve büyük ilgi gösterdi. Aynı şekilde SABIC Başkanı Saud Bin Abdullah Bin Thenayan Al-Saud ile de uzun uzun görüştüler. 
 
HİNDİSTAN’DAN 9 ENDÜSTRİ ŞEHRİ
İkinci gün en merak ettiğim panel, her ne kadar Ruhani gelecek olsa da Manufacturing paneliydi. Burada Hindistan, Çin ve Japonya dışında Finlandiya ve Amerikalı uzmanlar mevcuttu. Hindistan Kalkınma Bakanı, 30 yaşın altında 820 milyon kişi olduğu bilgisini verdi. Üretimin artması için tanesi 920 kilometrekare olan 9 endüstri şehri yaptıklarını belirtti. Finlandiyalı bakan, yatırım ve yabancı üretimi çekebilmek için gelir vergisini %24’ten %20’ye düşürdüklerini, çünkü komşuları olan İsveç’te bu oranın %22 olduğunu belirtti. Birisi Finlandiyalı bakana ‘Nokia nasıl oldu da battı?’ diye sordu ve “Batması yön değiştirdi. Bir başka Nokia istemiyoruz. Çünkü tek bir firma ülkenin milli gelirinin ve istihdamının çoğunu tek başına yapınca bir o kadar da tehlike kaynağı oluyor. Rovio (Angry Birds) tarzı firmaları tercih ediyoruz” yanıtını aldı. Bu panelde yakından tanıdığımız önemli ekonomi uzmanı Dani Rodrik de vardı. Kendisine Türkiye’nin durumunun dışarıdan nasıl gözüktüğünü sordum fakat cevabının aramızda kalmasını istediği için burada yazamıyorum.
 
 
INNOVATION NATION TANIMLAMASI 
Gelelim politikacılara… Günün önemli konuşmacıları arasında Park Geun-Hye Güney Kore Cumhurbaşkanı vardı. Kendisi ülkelerinin kreatif ekonomi yaratma çalışmalarını ve bunun için girişimciliği nasıl desteklediklerini anlattı. Gençlere yönelik işsizlik sorununu çözebilmek için birden fazla strateji üzerinde çalıştıklarını ve ulusal eğitim sistemine yaptıkları yatırımları aktardı. Ve merakla beklenen konuşmacı İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran’ın ilk 10 ekonomiye girme hedefi ile başladı. Uluslararası kuruluşların Suriye’deki durumun çözülmesine yardımcı olmaları gerektiğini belirtti. Geçen 6 yılın, hiçbir ülkeninin tek başına yaşayamayacağını ve krizlerin üstesinden gelemeyeceğini açık bir şekilde ortaya koyduğunu söyleyen Ruhani, nükleer çalışmalar konusunda da anlaşılabilir bir çözüme açık olduklarını belirtti. Kendisinden sonraki panele çıkan İsrail Başbakanı Netanyahu, açıkça İran’ın açıklamalarına inanmadıklarını, bölgedeki sorunların çözülmesi için ekonomik düzelmenin ve ilerlemenin gerekli olduğunu, yabancı yatırımcıların İsrail’i Startup Nation olarak gördüklerini kendisinin ise bunu Innovation Nation olarak gördüğünü vurguladı. Netanyahu, bu konuya dair ilginç bir örnek verdi: “Dünyada en çok hangi ülkedeki inekler süt veriyor? Tabii ki İsrail. Biz, onların her hareketini ciplerle takip ediyoruz.” Netanyahu, konuşması bittikten sonra merdivenlerden çıkarken beni gördü. 2008 yılında başbakan değilken, Mısır’da düzenlenen bir konferansa konuşmacı olarak katılmıştık. Orada karşılaşınca yanıma geldi ve bana ‘merhaba’ demeyi ihmal etmedi.
 
ikiLİ GÖRÜŞMELER BÜYÜK ÖNEME SAHİP
İkinci gece, önce Japon Gecesi’ne uğradık. Bu organizasyon Davos’un klasikleri arasında yer alıyor. Muhakkak her yıl yapılıyor, süreklilik önem arz ediyor. Biz, sadece bir yıl yaptık ve devamı gelmedi. Mitsubishi CEO’sunun konuşması ve Japon geleneklerine göre tek el çırpması ile biten geceden çıkmadan önce gidip kendilerini Olimpiyatlar için tebrik ediyorum. Oradan Nijerya Gecesi’ne geçtik. Benim gibi daha önce bir Nijerya tecrübeniz yok ise ağzınız açık olarak izleyebilirsiniz. Çünkü müthiş bir enerjileri var. Nijerya kesinlikle Afrika’nın parlayan yıldızı olacak diyorlar. Eğer bu enerji ülkenin tamamında varsa ki öyle gözüküyor hiç şaşırmam bu sonuca... Son gün benim için daha çok ikili görüşmeler ile geçti. World Economic Forum’da paneller önemlidir ancak daha da önemlisi 2’li görüşmelerdir. Toplam 50 adet bilateral odası bulunuyor ve bu odalar 12 dakikalığına rezerve ediliyor. Devlet başkanları ve iş dünyasının yöneticileri iş görüşmelerini burada yapıyor. World Economic Forum yetkililerinden biri yanıma gelip, “Türkiye’de olanları yakından takip ediyoruz ama anlamadığımız bir konu var. Neden muhalefetten kimse katılmıyor? Dünyanın olayları objektif görebilmesi için buraya gelmeleri faydalı olur. Başbakan Tayyip Erdoğan gelmiyor olabilir ancak unutulmasın ki kendisi başbakan olmadan önce New York’ta yapılan bu foruma gelerek ikili görüşmeler yapmıştı” yorumunda bulundu. Sizlere Davos’u kendi gözümden anlatmaya çalıştım. Paneller dışında nasıl bir yer olduğunu, hangi konularda konuşulduğunu ve insanların neden her yılın Ocak ayının son haftasında bu küçük kasabaya akın ettiklerini aktarmaya çalıştım.

EN ÇOK OKUNANLAR