USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

08 Nisan 2020 04:12

İç ve dış iletişim kodları güncelleniyor

Mobil iletişim, veri yönetimi, operasyonel stratejiler, çalışanların takdir edilmesi ve kişiye özel platformlar...Hanson Search Kıdemli Danışmanı ve İç İletişim Başkanı Jenny Waters ile Beekeper İçerik Pazarlama Yöneticisi Alexandra Zamolo’nun analizleri, 2020 ve sonrasında iç ve dış iletişim kodlarını güçlendirmek isteyen markalara inovatif bir yol haritası sunuyor

İç ve dış iletişim kodları güncelleniyor

Büyük çapta kurumsal bir değişimin içine girildiği, şirketlerin iç ve dış iletişimlerinin ise örgütsel katılımı geliştirmede kritik rol oynadığı bir dönemdeyiz. Peki, iç ve dış iletişimin yeni dönem kodları neler? Günümüzde iş gücü çoğunlukla farklı coğrafi alanlara yayılmış çalışanlardan oluşuyor. Çevik ve uzaktan çalışma anlayışındaki istikrarlı artış, şirket içinde tutarlı ve güvenilir iletişimi sağlamanın hiç olmadığı kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Teknoloji güncellenip geliştikçe işletmeler de hem bu avantajlardan yararlanabilmek hem de kurum dışındaki paydaşlarıyla sağlıklı bir iletişim kurabilmek amacıyla farklı stratejiler kurguluyor. Global arenada kurumsal iletişim ve içerik yönetimi alanında danışmanlık veren Jenny Waters ve Alexandra Zamolo’nun yorumları pek çok şirkete yol gösterecek. Türkiye’nin önde gelen holding ve kurumlarının kurumsal iletişim yöneticilerinin yeni dönem yol haritaları da değişen iletişim vizyonunu açıkça yansıtıyor.

Jenny Waters, çalışma ortamlarının değişmesiyle gelecekte öne çıkacak iletişim modellerine damgasını vuracak dijital medya uygulamalarının ve yenilikçi yaklaşımların neler olacağını 3 başlık altında değerlendiriyor

1- ÖNCELİK MOBİL İLETİŞİM

Her gün kullandığımız araçlar, uygulamalar ve sosyal kanallar gibi mobil teknolojinin de çabuk yayılması online etkileşimimiz üzerinde uzun süreli bir etki yaratıyor. Bu nedenle çalışma şeklimiz de her geçen gün değişiyor. Yaptığımız işler, herhangi bir ofiste ya da bilgisayar başında yapılacak işlerle sınırlı değil. Şu anda iş gücünün yüzde 50’sini Y Kuşağı oluşturuyor ve bu kitle teknolojiye ve mobil iletişim süreçlerine çok daha vakıf. Her geçen gün daha çok kurum, iletişimini mobil teknolojiler ile sağlamayı tercih ediyor. Şirketler önemli güncellemeleri ve personel duyurularını doğrudan çalışanlarının akıllı telefonlarına gönderiyor.

Ne gibi adımlar atılmalı?

Şirket içi iletişimi kolaylaştırmak amacıyla kişiye özel tasarlanmış entegre uygulamaların yanı sıra aydınlatıcı ve bilgilendirici platformlar da hızla artıyor. Bu platformların amacı ise marka farkındalığı ve sadakati artırırken potansiyel olarak birbirinden kopuk olan iş gücünü bir araya getirebilmek.

SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİMİ DESTEKLEYEN PROJELER GELİŞTİRİLİYOR

Anadolu Grubu Kurumsal İlişkiler ve İletişim Koordinatörü Kaan Ünver “İstikrarlı bir iletişimle, tüm paydaşlarımıza en doğru mesajları iletebilmek için oluşturduğumuz ‘bütünleşik ilişki ve iletişim stratejisi’ kapsamında; grup şirketlerimizin aktivitelerini öne çıkaracak konsolidasyon çalışmaları yapıyor, çatı projeler geliştiriyoruz. Bu analizlerin sonuçlarına göre bütünsel iletişim evrenimizi oluşturuyor ve öncelikli gelişim alanlarımızı belirliyoruz. Modelimizi global sürdürülebilirlik standartları çerçevesinde uyguluyoruz. Geçen yıl grup olarak ‘Anadolu’dan Yarınlara’ markamızı oluşturduk. Hazırladığımız 'Anadolu Grubu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Uyumluluk Raporu’ ile grubumuzun sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için aktif bir katılımcı olarak çalıştığımızı ortaya koyduk. Çalışma kültürü, risk yönetimi, kriz yönetimi, denetim, iletişim, teknoloji, eğitim ve daha birçok iş sürecimizde sürdürülebilir bir gelişim ve dönüşüm anlayışıyla çalışıyoruz." dedi

2-SAVUNUCULUK VE NET OLMAYAN ÇİZGİLER

Mobil araç kullanımındaki artışın en önemli etkenlerinden biri de şirketlerin iç-dış iletişimleri arasındaki çizginin eskisi kadar net olmaması… Bu durum, sosyal platformlar aradaki farklılıkların birçoğunu ortadan kaldırmış durumda. 2020 ve sonrasında gözlemlenecek en önemli trendlerden biri de çalışanların şirketlerini sosyal medyada savunmaya başlamaları olacak. 

Marka elçileri artacak

Şirket çalışanları markanın hikayesini anlatan kişilere farklı bir ifadeyle markanın elçilerine dönüşmeye başladılar bile. Pek çok çalışan, liderlik ile ilgili yaptıkları konuşmalardan ekip fotoğraflarına kadar şirket içinde yaşanan hayatı, kurumun değerlerini ve kültürünü yansıtan içerikler yayınlıyor. Bu da artık tek yönlü iletişimle sınırlı kalmanın mümkün olmayacağını gösteriyor.

Sesli içerik kullanımı yaygınlaşacak

Podcast ve sesli kitap gibi uygulamaların kullanımındaki artış, birçok kişinin bilgiyi dinleyerek almayı tercih ettiğini gösteriyor. Video içeriği ise aynı anda birden fazla iş yaparken dikkat dağıtıcı, aşırı uyarıcı ve takip etmesi zor bir yapı olarak değerlendiriliyor. Oysa sesli içerikler birçok ihtiyacı karşılıyor. CEO’dan gelecek slaytlar ve görsel içeriklerle süslenen bir video mesajı yerine bir podcast veya bir ses dosyası çok daha ilgi çekebilir. 

Nasıl bir aksiyon geliştirilmeli?

Artık işletmelerin sosyal ağların gücünü kabul etmesi ve online sohbetler kurarak etkileşime girmeye başlamaları gerekiyor. Şirketler, etkili bir çalışan savunuculuğu programı uygulayarak daha sahici mesajlar verebilir, çalışanlarının katılımını artırabilir, şirket kültürünü geliştirebilir, organik içeriklerden güç alabilir, kendi fikir liderlerini ve influencerlarını geliştirebilir.

TÜRKİYE’NİN İLK MARKA ELÇİSİNDEN TAVSİYELER

Profesyonel yaşama moda sektörü ile adım atan Yonca Ebüzziya, televizyon programcılığı, dergi yayın yönetmenliği, defile koreograflığı ve danışmanlık gibi birbirini tamamlayan kültür, moda ve sanat temelli çalışmalarda yer aldıktan sonra, o günlerde pek duyulmayan ‘marka elçiliği’ görevini üstlendi. Borusan Otomotiv bünyesinde, 2002-2018 yılları arasında markanın kültür, sanat ve moda konularında marka elçiliğini yaptı. Bugün; danışmanlıklar, Baksı Müzesi yönetim kurulu üyeliği, Epos 7 Derneği başkan yardımcılığı, gönüllülük projeleri, gönüllü sanat danışmanlığı ve gönüllü marka elçiliğine devam eden Ebüzziya, yıllarca hayalini kurduğu ve emeklilik projesi olarak tanımladığı Sanatla Randevu’nun da kurucu ortağı… Marka elçiliğinin; markanın var olan kişiliğini koruyan ve yaygınlaştıran bir görev olduğuna dikkat çeken Ebüzziya, “Marka elçileri; markanın vermek istediği mesajı hedef kitleye benimsetmeye çalışır. Bunu yaparken; markasının değerini, markasını diğer markalardan ayıran özellikleri, bir markanın sunumu ile tanıtımının neden önemli olduğunu ve şirketin sektördeki rolünü çok iyi bilmesi gerekir. Temsil sürecinde markanın önüne geçmemek, dış görünüşten hayat tarzına kadar markaya yakışan bir duruş sergilemek şart” yorumunda bulunuyor. 

“MARKA ELÇİLİĞİ, REKLAM YÜZÜ OLMAK ANLAMINA GELMİYOR”

Marka elçilerinin şirketin veya markanın başarısında önemli bir rol üstlendiğini hatırlan Yonca Ebüzziya, “Bir markanın bütünsel başarıyı yakalayabilmesi için logo, slogan ve ürün kadar markayı doğru bir şekilde konumlandırması ve tutarlı olması gerekir. Diğer yandan değişen dünyada pek çok kurum ve kuruluş, kültür ve sanata verdiği destekle güçleniyor ve sosyal sorumluluğunu yerine getiriyor. Yeni pazarlama stratejileri kapsamında marka elçiliği görevi önem kazanırken şirketler bu yönleri ile değer kazanıyor. Marka elçileri, markanın reklamına takviye yaparken hedef kitle ile doğruda iletişim kuruyor” diyor. 

3- VERİ İLETİŞİMİNİN ÖNEMİ ARTIYOR

Geniş teknoloji olanakları sayesinde modern işletmeler artık çok daha fazla veriye sahip. Ancak birçok işletme, temel ölçüm birimleri dışında bu verilerin gerçek potansiyelinden faydalanmıyor. 

Hangi veriler göz önünde tutulmalı?

Oysa bu veriler; şirketlere tercih edilmesi gereken iletişim yönteminin ne olması gerektiği, hedef kitlenin herhangi bir sosyal medyada geçirdiği zaman, tıklama oranları, iş gücü demografikleri, çalışanların şirketteki görevleriyle ilgili neler hissettikleri gibi konularda pek çok ipucu sunabiliyor. Şirket içi iletişim ekiplerini bilgilendirmek ve çalışan katılımını artırmak için tüm bu bilgilerden yararlanmak mümkün.

İÇERİK ÜRETİMİ VE İTİBAR YÖNETİMİ ALANINDA ÇOK TARAFLI PAYDAŞ İLETİŞİMİNE GEÇİLDİ

Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Bölüm Başkanı Rana Birden Çorbacıoğlu “Teknolojik dönüşümün etkisiyle kurumsal iletişim profesyonellerinin iş yapış biçimleri de bu sürece ayak uydurmak zorunda kaldı. Günümüz dünyasını en iyi anlatan bir kavram çıktı ortaya: VUCA (Volatility-değişken, Uncertainty-belirsiz, Complexity-karmaşık, Ambiguity-belirsiz) dünyası… Krizler, sürekli gelişen teknoloji, değişken sosyal ve siyasi ortam, bizi bu dünyanın içine ister istemez itti. Krizleri doğru analiz ederek yönetmek her zamankinden daha fazla önem taşıyor ve kurumsal iletişim profesyonellerine çok iş düşüyor. İletişim disiplinimiz, içerik üretimi ve itibar yönetimi alanında çok taraflı paydaş iletişimine evrildi. Markanın temsil ettiği değerleri ve kurum kültürünü sahiplenerek güveni sağlamak üzere paydaşlarımızla ilişki yönetimini önemsiyoruz.  Satır ve sütun değerlerinin ölçüldüğü tek taraflı iletişimin değil, artık yaratılan etki ve süreklilik ile ölçümlenmenin gereğine inanıyoruz.

POZİTİF ETKİ YARATAN BİR EKOSİSTEM İNŞA EDİLİYOR

İç ve dış iletişim tanımından ziyade ‘topluluk iletişimi’ kavramını kendimize görev edindik.  Dokunduğumuz her birey, Kale Grubu için değerli ve önemli. Odaklandığımız her konuyu pozitif iletişim ve değer odaklı iletişim çerçevesinde ele alıyoruz. Türkiye’nin geleceği için yeni başarı hikayeleri oluşturuyoruz. Yerel otoriteler, STK’lar, kamu, üniversite ve sosyal girişimcilerin de içinde bulunduğu paydaşlarımızla kol kola yürüyoruz. Kale Grubu’nun vizyonu ve stratejik öncelikleri ile uyumlu, grubun ve CEO’nun itibar yönetimine ve görünürlüğüne katkı sağlayarak toplumsal katma değer ve sosyal fayda yaratan öncü ve yenilikçi içerik üretmek ve iletişimini yapmak önceliğimiz oldu. Girişimcilik alanında ilham veren projeler üretmeye devam edeceğiz. Teknolojinin araç, insanın mutluluğunun ve refahının amaç olduğu, pozitif etki yaratan, sürdürülebilir ve döngüsel projelere inanıyor; ekosisteme yatırım yapıyoruz.” dedi.

DOĞRU İLETİŞİMİN SIRRI: KALBE ULAŞMAK İÇİN DÜRÜST VE SAMİMİ, AKLA ULAŞMAK İÇİN İSE SADE VE DOĞRUDAN

Tekfen Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Şirketler Direktörü Dori Kiss Kalafat “İletişim, her şeyden önce ‘işteş’ yani birden fazla canlının ‘birlikte’ veya ‘karşılıklı’ yaptığı bir eylem. İşteştir çünkü iletişim tek başına olmaz, insanoğlu var olduğu günden bugüne karşısındakiyle bilgi, düşünce ve duygu değiş tokuşudur. Buna bugün artık nesneler de dahil! Kurumlar da insanlardan ibaret ve doğal olarak paydaşlarıyla iletişim kuruyorlar. Kurulan bu iletişimde başarının anahtarı çok da farklı olmayacaktır: Kalbe ulaşmak için dürüst ve samimi, akla ulaşmak için sade ve doğrudan olmalı. Bunlar iletişimin değişmezleri. Her şeyin olağanüstü hızla ve beklenmedik şekillerde değiştiği hatta altüst olduğu dünyamızda, iletişim kurma şekli de aynı sıfatlarla değişiyor, değişmek zorunda. İletişimin dili, araçları, dinamik ve şekilleri... Dijital imkanlar, sosyal kanallar, yepyeni görsel/işitsel uygulamalar giderek öne çıkıyor. Eylem hızı, her zamankinden daha önemli. Nerede duyulacaksanız, orada olmalısınız. Tekfen Grup Şirketleri’nin iletişiminde kurulduğumuz günden beri temsil ve riayet ettiğimiz temel değerlerimizi muhafaza ederken, bunları paylaşma biçim ve yollarımız günün imkan, fırsat ve beklentilerine göre şekilleniyor. Yeni araç-gereçleri izliyor, öğreniyor, deniyor ve etkilerini değerlendiriyoruz. İyi netice aldığımız da var, henüz zamanı gelmeyen ya da bize göre olmayanı da. Acelemiz yok, doğru yapma derdimiz var. Heyecan duyduğumuz kadar, temkinliyiz de. Tekfen’in 63 yılda inşa ettiği güveni korumak ve aktarmak için…” diyor.

ERİŞİLEBİLİR VE GÜVENE DAYALI BİR İLETİŞİM DİLİ KURGULANIYOR

Signify Türkiye, Ortadoğu, Pakistan Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Bilge Ertan “Hedef kitlemiz nezdinde kendimizi anlatmamıza ve iletilerimizin ulaşmasına aracılık eden basın mensuplarımız en önemli paydaşlarımızdan. Dijitalleşmeyle beraber geleneksel mecralara alternatifler de geliyor. Farklı yaş grubundaki hedef kitlemize ulaşırken, değişik mecralara özel bir iletişim süreci kurguluyoruz. Teknolojik yenilikleri kullanırken, insan odaklı iletişime de vurguda bulunuyoruz. Bu tip çalışmalar; marka ve kurumların hem değerini hem de itibarını artırıyor. Basın ile kurulan ilişkilerde erişilebilirlik çok kıymetli. Güvene dayalı bu iletişim sayesinde sektör dinamiklerine hakim olurken müşterilerimizin basın ve fikir önderleriyle ilişkilerini geliştirebilmelerine de destek oluyoruz. İç iletişimde de aynı mesajları farklı iletişim araçlarıyla, kurumun ve çalışanların değerleri ile uyumlu biçimde verebilmeyi önemsiyoruz. Kurum bu şekilde itibar kazanırken, çalışanlar da itibarı yüksek bir kurumda çalışmanın verdiği özgüvene sahip oluyor. İletişim vizyonumuzu kurgularken sürdürülebilirliğe odaklanıyoruz. Işığın insanın yaşam kalitesi için anlamını yeniden tanımladığımız, sürdürülebilirlik, nesnelerin interneti ve bağlantılı akıllı aydınlatma gibi kavramları rehber edinerek konfora dönüştüren bir anlayışa doğru kabuk değiştiriyoruz. Hedef kitlemizde kendimizi hayatın içinden çözüm ve uygulama örnekleriyle, ev ve ofis yaşamında konforu ve verimliliği artıran ilham verici, inovatif çözümlerle ifade edeceğiz. İnsanı merkeze alan yatırımlarımızı, Ar-Ge faaliyetlerimizi, projelerimizi ve yeniliklerimizi kurum liderlerimizin bakış açısından anlatmak istiyoruz." dedi

 

EN ÇOK OKUNANLAR