Sürdürülebilir ambalaj çözümlerinin başlangıçta geleneksel ürünlere kıyasla birim maliyet açısından daha yüksek göründüğünü ancak bu yatırımların, markalar için uzun vadede hem ekonomik hem de itibar anlamında ciddi bir katma değer yarattığını belirtiyor İspak Genel Müdürü Hakan Koçoğlu. Bugün markaların yalnızca ürün kalitesiyle değil, çevresel sorumluluklarıyla da tercih edildiğini söyleyen Koçoğlu, özellikle Avrupa Birliği'nin 2030 itibarıyla tüm ambalajların geri dönüştürülebilir olmasını zorunlu kılacak düzenlemeleri dikkate alındığında, sürdürülebilir ambalaj yatırımının bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğinin altını çiziyor. Bu dönüşüme erken uyum sağlayan markaların, regülasyon kaynaklı maliyet risklerinden de korunmuş olduğunu sözlerine ekliyor. Ar-Ge bütçesinin yaklaşık yüzde 50'sini çevre dostu ambalaj geliştirmeye ayırdıklarına değinen Koçoğlu, bu yatırımların; ürünlerin yaşam döngüsü boyunca ortaya çıkan karbon emisyonlarını azaltmaya, hammadde verimliliğini artırmaya ve üretim süreçlerindeki enerji tüketimini optimize etmeye imkan tanıdığına işaret ediyor. Böylece sürdürülebilirlik yalnızca çevresel değil, operasyonel verimlilik anlamında da ekonomik bir kazanım getiriyor.
(İspak Genel Müdürü Hakan Koçoğlu)