Portre

10 Kasım 2025 12:54

“Hedefim, işimde ve özel yaşamımda anlamlı ve kalıcı değerler yaratabilmek”

Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı ve Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, #PlatinPortre'nin kasım ayı konuğu olarak sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

Platin Portre serimizde bu ay yine çok değerli bir ismi ağırlıyoruz; Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı, Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği Avrasya Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy'u. Bu sayıda; hayata bakışı, kişisel gündemi, değerli ailesiyle paylaşımları ve yaşam yolculuğunun en dikkat çeken noktaları gibi birden çok konuda kendisiyle konuştuğumuz Eren Bey, özel ve özgün portresiyle tanıştırıyor bizi.

"HAYATI YALNIZCA İŞTEN İBARET GÖRMEMEYE ÇALIŞIYORUM"

*Eren Bey nasılsınız, şu ara hayata dair neler düşünüyorsunuz, gündeminizde neler var?

Teşekkür ederim, iyiyim. Şirketimizle hem Türkiye'de hem de küresel pazarlarda oldukça yoğun bir çalışma temposu içerisindeyiz. Sık seyahat ediyor, operasyonlarımızı yerinde takip ediyorum çünkü sahada olmanın işin ritmini; karar alma hızını ve stratejik bakış açısını doğrudan etkilediğine inanıyorum. Bununla birlikte hayatı yalnızca işten ibaret görmemeye çalışıyorum. Günün sonunda en büyük hedefim hem işimde hem özel yaşamımda anlamlı ve kalıcı değerler yaratabilmek. Hayat benim için sürekli öğrenmek, merak duygusunu kaybetmemek, çevreme fayda sağlayacak işler üretmek ve en önemlisi ailemle birlikte bu yolculuğun tadını çıkarabilmek demek. Bugün gündemimin merkezinde sürdürülebilirlik, gıda güvenliği ve küresel rekabet var. İklim krizinin tarım ekonomisine etkileri artık teorik değil, pratik bir gerçeklik. Bu nedenle yeşil dönüşüm, verimlilik artışı ve inovasyon sadece bir tercih değil hem bireysel hem kurumsal olarak varlığımızı sürdürebilmemiz için zorunluluk haline geldi.

"ZAMANI MUTLAKA ZİHNİMİ BESLEYECEK ALANLARA AYIRIRIM"

*İş dışında neler yapmaktan keyif alırsınız, hobileriniz, tutkularınız ve alışkanlıklarınız nedir?

Yoğun iş temposu içinde çok geniş hobilerim olduğunu söyleyemem ancak zaman yaratabildiğimde bu zamanı mutlaka zihnimi besleyecek alanlara ayırırım. Özellikle tarih ve iş dünyasına dair kitaplar okumak, farklı dönemlerin dinamiklerini anlamak ve bugünün dünyasına dair yeni perspektifler geliştirmek açısından benim için çok kıymetlidir. Sporu da yalnızca fiziksel bir aktivite olarak değil, zihinsel yenilenmenin bir parçası olarak görürüm; fırsat buldukça egzersiz yapmaya gayret ederim. Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde ise sadece iş odaklı kalmamaya, bulunduğum coğrafyanın kültürünü, insanlarını ve yaşam biçimini gözlemlemeye özen gösteririm. Bu küçük ama etkili gözlemler hem dünyaya bakışımı hem de iş yapış biçimimi zenginleştirir. Elbette tüm bunların ötesinde, hayatımda en çok anlam taşıyan şey ailemle geçirdiğim zaman. Üç kızım ve eşimle paylaştığımız anlar, bana hayatta gerçekten neyin önemli olduğunu hatırlatır ve bütün çabamın asıl nedenini yeniden tanımlar. Onlarla birlikte olmak, benim için sadece bir mutluluk kaynağı değil, aynı zamanda güçlü bir motivasyon ve ilham kaynağı.

(Dr. Eren Günhan Ulusoy ve Ali Demirtaş)

"VURGULADIĞIM DEĞERLERİN BAŞINDA DÜRÜSTLÜK, ÇALIŞKANLIK VE ÇABA GELİYOR"

*Çocuklarınıza küçüklüklerinden beri tekrar tekrar öğütlediğiniz konular var mı?

Ebeveynlik, benim için sadece bir sorumluluk değil; aynı zamanda geleceğe bırakılacak en kıymetli mirasın şekillendiği alan. Çocuklarıma küçüklüklerinden itibaren en çok vurguladığım değerlerin başında dürüstlük, çalışkanlık ve çaba gelir. Çünkü bu üç kavramın hayatın her alanında insana yol göstereceğine inanırım. Onlara her zaman, ne yaparlarsa yapsınlar önce kendilerine ve değerlerine sadık kalmaları gerektiğini söylerim. Doğru bildiklerinden vazgeçmemeleri, kolay olanı değil doğru olanı seçmeleri gerektiğini hatırlatırım. Merak etmelerini, soru sormalarını ve sorgulamaktan çekinmemelerini teşvik ederim çünkü öğrenmenin ve ilerlemenin temeli bu yaklaşımda yatar.

"İŞ HAYATINDAKİ EN BÜYÜK MOTİVASYONUM, AİLEM"

*Ailenizle ilişkiniz ve diyaloğunuz nasıl? Onlarla neler yapmaktan keyif alırsınız?

Aile, hayatımın en sağlam temeli ve en güçlü ilham kaynağı. Yoğun iş temposu ve küresel ölçekte yürüttüğüm sorumluluklara rağmen, her zaman önceliğim ailemle güçlü bir bağ kurmak ve bu bağı yaşatmak oldu. Üç kızımın babası olmanın yanı sıra, hayat yolculuğundaki en büyük desteğim olan eşimle kurduğumuz ortak değerler de bu bütünün en önemli parçası. Onun bakış açısı ve desteği hem kişisel hem de profesyonel yolculuğumda her zaman yol gösterici oldu. Çocuklarımla geçirdiğimiz zamanın illa 'büyük planlarla' dolu olması gerekmez; bazen birlikte oyun oynamak, bazen hobileri üzerine konuşmak ya da sadece aynı masada sohbet etmek bile benim için çok kıymetlidir. Çünkü bu anlar, hayatın hızında bize yavaşlamayı, sadeleşmeyi ve gerçekten önemli olana odaklanmayı hatırlatır. Ailemle olan bağımın temelleri, çocukluk yıllarımdan itibaren bana yol gösteren değerlerle şekillendi. Annemden öğrendiğim disiplin ve dürüstlük, bugün hala hem liderliğimi hem de hayata bakışımı belirleyen en güçlü pusulalardan biri. Babam ise yalnızca bu şirketin kurucusu değil, aynı zamanda bana bir değerler bütünü miras bırakan en büyük ilham kaynağı. Onun azmi, çalışkanlığı, üretkenliği ve insanlara fayda üretme anlayışı, bugün attığım her adımda rehberim olmaya devam ediyor. Kısacası aile, sadece bir destek alanı değil; beni her gün daha iyi bir insan, daha bilinçli bir lider olmaya yönlendiren en güçlü kaynak. İş hayatındaki en büyük motivasyonum, onların varlığıyla anlam kazanıyor.

"BAŞARIYA GİDEN YOL, YANILMAKTAN VE YENİDEN BAŞLAMAKTAN GEÇİYOR"

*20'li yaşlardaki kendinize ne söylemek isterdiniz?

20'li yaşlar, insanın hayata en büyük merakla, en yüksek enerjiyle ve en geniş hayal gücüyle baktığı dönem. O yaşlardaki kendime bugün dönüp bir şey söyleyebilsem, her şeyden önce "Cesur ol, hata yapmaktan korkma" derdim. Çünkü zamanla anladım ki başarıya giden yol, çoğu zaman denemekten, yanılmaktan ve yeniden başlamaktan geçiyor. Genç yaşlarda çok çalışmak, hedefe kilitlenmek elbette çok önemliydi ancak şimdi geriye baktığımda, hayatın sadece işten ibaret olmadığını daha erken kavramayı isterdim. İş ve özel yaşam arasındaki dengeyi kurmak hem zihinsel esneklik hem de uzun vadeli başarı açısından en az profesyonel beceriler kadar önemli.

"BUGÜNÜN GENÇLERİ, TARİHİN EN HIZLI DEĞİŞEN DÖNEMİNDE YAŞIYOR"

*Günümüz gençlerine söylemek istediğiniz bir şey olur mu?

Bugünün gençleri, tarihin belki de en hızlı değişen döneminde yaşıyor. Teknolojinin, bilginin ve fikirlerin sınır tanımadığı bir çağda, en büyük avantajları aynı zamanda en büyük sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Bu yüzden gençlere en önemli tavsiyem, önce kendilerini tanımaları ve kendi yollarını cesaretle çizmeleri olurdu. Çok çalışmak, sabırlı olmak ve hedeflerinden vazgeçmemek bu yolculuğun olmazsa olmazları. Ancak bunu yaparken etik değerlerden, dürüstlükten ve insan olmanın sorumluluklarından ödün vermemek her şeyden daha önemli. Başarı, kısa vadeli sonuçlarla değil; uzun vadede nasıl bir karakter ortaya koyduğunuzla ölçülür.

*Karakterinizde en öne çıkan özellik nedir? Bu özelliğinizi seviyor musunuz?

Kararlılık, karakterimin en belirgin özelliği. Bir hedef koyduğumda, karşıma hangi engeller çıkarsa çıksın kolay kolay vazgeçmem. Bu tutum zaman zaman yorucu olabilir; ancak uzun vadeli başarıyı mümkün kılan şeyin de bu istikrarlı duruş olduğunu düşünüyorum. Kararlılık bana yalnızca hedefe ulaşma gücü değil, aynı zamanda zorluklar karşısında direnç ve sabır kazandırıyor.

"ÇALIŞKANLIK VE DÜRÜSTLÜKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN"

*Elinizde herkese ulaşacak bir mesaj olsaydı bu ne olurdu?

'Çalışkanlık ve dürüstlükten asla vazgeçmeyin.' Basit gibi görünse de bu iki değer, hayatın her alanında insanı doğru bir yola taşır. Çünkü gerçek başarı, kısa vadeli kazançlarla değil; uzun vadede güven inşa etmek, emek vermek ve bu yolda karakterinden ödün vermemekle mümkün olur. Hangi işi yaparsanız yapın, temeliniz bu iki ilke olursa hem saygı görür hem de kalıcı bir iz bırakırsınız.

"ULUSOY UN, SAĞLAM BİR GEÇMİŞE DAYANAN AMA ROTASINI DAİMA GELECEĞE ÇEVİRMİŞ BİR MARKA"

*Ulusoy Un'u farklı kılan, gıda sektöründeki yolculuğunu sürdürülebilir olarak güçlendiren değerleri nasıl özetlersiniz?

Ulusoy Un, temelleri sağlam bir geçmişe dayanan ama rotasını daima geleceğe çevirmiş bir marka. Kurulduğumuz günden bu yana bizi farklı kılan en önemli özellik, yalnızca un üretmekle yetinmeyip, gıdayı bir stratejik değer olarak görmemiz oldu. Bizim için bu iş, yalnızca bir üretim faaliyeti değil; milyonlarca insanın günlük hayatına dokunan, toplumun temel ihtiyaçlarından birini karşılayan hayati bir sorumluluk. Bu yolculuk, aynı zamanda babamın vizyonu ve cesaretiyle atılan ilk adımların üzerine inşa edildi. Onun kurduğu güçlü temeller, bugün bizim küresel hedeflerimize yürürken en büyük rehberimiz olmaya devam ediyor. İşe bakışımızı şekillendiren bu miras, bizi sadece bir şirket olmaktan çıkarıp bir değer üretme hikayesinin taşıyıcısı haline getirdi. Bizi sektörde farklılaştıran unsurların başında kalite, güven ve müşteri odaklılık gelir. Her aşamada en yüksek standartlara ulaşma hedefiyle çalışır, sadece bugünün değil yarının ihtiyaçlarını da öngörerek hareket ederiz. Teknolojiyi üretim süreçlerine entegre etme konusundaki kararlılığımız, sürdürülebilirlik anlayışımız ve inovasyona verdiğimiz önem, bizi geleneksel bir sanayi şirketi kimliğinden çıkarıp global ölçekte rekabet eden bir gıda markası konumuna taşıdı. Ulusoy Un'un yolculuğu, aslında krizleri fırsata çevirmeyi bilen bir vizyonun hikayesidir. Zorlu dönemlerden geçtik ama her adımda daha güçlenerek çıktık. Bugün ulaştığımız nokta, yalnızca üretim kapasitesi ya da pazar payıyla değil, gıda güvenliği, sürdürülebilirlik ve uluslararası rekabetçilikte oynadığımız rol ile ölçülüyor. Bundan sonra da hedefimiz, bu güçlü temeller üzerinde yükselmeye ve Türk gıda sektörünün küresel temsilcilerinden biri olmaya devam etmek.

*Peki bundan sonrası için kaygınız, planınız, hayalleriniz nedir?

En büyük kaygım, küresel ölçekte tarım ve iklim kaynaklı belirsizliklerin gıda arzı üzerindeki etkileri. Bu nedenle geleceğe dönük planlarımızı tamamen sürdürülebilirlik, verimlilik ve inovasyon ekseninde şekillendiriyoruz. Hedefimiz; daha çevreci üretim modelleriyle gıda güvenliğini güçlendirmek, ihracatta yeni pazarlara açılmak ve katma değerli ürünlerle global ölçekte büyümek. En büyük hayalim ise Ulusoy Un'u yalnızca sektöründe lider değil, dünyada referans gösterilen bir gıda markası haline getirmek.

* Hayat, iş ve yaşam yolculuğunuza totalde bakacak olduğunuzda, bu serüveni nasıl tanımlıyor ve adlandırıyorsunuz?

Hayat yolculuğumu çalışarak, üreterek ve paylaşarak geçen bir anlam arayışı olarak tanımlarım. Çok çalıştım, çok seyahat ettim, birçok risk aldım ama en önemlisi; bu yolculuğu ailemle, ekip arkadaşlarımla ve birlikte değer ürettiğimiz insanlarla paylaşarak zenginleştirdim. Başarılar kadar hatalar da bu hikâyenin bir parçası oldu ve her biri bana bugün olduğum noktayı inşa eden önemli dersler kazandırdı.

"BENİM İÇİN ASIL MESELE, GERİDE ANLAMLI BİR İZ BIRAKMAK"

*Bu hayattaki en temel gayenizi paylaşır mısınız?

Hayatta en temel gayem, her adımda değer üretmek. Bu sadece iş dünyasında başarılı olmak ya da finansal sonuçlar elde etmek anlamına gelmiyor; benim için asıl mesele, geride anlamlı bir iz bırakmak. Attığım her adımın, kurduğum her yapının ve geliştirdiğim her projenin bir şekilde insanlara, topluma ve geleceğe dokunmasını isterim. Fakat bu gayenin kişisel tarafı da var: Çocuklarıma gurur duyacakları bir miras bırakmak, onların dünyasında iyi bir iz bırakacak bir baba ve rehber olmak da benim için aynı derecede kıymetli. Bu miras anlayışı, aslında çocukluğumdan beri içselleştirdiğim bir bakış açısı. Babamın kurduğu temeller üzerine inşa ettiğimiz bu yolculukta, ondan aldığım ilhamla her zaman daha fazla değer üretmeyi, bu mirası yeni nesillere daha güçlü şekilde aktarmayı hedefliyorum.

EN ÇOK OKUNANLAR