Türkiye'de e-ticaret, güçlü büyüme ve dijitalleşme yatırımlarıyla bölgesel bir güç haline geliyor. Platin'e Türkiye'de e-ticaret ve e-ihracatın geleceği hakkında değerlendirmelerde bulunan KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri Lideri ve Şirket Ortağı Özge İlhan Acar, Türkiye'de e-ticaretin bugün itibarıyla güçlü bir ölçek ve dinamizme ulaştığını belirtiyor. Acar, "Bu dönüşümün sürdürülebilmesi kamu politikalarının desteğiyle birlikte özel sektörün inovasyon ve dijitalleşme yatırımlarının devamlılığına bağlı" diyor. Ticaret Bakanlığı'nın 2025 tarihli 'Türkiye'de E-Ticaretin Görünümü' raporuna atıfta bulunan Acar, "Yeni müşteri ve yeni işletme katılımı ile hacmi genişletmek, KOBİ'lerin dijitalleşme süreçlerini destekleyerek rekabet gücünü artırmak, e-ihracat kapasitesini geliştirmek ve veri temelli ölçüm sistemleriyle reel göstergeleri güçlendirmek gelecekteki büyümenin daha sürdürülebilir ve dengeli olmasına katkı sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.
E-TİCARET BÜYÜMESİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VE ORTA VADELİ RİSKLER
Özge İlhan Acar, 2019-2024 döneminde Türkiye'nin e-ticaret hacminin dolar bazında yıllık ortalama yüzde 30,2 oranında büyüdüğünü aktarıyor. Pandemi sürecinin bu büyümede önemli bir itici güç olduğunu söyleyen Acar, "Pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar, tüketicilerin e-ticarete yönelimini hızlandırırken, aynı etki işletmelerin dijital satış kanallarına geçişinde de görülüyor" diyor. Makroekonomik istikrarın sağlandığı bir ortamda e-ticaret büyümesinin daha dengeli bir hızla devam etmesini beklediklerini vurgulayan Acar, "E-ticaretin sürdürülebilir büyümesine tehdit oluşturan unsurlar arasında tüketici satın alma gücünün daralması, lojistik kapasite ve iade yönetimlerindeki kısıtlar, platform artışıyla birlikte kârlılığın daralması, siber güvenlik ve regülasyon yükümlülükleri yer alıyor. Buna karşın veri temelli rekabet politikaları, yeşil lojistik yatırımları ve adil platform düzenlemeleri sürdürülebilir büyümenin devamı için kritik önem taşıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
KOBİ'LERİN E-İHRACATTAKİ ZORLUKLARI
Acar, e-ticaret işletmelerinin büyük çoğunluğunun şahıs şirketlerinden oluştuğundan ve bu durumun dijital dönüşüm kapasitesini sınırladığından söz ediyor. "İşletmelerin başlıca zorlukları dijital altyapı ve entegrasyon eksikliği, finansmana erişim sıkıntısı, dijital pazarlama ve gümrük süreçlerinde sınırlı bilgi birikimi şeklinde öne çıkıyor. Bu noktada biz de KPMG olarak elimizi taşın altına koyuyor, güçlü dijital danışmanlık ekibimizle paydaşlarımıza destek oluyoruz. KOBİ'lerin rekabet gücünü artırmak için e-ihracat ve gümrük süreçlerine ilişkin eğitimler düzenlemeye devam ediyoruz" diyor. Türkiye pazarının mobil alışveriş, online satış ve dijital ödeme alanlarında küresel trendlere hızlı uyum sağladığına değinen Acar, "Yapay zeka temelli kişiselleştirme sistemleri hızla yaygınlaşsa da yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle KOBİ ölçeğinde bu teknolojilerin kullanımı sınırlı kalıyor. Bu durum büyük e-ticaret sağlayıcıları ve KOBİ'ler arasında daha güçlü iş birliklerini zorunlu hale getiriyor" yorumunda bulunuyor.
2030 PERSPEKTİFİ: TÜRKİYE'NİN GLOBAL E-TİCARET HARİTASINDAKİ YERİ
Acar, Türkiye'nin güçlü lojistik altyapısı, stratejik konumu, genç nüfusu ve yüksek dijital penetrasyon oranı sayesinde bölgesel bir e-ticaret üssü olma potansiyeline sahip olduğunu ifade ediyor. "Önümüzdeki dönemde e-ihracatın toplam ihracattaki payının giderek artmasını bekliyoruz. Moda, ev tekstili, gıda gibi segmentler başta olmak üzere birçok alanda rekabet avantajımız bulunuyor. İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük illerimizin yanı sıra Kayseri, Bursa ve Gaziantep gibi sanayi merkezlerinin de dijital üretim kümelenmeleriyle öne çıkmasını öngörüyoruz. Sürdürülebilir e-ticaret, yeniden kullanım ve geri kazanım trendleri gelecekteki büyümenin temel itici güçleri olacak" diye konuşuyor.