Teknoloji ve inovasyon bugün en büyük şirketlerden en küçük işletmelere kadar tüm iş dünyasının yakından takip ettiği bir konu. Zira üretimden satışa rekabetin kuralları artık şirketin teknolojiye uyum sağlama kapasitesi ile şekilleniyor. Kuşkusuz teknoloji ve inovasyonun şirketlerin vizyonundaki yerini iş liderleri belirliyor. Liderin yeniliklere açık olması ve teknolojiye önem vermesi elbette yeterli değil. Doğru zamanda doğru yatırımları yapmak, sektörün ve hatta global ölçekteki gelişmelerin doğru bir şekilde sentezlenmesi ve şirket stratejisinin yeni gerçeklere göre belirlenmesi gerekiyor... Yeni dönem teknoloji ve inovasyon ekseninde şekillendiği için liderlerin uyguladıkları ya da uygulamadıkları stratejiler son derece belirleyici oluyor. Mayıs ayında yapılan genel kurulda Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) yeni genel başkanı olarak seçilen Burhan Özdemir ile teknoloji, inovasyon ve liderlik konusunu konuştuk. Liderliğin artık sadece yönetsel değil, teknolojik ve dönüşümsel bir kavram haline geldiğini anlatan Özdemir, bir liderin teknolojiye bakışının tüm şirketin geleceğini şekillendirdiğini söylüyor. Özdemir ayrıca MÜSİAD'ın şirketlerin teknolojik dönüşümünde daha da aktif olacağını anlatıyor.
*Teknoloji iş dünyasını nasıl değiştirdi? Türkiye perspektifinden nasıl bir dönüşüm yaşanıyor?
Teknolojideki gelişmeler yalnızca üretim süreçlerini değil, iş yapma biçimini, organizasyon yapısını, hatta iş dünyasının değer setlerini dahi dönüştürdü. Dijitalleşme, yapay zeka, büyük veri, nesnelerin interneti gibi başlıklar, iş dünyasının gündelik pratiğinin vazgeçilmez parçaları haline geldi. Bugün artık üretimden lojistiğe, satıştan müşteri ilişkilerine kadar her aşama teknolojik bir sistem dahilinde yürütülüyor. Türkiye'de de özellikle son 10 yılda bu alanda ciddi bir dönüşüm yaşandı. Pandemi süreci ise dijitalleşmeyi hızlandırarak teknolojik altyapıya sahip olmayan şirketleri sistem dışına itmeye başladı. Artık sadece üretmek yetmiyor; veriye dayalı karar alabilmek, operasyonel süreçleri optimize edebilmek ve müşteriye dijital platformlardan erişebilmek gerekiyor. MÜSİAD olarak biz de bu büyük dönüşümün içinde yer alıyoruz. Yeni dönemde özellikle Anadolu'daki sanayicilerin de dijitalleşmeden pay alabilmesi için yerli yazılım iş birlikleri ve sektörel dijital dönüşüm modelleri geliştiriyoruz. Ayrıca üyelerimizin dijitale geçiş sürecini hızlandırmak için çeşitli eğitimler vermek de gündemimizde bulunuyor. Bu dönüşüm sadece rekabet gücü için değil, Türkiye'nin stratejik bağımsızlığı için de elzemdir. Artık teknoloji üretimini de hep birlikte gerçekleştirmeliyiz.
*Bu değişimin artıları ve eksilerini değerlendirir misiniz?
Teknolojik dönüşüm, işletmelere zaman, maliyet ve verimlilik açısından önemli avantajlar sunuyor. Gerçek zamanlı veri analiziyle daha doğru kararlar alınabiliyor, otomasyonla üretim hataları azalıyor, müşteri deneyimi kişiselleştirilebiliyor. Erişilebilir teknoloji sayesinde küçük işletmeler bile küresel pazarlarda söz sahibi olabiliyor. Bu, iş dünyası için tarihi bir fırsattır. Ancak bu dönüşüm beraberinde bazı yapısal riskleri de getiriyor. Özellikle dijital altyapıdan yoksun KOBİ'ler, bu yarışta geride kalabiliyor. Teknoloji okuryazarlığı eksikliği, iş gücü uyumsuzluğu ve stratejik vizyon yoksunluğu gibi başlıklar, şirketleri sürdürülemez hale getirebiliyor. Bu dönüşüm süreci, iyi yönetilmediği takdirde dijital uçurumu derinleştirebilir.
*Türk şirketleri bu değişime uyum sağlamada sorun yaşıyor mu?
Türk şirketleri, teknolojik dönüşümün farkında ve istekliler; fakat uygulamada ciddi yapısal engellerle karşılaşıyorlar. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, finansmana erişim, dijital uzman kadro eksikliği ve teknoloji seçimi konusunda rehberlik yoksunluğu gibi sorunlar yaşıyor. Ayrıca birçok işletmede teknolojik dönüşüm hâlâ 'zorunlu bir masraf' gibi algılanıyor, bu da stratejik planlamanın önünü kesiyor. Öte yandan büyük şirketlerde bu dönüşüm nispeten daha planlı ve kaynak destekli yürütülüyor. Fakat bu ayrım uzun vadede sektörel uçurumu derinleştirme potansiyeli taşıyor. Bu tabloyu sahada çok net gözlemliyoruz.
*Şirketler bu sorunları nasıl aşabilir?
Bu sorunları aşmanın ilk ve en kritik adımı, zihniyet dönüşümüdür. Şirketlerin teknolojiye yalnızca bir 'gider' değil, geleceğe dönük bir 'yatırım' olarak bakması gerekiyor. Dijital dönüşüm her işletme için farklılık gösterse de temel ihtiyaç, stratejik bir dijital yol haritasının varlığıdır. Bu harita, şirketin büyüklüğüne, sektörüne ve hedef pazarına uygun olarak tasarlanmalıdır. Aynı zamanda insan kaynağını bu dönüşüme entegre etmek şart. Çalışanların dijital becerilerle donatılması, teknolojiye olan dirençlerini azaltır. Kurum içi eğitimler, uygulamalı atölyeler ve dönüşüm liderleri oluşturmak, bu sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlar.
MÜSİAD, bu noktada çok yönlü çözümler sunuyor. Yeni dönemde kuracağımız Ölçme-Değerlendirme Merkezi, üyelerimizin dijital kapasitesini ölçerek ihtiyaca göre özelleştirilmiş destek sunacak. Ayrıca girişimcilik odaklı teknoloji kümelenmeleriyle üyelerimizi start-up'larla bir araya getirerek yenilikçi iş modellerini birlikte geliştirmelerini sağlayacağız.
*Sizce, iş dünyası liderleri teknolojilere nasıl yaklaşmalı?
Liderlik artık sadece yönetsel değil, teknolojik ve dönüşümsel bir kavram haline geldi. Bir liderin teknolojiye bakışı, tüm şirketin geleceğini şekillendirir. Teknolojiye hakimiyet, sadece yeni araçlar edinmek değil; o araçların organizasyonun kültürüne, yapısına ve stratejisine nasıl etki edeceğini öngörebilmektir. Yeni nesil lider, veriyle konuşan, yenilikle ilerleyen ve değişimi tetikleyen bir aktör olmak zorundadır. Teknolojiyi sadece iş süreçlerinde değil; toplumsal sorumluluk, sürdürülebilirlik ve insan kaynağı politikalarında da merkeze alan bir bakış açısı gereklidir.
*Yeni dönemde iş liderlerinin teknoloji ve inovasyon stratejileri neler olmalı?
Yeni dönemin iş liderleri, sürdürülebilir ve entegre bir inovasyon stratejisi oluşturmak zorunda. Artık inovasyon sadece ürünle sınırlı değil; hizmetten süreçlere, organizasyondan müşteri deneyimine kadar her alanda devreye giriyor. Bu nedenle stratejiler, sadece teknik değil; aynı zamanda kültürel ve yönetsel düzeyde de dönüşüm içermelidir. İnovatif liderlik için öncelikle veri temelli karar alma, çevik yönetim modeli, açık inovasyon yapıları ve iş birliği kültürü inşa edilmelidir. Üniversiteler, teknoparklar, girişimciler ve tedarik zinciri aktörleriyle iş birlikleri kurmak, inovasyonu organik bir sürece dönüştürür.
*Rekabet ve ihracat açısından inovasyon stratejileri nasıl kurgulanmalı?
Küresel rekabetin doğası değişti. Artık sadece fiyatla değil, farklılaşma ve özgünlükle öne çıkan şirketler ayakta kalabiliyor. İhracatın başarısı da artık inovasyonla doğrudan ilişkili. Katma değerli, özgün, fonksiyonel ve sürdürülebilir ürünler geliştirmeden küresel pazarda tutunmak neredeyse imkansız hale geldi.
KOBİ'ler için bu yaratıcı tasarım, hızlı adaptasyon ve niş pazarlara yönelim anlamına gelirken; büyük şirketlerde Ar-Ge merkezli kurumsal inovasyon politikaları gerektiriyor. İhracatın sürdürülebilirliği, teknolojiyi kullanarak yeni müşteri kanalları oluşturmak ve sürekli yenilikle pazardaki konumu güçlendirmekle mümkündür.MÜSİAD olarak bu alanda somut adımlar atıyoruz.
Dijital ihracat platformları, global marka danışmanlıkları ve yurt dışı kümelenme destekleri ile üyelerimizin küresel pazarlarda daha etkin yer almasını hedefliyoruz. Ayrıca yurt dışı temsilciliklerimiz üzerinden inovatif ürünleri doğrudan alıcılarla buluşturuyor; sadece ihracat değil, uluslararası markalaşma hedefliyoruz. İhracat artık sadece mal değil; vizyon, yenilik ve cesaret ihracıdır.
*MÜSİAD olarak inovasyon ve liderlik konusunda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Projelerinizden bahseder misiniz?
MÜSİAD'ın yeni dönem stratejisi, üretim kadar yeniliği, kâr kadar sorumluluğu, rekabet kadar sürdürülebilirliği de merkeze alıyor. Bu kapsamda inovasyon ve liderlik başlıkları artık tüm programlarımızın önemli merkezlerinden birini oluşturuyor.
Genç MÜSİAD ile erken yaşta teknolojiyle tanışan lider adayları yetiştiriyor, Girişimcilik Platformumuzla yerli Ar-Ge ekosistemini destekliyor, farklı sektörlerden üyeleri yeni nesil iş modelleriyle buluşturuyoruz.
Genç MÜSİAD yapımız, erken yaşta teknoloji ve girişimcilikle tanışan, yerli ve milli değerleri içselleştirmiş lider adayları yetiştirme hedefiyle aktif şekilde çalışıyor. Sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin dört bir yanındaki şube yapılarımız aracılığıyla üniversite öğrencilerine, genç girişimcilere ve iş dünyasıyla yeni tanışan profesyonellere yönelik mentorluk, eğitim ve tecrübe paylaşımı programları düzenliyoruz. Yeni dönemde kurulumuna öncülük ettiğimiz MÜSİAD Ticaret ve Yatırım Ajansı, inovatif girişimlerin uluslararası pazarlara açılmasına, doğru finansal kaynaklara ulaşmasına ve stratejik ortaklıklar kurmasına aracılık edecek önemli bir yapı olacak.
Bu ajans, inovasyonun sadece fikir aşamasında değil, küresel ticaret denklemine entegre edilmesi noktasında da rol üstlenecek.
Ayrıca sektörel kurullarımız ve teknoloji komisyonlarımız aracılığıyla yapay zeka, yeşil dönüşüm, savunma sanayii, enerji ve tarım teknolojileri gibi stratejik alanlarda üyelerimize rehberlik ediyor, sektörel dönüşüme liderlik etmeleri için analizler, yayınlar ve çalıştaylar düzenliyoruz.
Bütün bu çalışmaların temelinde şu anlayış yatıyor: Gelecek, sadece güçlü sermayeyle değil; güçlü fikirlerle, sürdürülebilir modellerle ve yetkin liderlikle kurulabilir. MÜSİAD olarak da iş dünyasının bu dönüşümüne öncülük etmeye kararlıyız.