Son yıllarda adını sıklıkla duyduğumuz Take Off Girişim Zirvesi, kuruluş amacının ötesine geçerek global bir inovasyon ve bağlantı merkezi olarak konumlandı. TEKNOFEST ekosisteminden doğan ve başlangıçta küçük bir buluşma olarak kurgulanan platform, bugün kurumlar, şirketler, yatırım fonları, ülke temsilcilikleri ve global topluluklar gibi birbirine temas eden çok katmanlı bir yapıyı bir arada tutuyor. Peki bu hızlı dönüşüm nasıl gerçekleşti? Girişimcilik ekosisteminin geleceğini hangi trendler belirleyecek? Detayları Take Off Girişim Zirvesi Direktörü İrem Bayraktar Aksakal ile konuştuk.
*Take Off; son yıllarda girişimcilik dünyasında yalnızca bir etkinlik değil, global ölçekte bir bağlantı merkezi olarak görülüyor. Bu dönüşümü nasıl başardınız?
Take Off; TEKNOFEST'ten çıkmasını öngördüğümüz girişimcileri, yatırımcılarla bir araya getirmek amacıyla kurgulanmıştı. İlk yıllarda TEKNOFEST'in içinde daha kapalı bir etkinlik olarak başladı. Sonraları, girişimcilerin ihtiyaçlarını, yatırımcıların aradığı potansiyeli ve kurumların motivasyonunu gördükçe, Take Off'un daha kapsamlı olabileceğini fark ettik. Yani Take Off'u yalnızca bir etkinlik olarak değil, bölgesel inovasyon ekosistemini birbirine bağlayan sürekli bir platform olarak tasarladık. Girişim ekosistemi yalnızca girişimci ve yatırımcıdan ibaret değil; kurumlar, şirketler, yatırım fonları, ülke temsilcilikleri ve global topluluklar gibi birbirine temas eden çok katmanlı bir yapı var. Biz de yatırım fonlarından kurumsal inovasyon ekiplerine, devlet temsilcilerinden uluslararası topluluklara kadar tüm karar vericilerin aynı masada buluştuğu, bir mekanizma oluşturmaya çalıştık. Etkinlik sonrasında yıl boyunca devam eden temaslar, uluslararası iş birlikleri ve eşleşmelerle ekosistemde zaten var olan potansiyeli hızlandırdık ve görünür kıldık. Bugün Take Off'un global bir bağlantı merkezi olarak konumlanması da bu yüzden: İnsanların birbirine dokunduğu, fikirlerin büyüdüğü ve iş birliklerinin filizlendiği bir ekosistem olduğu için.
*Türkiye'nin girişimcilik ekosistemi hızla büyüyor, ancak küresel rekabette sürdürülebilir bir konum elde etmek stratejik vizyon gerektiriyor. Take Off'un bu vizyondaki katkısı sizce nedir?
Türkiye'nin girişimcilik ekosistemi son yıllarda önemli bir ivme yakaladı ve Take Off da bu gelişimin uluslararası ölçekte vitrine çıktığı en stratejik platformlardan biri konumunda. Take Off'un hayata geçtiği ilk dönemlerden itibaren ekosistemin aktörleriyle kurduğumuz yakın temaslar sayesinde girişimcilerin ihtiyaçlarını, yatırımcıların aradığı potansiyeli ve kurumların inovasyon arayışlarını daha net görmeye başladık. Bu gözlemler doğrultusunda Take Off'u dinamik bir inovasyon ağına dönüştürdük. Bu yıl Azerbaycan, Özbekistan, İspanya, Kuzey Makedonya ve Bangladeş gibi farklı coğrafyalardan ülkelerin de katılım göstermesi, platformun bölgesel etkisini güçlendiren önemli bir adım oldu. Bu ülkelerin varlığı, Türkiye'nin girişimcilik ve teknoloji alanındaki çekim gücünü pekiştirirken, Take Off'un uluslararası iş birliklerini besleyen bir buluşma noktası haline geldiğini de gösteriyor. Bugün, yerel girişimcilerin küresel fırsatlara eriştiği, yabancı girişimcilerin Türkiye'yi bölgesel bir merkez olarak keşfettiği ve yatırımcıların stratejik iş birlikleri geliştirebildiği buluşma zemini oluşturan bir platform var. Ekosistemdeki tüm paydaşların aynı masada bir araya gelmesi, doğal olarak güveni, karşılıklı etkileşimi ve uzun vadeli iş birliklerini güçlendiriyor. Türkiye'nin küresel rekabette kalıcı bir yer edinebilmesi için en kritik unsur, yerel başarıları uluslararası bir ağın parçası haline getirebilmek. Bizim yaklaşımımız da tam olarak bu şekilde aslında; girişimlerin yalnızca Türkiye'de büyümesini değil, global çapta görünür, bağlantılı ve etki üreten yapılar haline gelmesini destekliyoruz. Türkiye'yi bölgesel bir girişim merkezi haline getiren bir köprü işlevi görerek bilgi, sermaye ve iş birliği akışını hızlandırmayı hedefliyoruz.
*Sürdürülebilirlik konusunda nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?
Son yıllarda büyük etkinliklerde sürdürülebilirlik, yalnızca doğal kaynakların korunması veya çevresel zararın azaltılması açısından değil, aynı zamanda etkinliklerin kendi ekosistemleri üzerinde farkındalık yaratması açısından da önemli bir öncelik haline geldi. Bu yıl etkinlik boyunca tüm operasyonel süreçlerde teknoloji tabanlı ölçümleme sistemleriyle karbon ayak izimizi takip ediyoruz. Kahve atıklarını yeniden kullanılabilir bardaklara, yemek atıklarını ise hayvan mamasına dönüştüren iki girişimle çalışıyoruz. Bu girişimlerden biri geçen yıl Take Off'a katılan bir startup, diğeri ise girişim programımızdan mezun ettiğimiz bir ekip. Yani sadece kendi süreçlerimizi sürdürülebilir hale getirmiyoruz; aynı zamanda bu çözümleri üreten startup'lara alan açarak sürdürülebilirliği ekosistem genelinde yaygınlaştırıyoruz. Bu önlemlere rağmen kaçınılmaz olarak oluşan emisyonları ise carbon-offset programları ve sosyal bağışlarla dengeliyoruz. Ayrıca basılı materyaller yerine dijital içeriklere ağırlık veriyor, ulaşımda toplu taşıma ve ortak transfer yönlendirmelerini teşvik ediyor ve tüm atıkları kontrollü şekilde yönetiyoruz. Yani girişimcilik ekosistemine örnek teşkil etmeyi hedefliyoruz. Startup'lar ve markalar bu süreçlere dahil edilerek çevresel inovasyonun aktif bir parçası haline geliyor, sürdürülebilirlik kültürü tüm ekosisteme yayılıyor. Dolayısıyla her etkinlik, her yudum, her lokma ve her adımda ölçülebilir bir çevresel etki yaratıyoruz.
YATIRIM KARARLARI DAHA BİLİNÇLİ VE VERİ ODAKLI GERÇEKLEŞİYOR
*Sizce Take Off; girişimciler, yatırımcılar ve markalar açısından ne tür fırsatlar yaratıyor ve ekosisteme nasıl bir değer katıyor?
Take Off, girişimciler, yatırımcılar ve markalar için farklı fırsatları aynı çatı altında buluşturan bir platform. Bu sayede girişimciler; yatırımcılara, kurumlara, fonlara ve uluslararası topluluklara aynı anda ulaşarak iş birliği ve ölçeklenme şanslarını artırıyor. Hem yatırım alma fırsatı yaratıyor hem de girişimcilerin global iş ağlarına erişimini, yeni pazarlara açılmasını ve fikirlerini uluslararası arenada test etmesini mümkün kılıyor. Yatırımcılar da portföylerine yeni fırsatlar ekleme, global ağlarla bağlantı kurma ve stratejik ortaklık geliştirme fırsatı yakalıyor. Bu, yatırım kararlarını daha bilinçli ve veriye dayalı hale getirirken, ekosistemde sürdürülebilir bir büyüme ortamı yaratıyor. Markalar ve kurumlar açısındansa, dönüşüm ihtiyaçlarına uygun teknolojileri sahada görme, doğru girişimlerle eşleşme ve inovasyon stratejilerini güçlendirme imkanı sağlıyoruz. Take Off, her katılımcının gerçek bir değerle ayrıldığı, sonuç üreten bir etkinlik. Bu etkileşim, markaların kendi Ar-Ge ve inovasyon süreçlerini besliyor.
*Yabancı yatırımcıların ilgisini çeken en önemli unsurlar neler ve bu ilgiyi uzun vadeli iş birliklerine dönüştürmek için ne tür adımlar atıyorsunuz?
Yabancı yatırımcıların ilgisini çeken en önemli unsurlardan biri aslında Türkiye'nin genç ve yetenekli nüfusu. Buna ek olarak da Take Off doğrultusunda son dönemde Türkiye'den çıkan başarılı girişim hikayelerinin artması ve yabancı yatırımcıların satın alma senaryolarıyla bu başarıları yakından takip etmesi, ekosistemdeki potansiyelin uluslararası alana daha güçlü yansımasını sağlıyor. Tabii bu ilgi sadece potansiyelden beslenmiyor; doğru temas mekanizmaları ve güvenilir bağlantılar da belirleyici. Yani biz yatırımcılarla iletişimimizi yalnızca etkinlik dönemine sıkıştırmıyoruz. Yıl boyunca potansiyel iş birliklerini değerlendiriyoruz, ortak projeler geliştirmek için yakın teması sürdürüyoruz. Yatırımcıların aradığı şey yalnızca iyi girişimler değil; aynı zamanda güçlü bir network, ortak yatırım fırsatları ve bölgeyi tanıyabilecekleri güvenilir bir ekosistem.
DEĞER ÜRETEN BİR İNOVASYON AĞI KURGULANIYOR
*Diitalleşme ve teknoloji kullanımı etkinlik deneyimini nasıl etkiliyor?
Dijital teknolojileri etkinliğe ek bir özellik olarak değil, deneyimi baştan tanımlayan bir güç olarak görüyoruz. Amacımız, ziyaretçilerin bilgiye, insana ve fırsata en hızlı şekilde ulaşmasını sağlamak. Bu yıl devreye aldığımız yapay zeka destekli eşleşme sistemi, girişimcilerin, yatırımcıların ve kurumların ilgi alanlarına en uygun bağlantıları birkaç saniyede bulmasını sağlıyor. Böylece zaman ve kaynak verimliliği de artmış oluyor. Çok dilli anlık çevirimiz de var. Böylece global bir katılım sağlarken, dil bariyerlerini ortadan kaldırıyoruz. Kaçırılan önemli konuşmaların özetleri de yapay zeka tarafından hazırlanarak katılımcılara iletiliyor; böylece herkes etkinlikten tam anlamıyla faydalanabiliyor. Geleceğe yönelik vizyonumuz ise Take Off'u sadece bir zirve değil; yıl boyunca sürekli değer üreten bir inovasyon ağı haline getirmek. Kişiye özel içerikler, devam eden dijital temaslar ve veri odaklı networking araçları sayesinde katılımcılar etkinlik sonrası da bağlantılarını güçlendirebiliyor.
*Girişimcilik ekosisteminin geleceğinde sizce hangi trendler belirleyici olacak?
Girişimcilik ekosisteminin geleceğini hem dünyada hem Türkiye'de çok net bir dönüşüm şekillendiriyor. Derin teknolojiye olan ilgi hızla artıyor, yapay zeka artık her alanda üretken inovasyonun merkezinde ve donanım odaklı girişimler yeniden ivme kazanıyor. Yapay zeka, dijital ikizler, yeni nesil malzemeler, savunma teknolojileri, biyoteknoloji ve uzay teknolojileri bugün sadece birer teknik alan değil; ülkelerin rekabet gücünü belirleyen stratejik başlıklar. Küresel ölçekte değer üreten girişimlerin büyük kısmı artık bu hat üzerinde ortaya çıkıyor. Türkiye tarafında da benzer bir tablo görüyoruz. Genç ve yüksek mühendislik kapasitesine sahip bir ülke olarak IoT, robotik, sensör teknolojileri, otonom sistemler ve ileri üretim çözümleri çok daha hızlı büyüyor. Ayrıca sektör bazında daha net tanımlanmış, belirli bir alt probleme odaklanan girişimlerin öne çıktığını gözlemliyoruz. Sağlıkta erken teşhis uygulamaları, finansta akıllı risk analizleri, üretimde optimizasyon teknolojileri, mobilitede akıllı altyapı çözümleri... Hem küresel trendlerle uyumlu bir ilerleme var hem de Türkiye'nin kendi dinamiklerinden beslenen özgün fırsat alanları oluşuyor. Geleceği belirleyen şey artık teknolojiyi tüketen değil, onu üreten ekosistemler. Take Off, tam bu noktada, hem Türkiye'ye hem bölgeye dönüşümün hızlandırıcısı olan bir platform sunuyor.