Türkiye genelinde bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen kapsamlı araştırma, ekonomik belirsizliklerin hediye alma arzusunu bitirmediğini, ancak 'satın alma biçimini' dönüştürdüğünü gösteriyor. DORinsight verileri, tüketicilerin harcama yapmaktan vazgeçmediğini; buna karşın bütçelerini yönetmek için stratejik bir finansal zihniyet geliştirdiğini kanıtlıyor.

İNDİRİM DEVRİ KAPANDI MI? ÖNCELİK TAKSİT VE ERTELEME

Araştırmanın en çarpıcı bulgusu, tüketicilerin banka kampanyalarından beklentisinde ortaya çıkıyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 46'sı, alışveriş kararında nakit akışını rahatlatan çözümleri fiyat indirimlerinden daha önemli görüyor. Yüzde 27'lik bir kesim 'ekstra taksit' imkanını, yüzde 19'u ise 'faizsiz erteleme' seçeneklerini öncelikli tercih sebebi olarak belirtiyor. Bu tablo, tüketicinin 'ne kadar indirim aldığından' ziyade, 'ödemeyi ne zaman ve nasıl yapacağına' odaklandığını gösteriyor.

ORTA SEGMENTİN FİNANSAL SAVUNMASI

Harcama tutarlarında 2 bin TL ile 10 bin TL arasındaki orta bütçe grubunun yüzde 47 gibi baskın bir paya ulaşması, hediye pazarının omurgasının bu segmentten oluştuğunu tescilliyor. Ancak bu kitle, harcama yaparken oldukça temkinli. Katılımcıların yüzde 76'sı fiyat/performans dengesini en temel karar kriteri olarak tanımlarken; üst gelir grubunda bu durum rasyonel bir tercih, alt gelir grubunda ise zorunlu bir bütçe optimizasyonu olarak öne çıkıyor.

2026 finansal projeksiyonuna bakıldığında tüketiciler ne tam kapasite harcama yapıyor ne de tüketimi tamamen durduruyor. Öyle ki toplumun yüzde 33'ü kendisini 'dengede kalma modunda', yüzde 28'i ise 'genişleme modunda' görüyor. Bu durum, tüketicinin harcama iştahını koruduğunu ancak bu iştahı 'kontrollü bir bütçe yönetimi' ile dizginlediğini gösteriyor.

TEMKİNLİ BİR DENGE ARAYIŞI

DORinsight Kıdemli Proje Müdürü Çağdaş Mert, araştırmanın sonucunu şöyle yorumluyor: "Araştırmamız, Türkiye'de tüketicinin harcamaktan vazgeçmediğini ancak harcama kararlarını artık çok daha bilinçli, kontrollü ve seçici bir şekilde yönettiğini gösteriyor. Yılbaşı hediyesi, yalnızca bir tüketim kalemi değil; aile, ilişkiler ve duygusal bağlar üzerinden anlam kazanan güçlü bir sosyal ritüel olmaya devam ediyor. 2026'ya girerken tüketici ne tamamen frene basıyor ne de kontrolsüz bir şekilde gaza yükleniyor. Baskın yaklaşım; duygusal motivasyonunu koruyan, ancak bütçe ve nakit akışını dikkatle yöneten temkinli bir denge arayışı. Bu tablo, markalar ve finans sektörü için agresif indirimlerden çok; değer, güven, kolaylık ve şeffaflık sunan çözümlerin öne çıkacağı bir döneme işaret ediyor."