2026 yılına dair beklentilerini paylaşan İnsan Kaynakları danışmanlık firması Gilda&Partners Kurucusu Jilda Bal, yeni yılda iş dünyasını daha bilinçli çalışanlar ve daha dikkatli şirketler beklediğni belirterek, "Çalışanlar kendi gelişimine yatırım yapan, yeni teknolojileri anlamaya açık bireyler olarak öne çıkacak. Şirketler ise sadece pozisyonu dolduran değil, dönüşümü taşıyan ekipler kurmanın önemini daha iyi anlayacak. Gençler için rekabet zorlayıcı olabilir ama potansiyelini geliştiren ve kendini yenileyen herkes için fırsatların arttığı bir yıl olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullanıyor.
2025'in iş gücü açısından öğretici bir yıl olduğunu ve 2026'nın hem çalışanlar hem şirketler için yeni bir dönemin başlangıcı olacağını belirten Bal, "2025 bize hızlı değişimin artık istisna olmadığını gösterdi. Şirketler bu yıl boyunca hem ekonomik baskılarla hem de teknolojik dönüşümle aynı anda mücadele etti. Çalışanlar için bu süreç zaman zaman yorucu olsa da önemli bir kavrayışı beraberinde getirdi. Değer yaratanın sadece ünvanlar ya da geçmiş tecrübeler değil, güncel yetkinliklerin bir arada uygulanabilmesi olduğunu gördük" diyor.
YENİ YETERLİLİKLERE UYUM KRİTİK
Türkiye iş gücü verileri, 2026'ya doğru ilerlerken çalışanların ekonomik baskıları daha güçlü hissedeceğini gösteriyor. TÜİK'in son açıklamasına göre genel işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde ve genç nüfusta işsizlik yüzde 14,9 düzeyindedir. Bu rakamlar, 2026'ya girerken çalışanların hem gelirlerini koruma konusunda daha temkinli olacağını hem de iş bulma ve işte yükselme sürecinde daha yoğun bir rekabetle karşılaşacağını gösteriyor.
Bu dönemde şirketlerin ücret politikalarında tam anlamıyla enflasyonla paralel bir yaklaşım beklemek gerçekçi görünmüyor. Ekonomik koşullar ve küresel belirsizlik, çalışanların gelirlerini koruma açısından temkinli bir tablo yaratıyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2025 İş Gücünün Geleceği raporu da, iş tanımlarının hızla yenilendiğini ve yapay zekânın etkisiyle pek çok pozisyonun yetkinlik açısından yeniden şekillendiğini gösteriyor. Veri okuryazarlığı, yapay zeka okuryazarlığı ve dijital iş yeterlilikleri öne çıkıyor. Beyaz yaka için bu dönüşüm, sadece daha yüksek kazanç beklentisi değil, aynı zamanda sürekli olarak kendini güncelleme zorunluluğu anlamına geliyor.
Bu çerçevede 2026'ya giren beyaz yakalı çalışanlar hem ekonomik dayanıklılığın hem de artan yetkinlik rekabetinin içinde yer alacak. İş dünyasının gerektirdiği yeni yeterliliklere uyum sağlamak çalışanların konumunu belirleyecek.