Yeni nesil otomotiv: Dijitalleşme, elektrifikasyon ve akıllı mobilite

Otomotiv sektörü, dönüşümün eşiğinde. Elektrikli araçlar, dijital servisler ve yapay zeka destekli çözümlerle yeniden şekillenen sektörde lider şirketler, 2025 ve ötesi için stratejik hamlelerini hızlandırıyor.

Elektrifikasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik kavramları otomotiv endüstrisinin yalnızca teknolojik değil; kültürel ve yapısal temellerini de dönüştürüyor. Batarya teknolojilerinden şarj altyapılarına, yapay zeka destekli müşteri deneyimlerinden enerji verimliliği odaklı üretim süreçlerine kadar her unsur yeniden tanımlanıyor. Türkiye'de bu dönüşümün öncülerinden biri olan Doğuş Otomotiv, 2025 yılını 'hızlanma yılı' ilan ederek dijital projelerini, mobilite çözümlerini ve sürdürülebilirlik yatırımlarını entegre bir stratejiyle hayata geçiriyor. Bu bağlamda Doğuş Otomotiv İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, sektörün mevcut yönelimlerine ışık tutarken, 2026 ve sonrasına dair güçlü bir vizyonun ipuçlarını da taşıyor.

KÖKLÜ VE OPERASYONEL DÖNÜŞÜM

Dijitalleşme, elektrifikasyon ve sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillenen otomotiv sektörü, yalnızca araç teknolojilerinde değil; iş modelleri, müşteri deneyimi, veri kullanımı ve enerji yönetimi gibi tüm alanlarda köklü bir değişim yaşıyor. Türkiye'nin bu dönüşümdeki stratejik konumunu güçlendirmeyi hedefleyen lider şirketler ise yatırımlarını geleceği şekillendirecek başlıklara yönlendiriyor. Bu kapsamda 2025 yılını bir hızlanma dönemi olarak tanımlayan Doğuş Otomotiv, dijital altyapıdan mobilite çözümlerine, elektrikli araç ekosisteminden sürdürülebilirlik metriklerine kadar geniş bir yelpazede projelerini hayata geçiriyor. Ali Bilaloğlu'nun açıklamaları, bu dönüşümün hem stratejik hem de operasyonel boyutunu bütüncül biçimde ortaya koyuyor.

İŞ SÜREÇLERİNDEN PLATFORM EKONOMİSİNE

2025 yılını 'hızlanma yılı' olarak tanımlayan Doğuş Otomotiv, dijitalleşme odağını genişletti. Şirket, 2017-2024 yılları arasında hayata geçirdiği 119 dijital projeyle süreçlerini daha çevik ve verimli hale getirdi. Bilaloğlu, 2025'in ilk sekiz ayında 97 yeni dijital projenin çalışmalarına başlandığını, 78 projenin de başarıyla tamamlandığını söylüyor. Halihazırda ise 77 projenin geliştirme aşamasında olduğu bilgisini paylaşıyor. Yapay zeka tabanlı veri analiz sistemleri, dijital müşteri deneyimi uygulamaları ve entegre otomasyon çözümleri, hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu noktada Bilaloğlu, bu yatırımların sadece verimlilik değil; çevresel ve toplumsal katkı açısından da kritik rol üstlendiğini vurguluyor.

GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREN PROJELER

Doğuş Otomotiv, 2025 sonuna kadar mobilite ve dijital dönüşüm projelerine toplam 1.4 milyar lira yatırım yapmayı planlıyor. Bu bütçenin yalnızca dijital altyapıyı güçlendirmekle sınırlı kalmayacağını belirten Bilaloğlu, aynı zamanda sürdürülebilirlik politikalarının uygulanması, kullanıcı memnuniyetinin artırılması ve sektörel dönüşümün hızlandırılması gibi stratejik hedeflere de hizmet edeceğini ifade ediyor. Ayrıca bu yatırımların zaman çizelgesi ve bütçe disiplini çerçevesinde hayata geçirileceğini de sözlerine ekliyor.

MOBİLİTENİN YENİ DİLİ

Doğuş Otomotiv, distribütörlüğünü yürüttüğü Volkswagen Grubu'nun elektrikli araç stratejisini Türkiye'ye taşımada aktif rol üstleniyor. Audi, Porsche, CUPRA, Skoda ve Volkswagen markaları altında sunulan elektrikli modellerle pazardaki dönüşüme yön veriliyor. Porsche Center'larda kurulan batarya onarım merkezleri, elektromobilite ekosisteminin servis ve ikinci yaşam destek altyapısını güçlendiriyor. 2023'te devreye alınan D-Charge altyapısı ile elektrikli araç kullanıcılarına entegre bir hizmet deneyimi sunduklarını söyleyen Bilaloğlu, elektrifikasyonu sadece bir araç dönüşümü değil; şarj altyapısı, enerji yönetimi ve sürdürülebilir servis çözümlerinin bütünsel entegrasyonu olarak görüyor.

MÜŞTERİ DENEYİMİNDE DİJİTAL YÜZLEŞME

Doğuş Otomotiv, tüm müşteri temas noktalarında dijitalleşmeyi merkeze alarak 'kişiselleştirilmiş deneyim' vizyonunu uyguluyor. Mobil uygulamalardan yapay zeka destekli çağrı merkezlerine, kullanıcı dostu şarj altyapısından bayilerdeki sürdürülebilirlik uygulamalarına kadar her adım dijital stratejiyle uyum içinde geliştiriliyor. Bilaloğlu, özellikle müşteri yolculuğunu uçtan uca dijitalleştirerek hem memnuniyeti artırmayı hem de sadakati pekiştirmeyi hedeflediklerini paylaşırken; dijital çağda müşteri deneyiminin yalnızca hizmet değil; aynı zamanda değer yaratma alanı haline geldiğini aktarıyor.

ENERJİ, KÜLTÜR VE FİNANS EKSENİYLE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Doğuş Otomotiv, sürdürülebilirlik yaklaşımını yalnızca çevresel değil kurumsal kültürün bir parçası olarak benimsiyor. 2009'da yayımlanan ilk Sürdürülebilirlik Raporu ve 2010'da imzalanan BM Küresel İlkeler Sözleşmesi bu yaklaşımın temelini oluşturuyor. 2024 itibarıyla enerji ihtiyacının yüzde 77'sini yenilenebilir kaynaklardan sağlayan şirket, 2030 hedefini yüzde 100 olarak belirlemiş durumda. Volkswagen AG'nin @Retail programlarıyla bayi ağında da sürdürülebilirlik farkındalığının artırıldığına dikkat çeken Bilaloğlu, sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil; kültürel ve kurumsal bir dönüşüm alanı olduğunu da belirtiyor. IFC ile yapılan 100 milyon Euro'luk iş birliği ise elektrikli araç altyapısını ve işletme sermayesini güçlendirerek bu dönüşümü destekliyor. Bu kaynak, sürdürülebilir dönüşümün finansal dayanıklılığını artırırken; aynı zamanda dijital projelerin ve enerji verimliliği uygulamalarının hızla devreye alınmasına da olanak sağlıyor. 'Yapay Zeka Mükemmeliyet Merkezi' yatırımı da bu çerçevede şekillendirildi. Bilaloğlu, tüm bu dönüşüm süreçlerinin başarısının teknoloji kadar, doğru finansal iş birlikleriyle desteklenmesine bağlı olduğunu aktarıyor.

SONUÇ ODAKLI DÖNÜŞÜM HAMLELERİ

2026 yılına dair öngörülerini paylaşan Bilaloğlu, bu dönemin özellikle elektrifikasyon, dijital müşteri deneyimi ve sürdürülebilirlik alanlarında ivme kazanacağı bir yıl olacağını belirtiyor. IFC destekli yatırımların yanı sıra, D-Charge altyapısı ve enerji yönetimi çözümlerinde yeni açılımların planlandığını, tedarikçilerin yüzde 50'si için sürdürülebilirlik denetimlerinin tamamlanmasının hedeflendiğini aktarıyor. Bilaloğlu, bu dönemi stratejik kazanımların performansa dönüştüğü bir eşik olarak tanımlıyor.

OTOMOTİVİN GELECEĞİ: ELEKTRİKLİ, DİJİTAL VE YAPAY ZEKA TABANLI SİSTEMLER

Ali Bilaloğlu'na göre otomotivin geleceği üç temel eksen üzerinde şekillenecek: Elektrikli, dijital ve akıllı. Elektrifikasyon yalnızca bataryalı araçlar değil; şarj altyapısı, enerji yönetimi ve ikinci yaşam çözümleriyle bütünleşik bir yapı gerektiriyor. Dijitalleşme, otomobilleri bir yaşam alanına dönüştürerek kişiselleştirilmiş deneyimi mümkün kılıyor. Yapay zeka destekli sistemler sürüş güvenliğini artırırken, yazılım güncellemeleriyle araçlar sürekli gelişiyor. Otonom sürüş, paylaşımlı mobilite çözümleri ve yazılım tanımlı araç mimarileri önümüzdeki on yılın belirleyici başlıkları arasında yer alacak. Bilaloğlu, bu dönüşümün hızının ülkelerin altyapı ve regülasyon stratejileriyle paralel ilerleyeceğini ifade ediyor.

EN ÇOK OKUNANLAR