Finans

31 Temmuz 2025 11:30

Finans sektöründe dijitalleşme ve dijital finansal okuryazarlık

Dijital çağ, finans alanına köklü dönüşümler getirdi. Finansal teknolojideki gelişmeler sayesinde, varlık sınıflarına erişim kolaylaştı, işlem ve fon yönetim maliyetleri düştü, dijital cüzdanlar ve yenilikçi ödeme sistemleri günlük finansal yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.

T-Gate Yönetim Kurulu Üyesi Attila Köksal, Platin Dergisi Temmuz 2025 sayısında finans sektöründe dijitalleşme ve finansal okuryazarlık konularını değerlendirdi:

Bilgiye erişimin hızlanması, bireylerin daha bilinçli kararlar almasını sağlıyor; robo-danışmanlar ve benzeri uygulamalar ise tasarruf ve yatırım süreçlerini daha erişilebilir, sistematik ve verimli hale getiriyor. Açık bankacılık ve açık yatırım hizmetlerinin yaygınlaşması, finansal sistemin hem şeffaflığını hem de kullanıcı odaklı yapısını güçlendiriyor.

DİJİTALLEŞME BAZI RİSKLERİ DE GETİRİYOR

Ancak dijitalleşmenin sunduğu bu fırsatlar, beraberinde bazı ciddi riskleri de getiriyor. Yapay zeka, makine öğrenimi ve işlem otomasyonu gibi teknolojiler yatırım kararlarını önemli ölçüde etkiliyor; mobil cihazlar üzerinden anlık işlem yapma imkanı, yatırımcıları kısa vadeli düşünmeye ve spekülatif davranışlara yönlendiriyor. Bu durum, özellikle bireysel yatırımcıların ciddi zararlar etmelerine neden oluyor. Algoritmik ve yüksek frekanslı işlemler piyasalardaki dalgalanmaları artırırken, sosyal medya üzerinden yayılan yanlış bilgiler ve bilinçli yapılan davranışsal müdahaleler yatırımcıların bilişsel ve duygusal zaaflarını hedef alarak onları manipülasyon ve dolandırıcılık tuzaklarına karşı savunmasız bırakıyor. Bu nedenle, dijital çağın sunduğu olanaklardan en iyi şekilde faydalanmak için yalnızca teknolojiyi kullanabilmek yeterli değildir; aynı zamanda bu teknolojilerin barındırdığı riskleri tanımak, bireylere eleştirel bakış açısı kazandırmak ve onların bu risklerle ilgili farkındalıklarını arttırmak da büyük önem taşıyor.

FİNANSAL OKURYAZARLIK NEDİR?

Finans alanında teknoloji kullanımının yaygınlaştığı ve para transferleri, ödemeler, yatırımlar gibi işlemlerimizin çoğunun fintek uygulamaları üzerinden yapıldığı bu dönemde artık dijital finansal okuryazarlık kavramını gündemimize almalıyız. Ancak, dijital finansal okuryazarlık konusuna girmeden önce, ülkemizde yıllardır gündemde olmasına rağmen ne olduğunu tam anlayamamış olduğumuz finansal okuryazarlığın tanımını yapmamızda fayda olduğunu düşünüyorum. Yurdumuzda finansal okuryazarlık denince akla finansal konularda bilgi sahibi olmak gelir. Halbuki finansal okuryazarlık; 'finansal bilgi', 'finansal tutum' ve 'finansal davranış' kavramlarından oluşan bir bütündür. Geçmişte yapılan finansal okuryazarlık çalışmaları genellikle finansal bilgiyi artırma yönünde olmuş, bu amaçla geliştirilen kısa süreli eğitim programlarının, kursların, web sitelerinin vb. etkileri çok sınırlı kalmıştır.

Finansal bilgi, bireylerin finansal prensipleri ve kavramları anlamalarını ve bu konularda hesap yapabilecek bilgi düzeyinde olmalarını ifade eder. Bu, örneğin enflasyonun birikimler üzerindeki olumsuz etkilerini anlamayı, reel getiri ve bileşik faiz hesabı yapabilmeyi, bütçe, borç yönetimi, tasarruf, birikim, yatırım ve sigorta gibi konular hakkında bilgi sahibi olmayı içerir.

Finansal tutum ise bireylerin finansal konulardaki inanç, değer ve duygularını kapsar. Örneğin, birikim yapmanın finansal refaha ulaşmak için gerekli olduğuna inanmak, değerli varlıkları korumak için sigorta yaptırmanın önemli olduğunu düşünmek, ihtiyaç duyulmayan şeyleri satın almanın israf olduğunu bilmek, altın, ev, arsa gibi yatırım araçlarına sermaye piyasası araçlarından daha fazla güven duymak finansal tutumun unsurlarıdır. Finansal tutumun temelleri ailede atılır, yetiştirilme şekli, kültürel etkiler, kişisel deneyimler, eğitim ve rol modelleri gibi faktörler ile şekillenir.

Finansal davranış, bireylerin finansal konularda aldıkları kararları ve eylemleri içerir. Birikim yapmayı ertelemek, kredi kartı harcamalarında disiplinli davranmamak, düzenli bütçe yapmak, hisse senetlerinde ve kripto paralarda kısa vadeli işlemler yaparak aşırı riskler almak gibi olumlu veya olumsuz eylemler buna örnek gösterilebilir.

EĞİTİMLER İLKOKUL ÇAĞINDAN BAŞLAMALI

Finansal tutum ve finansal bilgi, finansal davranışlarımızı önemli ölçüde etkiler. Disiplinli ve sabırlı olmak, finansal sisteme ve piyasalara güvenmek gibi özellikler bireylerin uzun vadede finansal refaha ulaşmalarına yardımcı olur. Ancak hatalı davranışlar ve bunların olumsuz sonuçları tutumları etkileyerek bireylerin yanlış yöne evrilmelerine ve ön yargılara kapılmalarına neden olabilir. Örneğin, borsada kısa vadeli işlemler yaparak zarar eden birisi, hisse senedi yatırımının kumar olduğunu düşünmeye başlar. Eksik sigorta yaptırmış olan biri, bir hasar durumunda tüm zararının karşılanmaması üzerine sigortaya olan güvenini kaybeder. Bireysel Emeklilik Sistemi'nde portföyünü sadece para piyasası fonlarından oluşturarak enflasyondan düşük bir getiri elde eden bir birey BES'in kötü bir sistem olduğu inancına kapılır. Finansal okuryazarlık çalışmaları sadece finansal bilgiyi geliştirmek ile sınırlı kalmamalıdır. Finansal tutumun sağlıklı oluşması için ilkokul çağından itibaren çocuklara finansal ve dijital finansal okuryazarlık eğitimleri vermek, ilerleyen yaşlarda da bireylerin finansal davranışlarını olumlu yönde düzeltecek müdahaleler uygulamak ve yapılar kurgulamak gerekir. Örneğin, BES'i anlaşılması ve ulaşılması daha kolay olan, robo-danışmanlar ve zaman hedefli fonlar, borsa yatırım fonları gibi ürünler ile desteklenen bir yapıya dönüştürmek gibi.

DİJİTAL FİNANSAL OKURYAZARLIK

Dijital finansal okuryazarlık, bireylerin dijital ekonomide etkin, güvenli ve sürdürülebilir biçimde yer alabilmeleri için gerekli olan bilişsel ve teknolojik yeterliliklerin bütünüdür. Bu yeterlilikler; dijital araçları işlevsel biçimde kullanma, finansal bilgi kaynaklarını doğrulama, sosyal medya iletişim kurallarına saygı duyma, dezenformasyonun ayırt edilmesi, siber tehditlere karşı farkındalık geliştirme ve eleştirel karar alma mekanizmalarını kapsar. Özellikle algoritmik bilgi akışlarının, yapay zeka destekli içeriklerin ve dijital finansal ürünlerin hızla çoğaldığı bir dönemde, bireylerin dijital ortamda doğru bilgiye erişim ve değerlendirme yetkinliği kritik hale gelmiştir.

MİKRO ÖLÇEKTE DAVRANIŞSAL DÖNÜŞÜM HIZLANDIRILMALI

Bu yeterliliklerin gelişmemesi durumunda bireyler; dijital okuryazarlık eksikliği nedeniyle teknolojik dönüşümlere entegre olamaz, dijital üretkenliklerini artıramaz ve finansal kararlarında hataya açık hale gelir. Aynı zamanda kimlik avı, sosyal mühendislik saldırıları, kişisel veri ihlalleri ve hesap ele geçirme gibi siber güvenlik tehditlerine, piyasa manipülasyonlarına ve dolandırıcılık tuzaklarına karşı savunmasız kalırlar. Bu tür kırılganlıklar yalnızca bireysel riskleri artırmakla kalmaz, aynı zamanda dijital ekonominin bütünlüğünü ve sürdürülebilirliğini tehdit eder. Dolayısıyla dijital finansal okuryazarlık, yalnızca bireysel refahın değil, aynı zamanda makro düzeyde dijital güvenliğin ve finansal istikrarın sağlanması açısından stratejik bir öneme sahiptir.

Bu bağlamda, finansal okuryazarlığın geliştirilmesi yalnızca kamusal sorumluluk olarak görülmemeli; ebeveynler ev ortamında çocuklara, kurumlar ise çalışanlarına yönelik sistematik ve ölçülebilir eğitim programları geliştirmelidir. Ayrıca, bireylerin çevresindeki yanlış finansal davranışlara yapıcı geribildirimde bulunması, mikro ölçekte davranışsal dönüşümün hızlandırılmasına katkı sağlayacaktır.

EN ÇOK OKUNANLAR