USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Dergi

05 Ağustos 2020 10:14

"İç pazarımız umut vadediyor"

Otomotiv, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri... 2019 yılında Türkiye otomotiv ihracatı 31.2 milyar dolar oldu. 1 milyon 256 bin aracın ihracatı gerçekleşti. Platin olarak 1994 yılında ülkemizde faaliyete geçen Toyota Otomotiv Sanayi'nin Türkiye Genel Müdürü ve CEO’su Toshihiko Kudo’yla bir araya gelerek, yaptıkları çalışmaları ve sektörün geleceğini değerlendirdik

"İç pazarımız umut vadediyor"

İrem Sertbaş / [email protected]

En değerli markalar sıralamasında üst üste 13 yıldır birinci olmayı başaran Toyota, hibrit araç üretiminde ülkemizi ön saflara taşıyor. Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdürü ve CEO’su Toshihiko Kudo, Platin’e özel değerlendirmelerde bulunuyor.

• Türkiye, otomotiv sektörü için nasıl avantajlar barındırıyor? Ne gibi adımların atılması gerektiğini öngörüyorsunuz?

 Türkiye konumu ve nitelikli iş gücü sayesinde, üretim ve ihracat rakamlarını her yıl biraz daha artırarak dünyada otomotiv alanında önemli bir pozisyonda olmayı sürdürüyor. Ayrıca, verilen Ar-Ge teşvikleri ve çevreci teknoloji yatırımları ile de küresel anlamda global firmaların operasyonlarını organize etmeleri açısından önemli fırsatlar barındırıyor. Bu fırsatları değerlendirebilen otomotiv üreticilerine büyük avantajlar sağlıyor. Yeni tip Koronavirüs salgını, tüm sektörleri etkilediği gibi otomotiv sektörünü de olumsuz etkiledi. Otomotiv sektörü olarak olumlu olumsuz her koşulda rekabetçiliğimizi koruyup güçlendirebileceğimiz destekler, firmaların ihracat/satış performansını artırırken dış ticaret dengesine de olumlu katkılar sağlayacak.

“HER ANLAMDA BİR DÖNÜŞÜM SÜRECİNDEYİZ”

• Sektörün geleceğini hangi değişkenler belirleyecek?

Dünyaya baktığımızda her anlamda bir dönüşüm sürecindeyiz. Bu süreçte geleceğe dair dönüşümleri yakından takip ederek bu konuda yatırım yapanlar, farklarını ortaya koyacak. Otomotiv üretiminde öne çıkan ülkelere bakarsanız, inovatif gelişmeleri takip eden ve bu konuda ağ kuran üreticilerin daha iyi sonuçlar aldığını görebilirsiniz. Bunun yanında otomotiv sektöründeki çevreci teknolojiler de dönüşümle beraber sektördeki yerini çoktan aldı ve büyümeye devam ediyor.

• Hibrit araç üretiminin sektördeki payı hakkında bilgi verir misiniz? Toyota’nın bu noktada hedefi nedir? 

1997 yılında seri üretimi gerçekleştirilen ilk hibrit araç olan Toyota Prius modeli ve ardından 2015 yılında üretilen dünyanın ilk hidrojen yakıt hücreli aracı olan Mirai modeli ile çevreye duyarlı araç üretiminde tüm dünyaya öncülük ettik. 1997 yılından bu yana 15 milyon adetten fazla hibrit araç satışı gerçekleştiren Toyota, hibrit teknolojileri araçları sayesinde 120 milyon ton daha az CO2 emisyon salınımı sağladı. Toyota’nın yıllık olarak ürettiği 10 milyon adetlik aracın yüzde 50’sinden fazlası 2025 yılında hibrit motorlar veya sıfır emisyonlu teknolojilerden oluşacak. Türkiye’nin hibrit üretim üssü haline geldik. 2020 ilk altı ay üretimimiz ise yüzde 70 oranında hibrit araçlar olmak üzere toplamda 90 bin araç seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin hibrit motorlu araç üretiminde küresel anlamda önemli bir aşama kaydettiğine inanıyoruz.

“MOBİLİTE ŞİRKETİ OLARAK YENİDEN ŞEKİLLENİYOR”

• Dünyanın en değerli otomobil markaları sıralamasında birinci olmanızın, hangi bileşenlerin sonucu olarak gerçekleştiğini düşünüyorsunuz? 

Bu bileşenleri, ‘sürekli iyileştirme’ ve ‘insana saygı’ ilkelerinden yola çıkarak;  geçmişten günümüze kadar sürekli gelişim içerisinde bulunan yüksek teknoloji üretim prosesleri, dünyanın dört bir yanında bulunan nitelikli iş gücü, müşteri memnuniyetini en üst seviyelerde tutabilmek için güvenlik ve kalite odaklı Ar-Ge çalışmaları olarak sıralayabiliriz. Saygın kuruluşlar (BrandZ) tarafından yapılan en değerli markalar sıralamasında üst üste 13 yıldır birinci olmayı başardı. Bir süredir bir dönüşüm içindeyiz. Toyota, mobilite şirketi olarak yeniden şekilleniyor. Sadece araç üreticisi olmaktan ziyade toplum için teknolojik ve paylaşımcı çözümler sunarken çevreye duyarlı araçları, yapmış olduğu iş ortaklıkları, geleceğin şehri ‘Woven City’ projesi ve KINTO gibi tamamen mobilite anlayışına yönelik çıkarmış olduğu markası ile de gelecekte önemli bir rol oynamayı hedefliyor. 

“TÜRKİYE’Yİ BİR ‘HİBRİT ÜSSÜ’ HALİNE GETİRDİK”

• Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’nin ülkemizdeki 30 yılı nasıl geçti? Hangi başarılarla fark yarattı?

1990 yılında Toyota’nın ikinci Avrupa üretim tesisi olarak kurulduktan sonra 1992 yılında şirketimizin temelleri atıldı. Üretim faaliyetlerimize 1994 yılında başladık. Faaliyetlerimize başladığımız ilk günden itibaren üretim ve ihracatta birçok rekor kırarak Türkiye ekonomisine sağladığımız katkının haklı gururunu yaşıyoruz. Hibrit üretimine başlama serüvenimizin ilk gününden itibaren geçen dört yıllık süreçte Avrupa’nın tüm Toyota fabrikaları arasında en yüksek üretim ve hibrit üretim yüzdesine ulaşarak Türkiye’yi bir ‘hibrit üssü’ haline getirdik. 30 yıldır otomotiv sektöründe önemli bir üretici ve ihracatçı pozisyonumuzu koruyup geliştirmenin, hedeflerimizi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 

“ÜRETTİĞİMİZ ARAÇLARIN YÜZDE 90’INI, DÜNYANIN 150 ÜLKESİNE İHRAÇ EDİYORUZ”

• Önümüzdeki dönem için hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Tüm dünyanın gelişimi ve değişimi yaşadığı bu dönemde, Covid-19 salgını, otomotiv sektöründe de olumsuz etkiler yarattı.  Oldukça iyi bir performansla başladığımız 2020 yılına, pandemi nedeniyle üretimimize mart ve mayıs ayları arasında 7 hafta ara verdik. 11 Mayıs’ta ofislerimizde ve üretim hatlarımızda tüm önlemleri alarak tekrar üretime başladık. Ürettiğimiz araçların yüzde 90’ını dünyanın 150 ülkesine ihraç ediyoruz. Bunun yüzde 75 ila 77’sini Avrupa için üretiyoruz. Bu yıl sonunda geçen yıla kıyasla üretim ihracat performansımızda yüzde 15 daralma olacağını öngörüyoruz. Bütün mücadelemiz en büyük pazarımız olan Avrupa’da payımızı artırmak ve başka pazarlarla kaybımızı telafi etmek. Kendi iç pazarımız ise umut vadediyor. İç pazarın geçen yılın değerlerinin üstüne çıkacağı beklentisi içindeyiz. Amacımız eylül ayından itibaren eski hızımıza yakın bir yere gelmek. Bunun için öncelikle ana pazarımız konumundaki Avrupa’nın toparlanması gerekiyor. 

• Toyota, dijital oyun dünyasının lider markası Thrustmaster ile iş birliğine girerek e-motor sporlarını yaygınlaştırma hedefi için bir adım daha attı. Bu alana yönelik çalışmalarınızı ve planlarınızı özetler misiniz? 

‘Toyota Gazoo Racing’ yarışlarının ruhunu dijital oyun dünyasında da yaşatmak isteyen Toyota, Thrustmaster oyun markası ile iş birliğine girdi. İnsanlara dijital yollarla da ulaşmayı hedefleyerek yenilikçi vizyonumuzu her alanda göstermeye devam ediyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR