Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre geçen yılın ocak-kasım döneminde 9 milyon 703 bin 480 olan ikinci el motorlu kara taşıt devri, bu yılın aynı döneminde yüzde 3,6 artarak 10 milyon 54 bin 915 adede ulaştı.
Geçen ay devri yapılan toplam 897 bin 877 taşıtın yüzde 67,8'ini otomobiller oluşturdu. Bu dönemde en yüksek otomobil devrinin gerçekleştiği il 152 bin 534 ile İstanbul oldu. Bu ili 81 bin 514 ile Ankara, 37 bin 17 ile İzmir, 27 bin 690 ile Antalya ve 25 bin 354 ile Bursa izledi. Sektör temsilcileri veriler ışığında yıl sonunda araç satış rekoru beklendiğini ifade etti.
"SIFIR ARAÇ PAZARI TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK SATIŞ RAKAMINA ULAŞACAK"
MASFED Başkanı Erkoç, krediye erişimin zorlaşmasına rağmen otomobile olan ihtiyacın azalmadığını, otomobilin artık lüks değil, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi.
Bu nedenle tüm zorluklara rağmen piyasanın ayakta kalmaya devam ettiğini vurgulayan Erkoç, "Geçmişte vatandaş almak istediği aracın bedelinin yüzde 70'ine kadar kredi kullanabiliyordu. Bugün gelinen noktada bu oran yüzde 20'ler seviyesinde. Vadeler kısa, faiz oranları yüksek. Bu da kredi kullanımını ve finansmana erişimi oldukça zorlaştırıyor. Bu durum özellikle dar ve orta gelirli tüketiciler üzerinde ciddi baskı oluşturuyor." dedi.
Erkoç, araç fiyatlarındaki artışın yalnızca iç piyasaya özgü bir durum olmadığına dikkati çekerek, vergilerin yanı sıra tüm dünyada yükselen üretim maliyetlerinin araç satış fiyatları üzerinde etkili olduğunu dile getirdi.
MASFED'in saha verileri ve sektör analizleri doğrultusunda bu yıla ilişkin öngörülerini paylaşan Erkoç, şunları kaydetti:
"2025'in sonunda Türkiye genelinde toplam motorlu araç alım-satımının 10,5 milyon adedi bulacağını öngörüyoruz. Sıfır araç pazarı ise yaklaşık 1,5 milyon adetle tüm zamanların en yüksek satış rakamına ulaşacak. Bu rakamlar otomotiv sektörünün 2025'i diğer birçok sektöre kıyasla daha güçlü geçirdiğini ortaya koyuyor. Otomotiv sektörünün bu yıl itibarıyla karşı karşıya olduğu temel sorunlar, krediye erişimde yaşanan ciddi daralma, yüksek faiz oranları ve kısa vadeler, küresel ölçekte artan araç ve üretim maliyetleri, vergi yükünün fiyatlar üzerindeki baskısı ile tüketicinin alım gücündeki zayıflamadır."
Erkoç, 2026'da faiz oranlarının ve kredi koşullarının daha dengeli bir yapıya kavuşmasını beklediklerini belirterek, finansmana erişimin kolaylaşmasının hem ikinci el hem de sıfır araç pazarında daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlayacağını sözlerine ekledi.