EY Türkiye Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal, yapay zekanın perakende sektörüne etkilerini Platin'e şöyle değerlendirdi:

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi'ne göre markalar daha fazla değer yaratmak için inovasyona ve marka iyileştirmesine yöneliyor. Dijitalleşmeyle birlikte yapay zeka kullanımının artması, insanların ürünleri keşfetme, karşılaştırma ve seçme biçimini değiştiriyor ve marka görünürlüğü ile alaka düzeyini her zamankinden daha kritik hale getiriyor. Markalar için geleneksel perakende, artık birincil rekabet alanı olmuyor. Dijital ve sosyal platformlar tüketicilerin ürünleri keşfetme, değerlendirme ve onlarla etkileşim kurma biçimini dönüştürüyor. Bununla birlikte de markalar dijital alanlarda varlığını sürdürmeye çalışıyor. Bu değişimin yeni olmadığı ancak kalıcı olacağı söylenebilir.

SOSYAL SATIŞ YÜKSELİYOR, GELENEKSEL KANALLAR ZAYIFLIYOR

Tüketiciler, fiziksel mağazalar ve diğer alışveriş kanalları arasında akıcı bir şekilde hareket ederken; sosyal satışın yükselmesi de tüketicilerin geleneksel marka kanallarını göz ardı etmeye daha istekli olduğunu gösteriyor. Geleceğin Tüketicisi Endeksi sonuçları, yapay zekanın (AI) önemli bir alışveriş aracı olarak kabul edilmesi için hâlâ yol kat edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor; katılımcıların yüzde 58'inin satın alma kararı verirken AI kullanmadığı görülüyor. AI önerilerinin yüzde 50'sinin premium markalar olması ise tüketici ürünleri şirketleri için görünürlüğün de önemli olduğunu gösteriyor.

AKILLI SİSTEMLERLE ARTAN SADAKAT VE KÂRLILIK

Aynı zamanda yapay zeka perakende sektöründe en çok kişiselleştirme, talep tahmini, stok yönetimi, fiyatlandırma stratejileri ve müşteri hizmetleri alanlarında etkisini gösteriyor. Her ne kadar tüketicilerin büyük bir kısmı hâlâ satın alma kararlarında doğrudan yapay zeka kullanmasa da arka planda AI destekli sistemler kullanıcı deneyimini şekillendirmeye devam ediyor. Örneğin, geçmiş alışveriş verilerine dayalı kişiselleştirilmiş öneriler, tüketici sadakatini artırırken; yapay zeka ile desteklenen dinamik fiyatlandırma sistemleri ise hem rekabet gücünü hem de kârlılığı artırıyor. Ayrıca, sohbet robotları ve sanal asistanlar da müşteri yolculuğunu kolaylaştırıyor. Yapay zekanın yaygınlaşmasıyla birlikte, yakın gelecekte tüketici davranışlarının daha hızlı analiz edildiği, markaların daha görünür ve anlamlı hale geldiği, daha akıllı ve çevik bir perakende ekosistemi oluşması bekleniyor. Şirketlerin bu teknolojiyi daha verimli kullanabilmesi için öncelikle çevik ve esnek bir yapıya sahip olması gerekiyor. Bu sayede şirketler hem hızla değişen tüketici beklentilerine yanıt verebilir hem de rekabet avantajı sağlayabilirler. Dijitalleşmenin artmasıyla birlikte, bütçelerin etkin yönetimi ve hedeflerin yeniden tanımlanması büyük önem taşıyor. Otomasyon süreçleri devreye alınırken; pazarlama stratejilerinin, marka görünürlüğü ve tüketiciyle kurulan bağın da bu dönüşüme paralel olarak tutarlı şekilde uyarlanması gerekiyor. Tüm bu adımlar, teknolojinin getirdiği potansiyelin en verimli şekilde kullanılmasını sağlayacaktır.

BAŞARI HIZLI HAREKET EDENİN OLACAK

Perakende sektörünü en çok şekillendirecek dijital gelişmelerin başında yapay zeka geliyor. Yapay zeka, yenilik süreçlerini hızlandırma, pazara çıkış süresini kısaltma ve başarı oranlarını artırma konusunda kritik bir rol oynuyor. Geleneksel, kategoriye özgü gelişmelere güvenmek artık yeterli değil; tüketici beklentileri çok hızlı değişiyor ve markaların buna cesur, kategoriler arası yeniliklerle yanıt vermesi gerekiyor. Yapay zekadan faydalanan perakende markaları, tüketici merkezliliğini artırabilir, verimsizlikleri azaltabilir ve Ar-Ge yatırımlarını daha verimli hale getirerek anlamlı tüketici değerine dönüştürebilir. Yeni dönemde başarı, daha büyük düşünmeye, hızlı hareket etmeye istekli markaların olacak.

(EY Türkiye Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal)