Enerji

05 Ağustos 2025 11:35

Türkiye Yüzyılı'nda ‘enerjide tam bağımsızlık' hedefi

Türkiye enerji alanındaki hamlelerine bir yenisini daha ekliyor: Kayagazı teknolojisi hayata geçiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Nihai hedefimiz, milli enerji ve maden politikası doğrultusunda ‘enerjide tam bağımsız Türkiye'yi inşa etmek. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonu ile doğal gazdan petrole, madenden nükleere kadar attığımız her adımda enerjide tam bağımsızlığa biraz daha yaklaşıyoruz” diyor.

Geçen ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan enerji filomuza iki yeni yüksek kapasiteli 7'nci nesil sondaj gemisini daha dahil ettiğimizi açıkladı. Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han sondaj gemileriyle birlikte, sondaj gemisi sayımız da altıya çıktı. Böylece dünyanın en büyük ve en modern 4'üncü filosu Türkiye'nin oldu. Tek başına bile önemli olan bu hamleyi Türkiye'nin son yıllarda enerji alanında yaptığı önemli atılımlarla birlikte değerlendirmek gerekiyor. Sakarya Gaz Sahası, deniz üstü üretim tesisleri, yenilenebilir enerji kurulu gücünde Türkiye'nin Avrupa'da ilk sıralarda olması, Akkuyu Nükleer Santrali'nin yakında devreye girecek olması, Gabar'daki üretimin hızla artması gibi gelişmeleri eklediğimizde Türkiye'nin enerji politikalarının hem dünyadaki gelişmeleri ne kadar yakından takip ettiğini hem de ne kadar doğru hamleler olduğunu görüyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Platin Dergisi için yaptığımız röportajda Türkiye'nin ulusal enerji stratejisinin, 'arz güvenliği', 'yerli ve milli kaynak' ve '2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi' olmak üzere üç temel odak noktada şekillendiğini anlattı. Önümüzdeki 30 yıl içinde Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını bitirmekte kararlı olduklarını söyleyen Bayraktar ile ulusal enerji stratejisini konuştuk...

*Türkiye, son 23 yılda büyük bir enerji atılımı gerçekleştirdi. Türkiye'nin ulusal enerji stratejisini anlatabilir misiniz?

Vatandaşlarımıza kesintisiz, kaliteli ve ucuz enerji tedarik etmeyi hedefliyoruz ve bu doğrultuda çalışıyoruz. Bu yolculukta da 'arz güvenliği' şüphesiz en kritik başlıklardan bir tanesi. Arzı sağlamlaştırmak üzere enerji sepetimize olabildiğince fazla çeşit ekliyoruz. Öte yandan, cari açığı azaltmak ve enerji ithalatını kısmak için de üretimin yerli ve milli kaynaklardan güç alması gerekiyor. Dışarıdan alacağımız enerji ya da hizmet, bizim arz güvenliğimiz ya da enerji ithalatını azaltmamız için sınırlayıcı bir rol üstlenmekte. Bu nedenle sondaj ve sismik araştırma gemilerimizin, enerji sektöründe kullandığımız her türlü ekipmanın yerlileştirilmesi çok kıymetli. Bu alanda yetişmiş mühendislerimizin veya teknikerlerimizin olması da hiç şüphesiz bizim gücümüze güç katıyor. İlaveten, enerji portföyümüzde yenilenebilir enerjinin yerini çok önemsiyoruz. Bir yandan yerli kaynaklarımızı kullanarak enerji üretirken diğer yandan da 2053 Net Sıfır Emisyon hedefiyle uyumlu adımlar atma gayesi içerisindeyiz. Diğer bir deyişle, ulusal enerji stratejimizde 'arz güvenliği', 'yerli ve milli kaynak' ve '2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi' olmak üzere üç temel odak noktamız var. Enerji güvenliğini, milli güvenliğimizin bir parçası olarak görüyoruz. Nihai hedefimiz, Milli Enerji ve Maden Politikası doğrultusunda 'Enerjide Tam Bağımsız Türkiye'yi inşa etmek. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonu ile doğal gazdan petrole, madenden nükleere kadar attığımız her adımda enerjide tam bağımsızlığa biraz daha yaklaşıyoruz. Türkiye'nin önümüzdeki 30 yılda enerjide ve tabii kaynaklar alanında dışa bağımlılığını tamamen bitirmekte kararlıyız.

HER YIL 2 BİN MW'LİK YEKA YARIŞMASI AÇILACAK

*Yenilenebilir enerjide Türkiye, dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmeyi başardı. Önümüzdeki dönem yenilenebilir enerji için hedeflerimizi anlatabilir misiniz?

2005'te yenilenebilir enerjinin toplam kurulu gücümüzdeki payı yüzde 33'tü. Bugün, bu oran yüzde 61 oldu. Türkiye'deki tüm hanelerin yıllık elektrik ihtiyacını, sadece rüzgâr ve güneş santrallerinden ürettiğimiz elektrikle karşılıyoruz. İşte bu, bizim yenilenebilir enerjide geldiğimiz önemli noktanın açık bir göstergesidir. Elbette yenilenebilir enerji alanındaki adımlarımız bunlarla da sınırlı kalmayacak. Yenilenebilir enerji 2035 yol haritamızı, geçtiğimiz yıl ortaya koymuştuk. Türkiye'nin rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünü 2035 yılına kadar 120 bin megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Haziran ayı sonu itibariyle toplam kurulu gücümüz 119 bin 632 megavata çıkarken yenilenebilir enerjideki toplam kurulu gücümüz 72 bin 826 megavata ulaştı. Rüzgar ve güneşte çok ciddi bir potansiyele sahibiz. Sadece rüzgâr ve güneşte kurulu gücümüz ise 36 bin 402 megavata çıktı. Hedeflerimiz doğrultusunda, rüzgar ve güneşte her yıl en az 2 bin megavatlık YEKA yarışmaları yapacağız. İlaveten 5 bin megavatlık deniz üstü RES yatırımını devreye alacağız. YEKA 2025 kapsamında ekim ayında güneş, kasım ayında da rüzgar projeleriyle ilgili ihaleye çıkmayı öngörüyoruz. Atacağımız bu adımlar, bizi yenilenebilir enerji alanında çok daha üst seviyelere taşıyacak.

*Sakarya Gaz Sahası ile birlikte Türkiye, doğal gaz pazarında da önemli bir oyuncu olma yolunda ilerliyor. Doğal gaz stratejimizi anlatabilir misiniz?

Enerjide tam bağımsız olabilmek için yerli kaynaklarımızı aramak, bulmak, çıkarmak ve üretmek gerektiğinin farkındayız. Bu bilinçle, Milli Enerji ve Maden Politikası'nı devreye aldık ve harekete geçtik. Gemiler kiralamak yerine kendi gemilerimizi satın almayı tercih ederken kendi mühendislerimizi ve teknisyenlerimizi yetiştirmeyi yeğledik. Özetle, ekipte de ekipmanda da kendi gücümüzü oluşturduk. 2020 yılında Karadeniz'de Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdik. 3 yıldan daha kısa bir zamanda 170 kilometre uzaklıktaki karaya taşıyarak sisteme dahil ettiğimiz gaz, bugün evlerimize ulaşıyor. Sakarya Gaz Sahası'nda günlük 9,5 milyon metreküp. Böylece birinci fazı tamamladık. Halihazırda 4 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını Karadeniz'den karşılıyoruz. 2028 yılında bu üretimi 4 katına çıkararak 16 milyon hanenin yerli doğal gazı kullanmasını hedefliyoruz.

*Hem sondaj gemileri hem de deniz üstü üretim yatırımlarıyla bu alanda hiç olmadığı kadar ilerlemiş durumdayız...

Mavi Vatan'da bir enerji destanı yazarken enerji filomuzun çok güçlü olması gerektiğini de biliyoruz. Adımlarımızı buna göre atıyoruz. 29 Mayıs'ta boğazdan geçen Osman Gazi Yüzer Üretim Platformu, 20 yıl boyunca, Sakarya Gaz sahasında 4 milyon haneye yetecek kadar doğal gazı üreterek karaya verecek. Osman Gazi'ye ilaveten, 2028 yılında yeni bir yüzer üretim platformumuz olacak. İşte, yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı, enerji filomuza iki yeni yüksek kapasiteli 7'nci nesil sondaj gemisini daha dahil ettik. Böylece Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han sondaj gemilerimizle birlikte, sondaj gemisi sayımız altıya çıkmış oldu. Bu yeni gemilerimizle birlikte dünyanın en büyük ve en modern 4'üncü filosuna sahip olduk. Mavi Vatan'da yazdığımız enerji destanına önemli bir güç takviyesi yapacak olan yeni gemilerimizin, yeni keşiflere kapı aralayacağını umuyoruz. Tüm bu keşifleri yaparken temel motivasyonumuz, 2002 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği vizyoner bir hedefti; Sayın Cumhurbaşkanımız, o dönemde 'Türkiye'de her eve doğal gaz hizmetini götüreceğiz' demişti. Hatırlatmakta fayda var; 2002 yılında sadece beş ilde doğal gaz vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu hedef doğrultusunda, bugün 81 ilde bulunan 920 yerleşim yerine bu konforlu yakıtı götürdük. Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 85'ine doğal gaza erişim imkânı sunduk. Vatandaşlarımızın doğal gaza kesintisiz erişimi için her türlü adımı atıyoruz, atacağız.

Doğal gaz konusunda dikkat çekmek istediğim bir diğer husus da enerji destekleri. Doğal gaz faturalarında destek oranı, yüzde 44 bandında. Yani, bin liralık bir doğal gaz faturasının 440 lirasını sübvanse ediyoruz. Vatandaşımızın kesintisiz enerjiye ulaşması için çalışmalarımız ve desteklerimiz sürecek.

KAYAGAZI TEKNOLOJİSİ HAYAT GEÇİYOR

*Gabar'daki üretim, bölgeye olan katkısının yanında kısa zamanda Türkiye ekonomisi için de büyük önem arz etmeye başladı. Diyarbakır Bismil'de de yeni sahalar belirlendi ve kaya içine sıkışmış petrol ile doğal gaz çıkarma çalışmaları yapılacak. Petrol arama özelindeki stratejileri ve yatırımları anlatabilir misiniz?

Kendi enerjimizi kendi gücümüzle bulma ve üretme hedefimiz, Mavi Vatan'la da sınırlı değildi. Karada da gidilmedik yerlere gitmek, bakılmadık yerlere bakmak üzere plan yaptık ve bunu hayata geçirdik. 2021 yılında Türkiye'nin en kaliteli petrolünü Şırnak Gabar'da keşfettik. Öyle ki bugün, adı daha önceden terörle anılan Gabar, bir petrol üretim üssü haline geldi. 2016 yılında Türkiye Petrolleri'nin günlük üretimi sadece 36 bin varildi. Bugün, sadece Gabar'da 81 bin varillik üretime ulaştık. Ülkemizin günlük petrol ihtiyacının yüzde 8'ini buradan karşılıyoruz. Çoğu bölge insanı olmak üzere 3 binden fazla kardeşimizin çalıştığı bölgede üretim 7/24 devam ediyor.

Bu arada, Türk petrol ve doğal gaz aramacılığında, yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz. Kayaların içine sıkışmış petrol veya doğal gazı üretme teknolojisini ülkemizde hayata geçireceğiz. Diyarbakır'da dört saha belirledik. Bu yılın sonuna doğru ilk sondajı başlatmayı planlıyoruz. Önümüzdeki üç yıl içerisinde 24 kuyuda çalışma planladık. Trakya bölgesinde de doğal gaz için bu yeni üretim yöntemini hayata geçireceğiz. Şırnak'ta, Diyarbakır'da, Siirt'te, Van'da, Hakkâri'de yapacağımız çalışmalarla ülkemizin petrol üretimini daha da artıracağız.

NÜKLEERDE HEDEF 2050'YE KADAR 20 GW'A ULAŞMAK

*Kuşkusuz nükleer enerjinin önemi her geçen gün artıyor. Türkiye'nin nükleer enerji stratejisini anlatabilir misiniz? Halihazırda inşaatı devam eden Akkuyu Santrali'ne ek olarak yeni yatırımlar yapılacak mı?

Türkiye'nin enerji talebinin yılda en az yüzde 4 civarında artmasını bekliyoruz. Bu çerçevede ülkemizin, temiz bir baz yüke ihtiyacı var ve bu nedenle nükleer enerji bizim için kritik bir önem taşıyor. Ülkemizin 70 yıllık hayali olan nükleer enerji, artık bir tercih değil zorunluluk. Bildiğiniz üzere, bu alandaki en büyük projemiz olan Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde inşa süreci devam ediyor. Toplam kurulu gücü 4.8 gigavat olan Akkuyu Nükleer Santrali'nde en kısa zamanda ilk reaktörden deneme üretimine başlayıp ilk enerjiyi üretmeyi hedefliyoruz. Tek reaktörden üreteceğimiz elektrikle 7 milyar metreküplük bir doğal gaz ithalatının önüne geçeceğiz. Bu da 2.5 milyar dolarlık tasarruf anlamına geliyor. Santral'deki dört ünitenin 2028 yılı sonuna kadar faaliyete geçmesini planlıyoruz. Santrali devreye aldığımızda, ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 10'u Akkuyu'dan karşılanacak. Nükleer alandaki hedeflerimiz bununla da sınırlı değil. İlk nükleer santralimiz olacak Akkuyu'ya ilave olarak Sinop ve Trakya'da da iki nükleer santralin yapılmasını planlıyoruz. Ayrıca, küçük modüler reaktörlerin de sisteme dahil edilmesini hedefliyoruz. Enerji portföyümüze, 2050 sonuna kadar 20 gigavat nükleer enerji kapasitesini eklemeyi planlıyoruz. Nükleer enerjiden gelecek bu takviye güç, enerji arzımızın sağlamlaştırılmasında önemli bir rol oynayacak.

EN ÇOK OKUNANLAR