Dün teknoloji yalnızca belirli sektörlerin uzmanlık alanı olarak görülürken; bugün iş yapma biçiminden liderliğe, ekip dinamiğinden yatırım stratejilerine kadar her noktayı dönüştüren bir kültürel zemin haline geliyor. Kurumların rekabet gücü yalnızca teknik kapasiteye değil, teknolojiye nasıl baktıklarına, hatayı nasıl değerlendirdiklerine ve yeniliği nasıl alışkanlığa dönüştürdüklerine bağlı olarak şekilleniyor. Bu nedenle inovasyon artık bir 'alternatif yol' değil, tüm ekosistemleri belirleyen stratejik bir zihniyet konusu. Tam da bu dönüşümün merkezinde duran ACT Derin Teknoloji Fonu Kurucu Ortağı Dr. Okan Kara, Türkiye'nin güçlü mühendislik birikimine rağmen kalıcı inovasyonun ancak kültürel dönüşümle mümkün olacağını aktararak derin teknoloji alanındaki gözlemlerini paylaşıyor.

ÜÇ EKSENE YATIRIM ZAMANI

Kara, "Teknoloji artık sadece bir sektörel dikey değil, bir kültür meselesi" diyerek söze başlıyor ve inovasyonun yalnızca laboratuvarlarda gelişen bir teknik ilerleme olmadığını vurguluyor. Kara'ya göre yenilik, insanları, değerleri, iş yapma biçimlerini kapsayan daha geniş bir ekosistemin sonucu olarak ortaya çıkıyor. Türkiye'nin genç girişimci nüfusu ve mühendislik potansiyeliyle bu dönüşümün eşiğinde durduğunu ifade ederken, sürdürülebilir yeniliğin ancak "düşünme biçimi değiştiğinde" mümkün olacağını aktarıyor. Ardından inovasyonun kültüre dönüşmesinin tek bir parlak fikrin ürünü değil, 'tekrar eden davranışların toplamı' olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle üç eksenin aynı anda olgunlaşması gerektiğini belirtiyor: İnsan, süreç ve sermaye. Kara; insan tarafını merakın teşvik edildiği ve hatanın hızlı öğrenmeye dönüştüğü bir iklim olarak tanımlarken, süreç ekseninde teknoloji, ürün ve pazar olgunluğunun senkronize kurgulanmasının önemine dikkat çekiyor. Sermaye ekseninde ise uzun soluklu ama disiplinli bir fon anlayışının gerekliliğini vurguluyor.

DERİN TEKNOLOJİ PROJELERİ TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK

Kara, "İnovasyon bir vizyon beyanı değil, alışkanlıklar bütünüdür" sözleriyle kültürel dönüşümün temelini özetliyor. Kendi yatırım deneyimlerinden yola çıkarak başarının çoğu zaman bir fikrin teknik gücünden değil, o fikri hayata geçirecek kültürel olgunluktan geldiğini aktarıyor. Ayrıca veriye dayalı denemeleri destekleyen bir toplumsal iklime ihtiyaç olduğunu ifade ederken; "Ne zaman ki teknoloji üretimi bir 'iş' olmanın ötesine geçip bir 'değer' olarak görülür, işte o zaman inovasyon kültürü gerçek anlamda kök salar" diyor. Kara; bu yaklaşımın doğal sonucu olarak da Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek derin teknoloji projelerinin, yerleşen bu kültürel dönüşümün meyvesi olacağını dile getiriyor.

(ACT Derin Teknoloji Fonu Kurucu Ortağı Dr. Okan Kara)