Sektörler

17 Kasım 2025 12:06

Küresel markalaşmada kimlik vurgusu

Menşe markalama kavramının küresel ticaretteki kritik önemi giderek artarken, Türkiye Cumhuriyeti de bu alanda stratejik bir adım attı.

Ülke markasını yabancı dillerde dahi güçlendirmeyi hedefleyen bir kararla, ihraç ürünlerinin etiketlerindeki yaygın 'Made in Turkey' ibaresi 2021 yılında resmen 'Made in Türkiye' olarak değiştirildi.

'Made in Türkiye' etiketine geçişle birlikte oluşan algıya dair yorumlarına başvurduğumuz Marka Konseyi Başkanı Bülent Fidan, küresel ticarette "Made in..." kalıbının 'menşe markalama'nın tam karşılığı olduğunu belirtiyor. Fidan'a göre bu ifade, "Bu ürün nerede üretildi? Hangi coğrafyanın ikliminde, hangi siyasi kimliğin emekçileri tarafından dünya pazarına sunuldu? Bu neden önemli?" gibi hayati soruların yanıtı. Tüketicinin ürüne güvenme ve inanma isteğini vurgulayan Fidan, bu nedenle üretimin menşeinin yurt dışında büyük önem taşıdığını dile getiriyor. Yani menşe bilgisi, yalnızca son tüketici için değil, ara ürünler söz konusu olduğunda emtia ve üretim pazarlarında da kritik bir değer kazanıyor.

Fidan, 'Made in Turkey'deki 'Turkey' kelimesinin kökenine de değiniyor: "1500'lerde bir ürün geldiği bölgenin adıyla anılırdı. Mesela Çin seramiği... İngiltere'ye götürülen hindiler de o dönemde Türk topraklarından geldiği için bu kuşa 'turkey bird' adını verdiler. Zamanla 'bird' kelimesinin kullanımı bırakıldı, sadece 'turkey' kaldı. Burada da görüleceği üzere Türklere bir hayvan ismi koyma gibi bir durum yok. Ortada kötü bir durum da yok. Ancak görülüyor ki, o kuşa bir 'made in ...' tanımlaması o yıllarda bu şekilde yapılmış. Amerikan Kartalı, Akdeniz Foku, Yunan Tavuğu gibi..."

Ancak zamanla 'Turkey' ifadesinin bu iyi niyetini yitirerek olumsuz ve argo anlamlarda da kullanılmaya başlandığına dikkat çeken Fidan, Cumhurbaşkanımızın 2021 yılında attığı bu adımın iki önemli pozitif sonucundan bahsediyor, "Birincisi, 'Turkey' sözcüğünün argo kullanımıyla hakaret malzemesi olmaktan çıktı. İkincisi ise, 'Türkiye' kavramının kullanımıyla etkili bir Türkiye tanıtımı yapılmış oldu." Fidan, bu pozitif etkiler ışığında atılan bu adımı, Türkiye'nin adını dünya nezdinde yönetme becerisi açısından doğru bulduğunu ve desteklediğini ifade ediyor. Yalnızca 'ü' harfinin bazı alfabelerde bulunmaması nedeniyle İngilizce kullanımlarda sorun teşkil edebileceği riskine işaret ediyor. Sözlerini, dünyada kendi adına bir renk olan tek ülke olduğumuz vurgusuyla sonlandırıyor: "Tabii bir de dünyada kendi adına bir renk olan tek ülke de biziz. Belki bu da bir gün 'Turkuaz' kimliğini tamamen sahiplenmemizle daha olumlu bir yola girer."

(Marka Konseyi Başkanı Bülent Fidan)

EN ÇOK OKUNANLAR