Türkiye, 2024 yılı itibarıyla 62.2 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak 60.5 milyar dolar turizm geliri elde etti. Bu başarı, doğrudan ve dolaylı olarak 2 milyondan fazla istihdam yaratırken, ülke ekonomisine 53.3 milyar dolar doğrudan katma değer sağladı ve cari açığa 56.3 milyar dolar net katkı sundu. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi (WTTC) raporlarına göre 2023 yılında 9.5 trilyon dolar olarak gerçekleşen turizm ve seyahat ekosistemi, 2033 yılında yüzde 60'ın üzerinde bir artışla 15.5 trilyon dolara çıkacağı öngörülüyor. Bu büyüme ivmesi, uluslararası turizmde rekabetin de daha dinamik hale geleceğini gösteriyor. Turist girişi bakımından dünyada ilk beşte yer alan Türkiye, özellikle Akdeniz çanağı ve Kızıldeniz gibi bölgelerle artan rekabet içinde konumunu güçlendirmeye devam etmeli.
SÜRDÜRÜLEBİLİR VE DÖRT MEVSİME YAYILAN TURİZM HEDEFİ
Ülkemizin dünya trendlerine uygun bir planlama ile dönüşümünü sağlayarak, sürdürülebilir bir destinasyon olarak konumlanması ve turizmin dört mevsime yayılması temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Türkiye'nin turizmdeki gelişimi, 1980'de Turizm Teşvik Çerçeve Kararı ve ardından 1982'de çıkarılan 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu ile ivme kazandı. Turizmde daha evvel yatırım yapmamış olan yatırımcı, bu dönemde Kanun kapsamında sağlanan arsa tahsisleri, teşvik ve finansman avantajları sayesinde kamu özel sektör iş birliği modeli ile dünya çapında yatırımlara paralel ve büyük yatırımlar yaptılar. 1981'de 58 bin olan nitelikli yatak sayımız 1999'da 350 bine ulaştı ve Türkiye, gerçek anlamda dünyada önemli bir turizm destinasyonu oldu. 2000'li yıllar itibarı ile Turizmimizin ikinci stratejik hamle dönemi başladı. Turizm ve ülkemiz için gerekli olan altyapı, havayolları ve ulaşım konularında önemli gelişmeler kaydedildi. Bu dönemde, turizm ve ülkemiz için gerekli olan tesis altyapı gibi yatırımlarımız devam etti ve 2 milyon yatak kapasitesini aştık. Bununla birlikte, turizmin bu ikinci hamle döneminde başrolü 'tanıtım' aldı.
YENİ BİR HİKAYE YAZMA ZAMANI
Günümüzde ise küresel ve bölgesel gelişmelere ayak uydurabilmemizin gerekliliği olarak; 2033 ve 2050 planlarımızı revize etmek, rekabetçiliğimizi korumak ve turizm gelirlerine seviye atlatmak için yeni bir turizm hamlesine ve dünyaya anlatabileceğimiz daha kapsamlı bir stratejiye ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye'nin bu atılımı gerçekleştirebilecek güçlü bir temeli var. Doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerimiz; Trakya'dan Hatay'a uzanan sahil şeridimiz; Anadolu'nun dört bir yanındaki eşsiz coğrafyalarımız ve dünyaca bilinen, takdir gören misafirperverliğimiz.
Yeni hikayemizi, Kızıldeniz'de yeni filizlenen yatırımlar ile rekabetçiliği koruyacak, turizmi 12 aya ve tüm yurda yayacak bir planlama ile yazabiliriz.
DENEYİM ODAKLI TURİZM VE YENİ TEMALAR
Bu süreçte özellikle sektörde çevre dostu, kalite odaklı, deneyimsel turizm projelerinin artırılması da önemli hedeflerimizden biri olmalı. Sağlık, eğitim, 3'üncü yaş, kongre, kış, spor turizmi ve kültür-sanat gibi alanların yanı sıra e-spor gibi yükselen turizm kolları da değerlendirilmeli. Anadolu'da gelişmekte olan turizm koridorları, jeotermal kaynaklar ve kaplıca turizmi de ülke turizmine önemli bir ivme kazandıracaktır.
DİJİTALLEŞME VE TEKNOLOJİ: SEKTÖRÜN GELECEĞİ
Teknoloji ve dijitalleşme, artık sadece turistler için bir kolaylık değil, aynı zamanda bir tercih sebebi haline gelmiştir. Büyük veri ve makine öğrenimi sayesinde turist profilleri daha iyi analiz edilebiliyor, beklentilere uygun kişiselleştirilmiş hizmetler sunulabiliyor.
Yapay zeka destekli sistemler, turistlerin seyahat alışkanlıklarına göre önerilerde bulunarak daha özel deneyimler yaratırken, çevrimiçi platformlar üzerinden yapılan rezervasyon süreçlerini daha hızlı ve kullanıcı dostu hale getiriyor. Bu teknolojiler, müşteri memnuniyetini artırırken aynı zamanda işletmelerin etkinliğini de yükseltiyor.
AKILLI OTELLERDEN BLOK ZİNCİRİNE DİJİTALLEŞMENİN YENİ UÇLARI
'Akıllı oteller' ve 'dijital destinasyon' konseptleri, gelecekte sektörde fark yaratacak unsurlar olacaktır. Yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti (IoT) destekli otomasyon sistemleri, misafir deneyimini geliştirecek ve oteller ile destinasyon yönetimlerinin daha verimli ve sürdürülebilir stratejiler belirlemesine olanak tanıyacaktır.
Blok zinciri tabanlı rezervasyon sistemleri güvenlik ve şeffaflık sağlarken, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojileri, turistlerin bir destinasyonu keşfetmeden önce deneyimlemelerine olanak verecektir. Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik, turizm sektöründeki dönüşümün önemli işaretlerindendir. Türkiye, bu dönüşümü güçlü bir şekilde benimseyerek, global ölçekte kendini farklılaştırabilir ve daha rekabetçi bir konum elde edebilir. Bu süreçte, dijital altyapıya yapılan yatırımların artırılması, sektör oyuncularının teknolojiye adapte olmalarını teşvik edecek eğitim programlarının oluşturulması ve inovatif iş modellerinin benimsenmesi kritik önem taşımaktadır.
GELECEĞİN TRENDLERİ: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE SAĞLIK TURİZMİ
Türkiye'de 1989 senesinde dünyada az örneği olan bir şekilde kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, ülkemizdeki 19 adet ÖÇK bölgesinin korunması için önemli çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca, "Net 0" yol haritası çerçevesinde sektörümüz karbon ayak izini azaltmak üzere somut adımlar atmaktadır. Turizm Bakanlığı ve TGA öncülüğünde turizm sektörünün sürdürülebilir büyümesini temin etmek amacıyla ve tüm turizm paydaşlarının katılımıyla Türk turizmine ilişkin ortak bir anlayış geliştirmek üzere Türkiye Sürdürülebilir Turizm Endüstri Kriterleri oluşturuldu. Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC) ile iş birliği içerisinde geliştirilen ve sektörümüz için zorunlu hale gelen Sürdürülebilir Turizm Kriterleri Sertifikasyonu, sektörümüze yeni bir ivme kazandırmıştır. Halihazırda 567 mavi bayraklı plaj ile bu alanda dünyada 3'üncü sıradayız. Ancak tabii ki denizlerimizi korumamız, bunun için de altyapının sürekli iyileştirilmesi çok önemli.
SAĞLIK TURİZMİNDE KÜRESEL BAŞARI
Sürdürülebilirlik yaklaşımı, yalnızca çevresel koruma değil; aynı zamanda sosyal refah ve ekonomik çeşitliliği de kapsayan bütüncül bir dönüşümü ifade ediyor. Bu çerçevede sağlık turizmi, Türkiye'nin turizm vizyonunda stratejik bir büyüme alanı olarak öne çıkıyor. 2024 yılında sağlık hizmeti almak üzere ülkemize gelen 1,5 milyonun üzerindeki ziyaretçiden 3 milyar doların üstünde gelir elde edilmiştir. Uluslararası kabul gören akreditasyona sahip 40 sağlık kuruluşuyla Türkiye, sağlık turizmi alanında dünya genelinde 7'nci sırada yer almaktadır.
Medikal tedaviden wellness ve termal turizme uzanan geniş hizmet yelpazesi, Türkiye'yi sadece tedavi arayışında olanlar için değil, sağlıklı yaşam ve bütünsel iyilik halini hedefleyen turistler için de cazip bir destinasyon haline getirmektedir.
'HEAL IN TÜRKİYE' VE ULUSLARARASI TANITIM STRATEJİLERİ
Bu çerçevede, Ticaret Bakanlığı tarafından kurulan ve Hizmet İhracatçıları Birliği tarafından işletilen 'Heal in Türkiye' portalı, ülkemizin sağlık hizmeti ihracatına ilişkin tanıtım faaliyetlerinde kritik bir rol üstlenmektedir. Bu platformun uluslararası alanda güçlü bir şekilde desteklenmesi, Türkiye'nin küresel sağlık turizmi markasını daha da görünür hale getirecektir. Ayrıca, yabancı devlet kurumları ve sigorta şirketleriyle geliştirilecek stratejik iş birlikleri ile hedef pazarlarda sağlık turizmi ofislerinin açılması, Türkiye'nin bu alandaki erişimini ve güvenilirliğini artıracaktır. Dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve sağlık turizmi gibi yükselen alanlarda atılacak stratejik adımlar, Türkiye'yi hem turizm gelirleri hem de marka değeri açısından küresel ölçekte daha da ileriye taşıyacaktır.
(TTYD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Narin)