Sektörler

04 Aralık 2025 15:53

Ayvalık'ın zeytin hafızası bugünü ve geleceği şekillendiriyor

Kuzey Ege'nin köklü zeytin kültürü, üretimden markalaşmaya uzanan güçlü bir dönüşüm sürecine ev sahipliği yapıyor.

Ayvalık, yüzyıllardır zeytin ağacının kök saldığı, toprağın kültürü beslediği ve emeğin kuşaklar boyunca aktığı bir coğrafya. Türkiye'nin zeytinyağı belleğinin en canlı temsilcilerinden biri olan bu bölge, bugün hem üretim geleneğini koruyor hem de modern tarımın gerektirdiği dönüşümleri hayata geçiriyor. Ayvalık Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uçar ile yaptığımız bu söyleşide, bölgenin tarihsel zeytin mirasından coğrafi işaret sürecine, iklim krizinin etkilerinden üreticiyi güçlendiren destek mekanizmalarına, gastronomi turizminin yarattığı etki alanından küresel pazarlardaki rekabet hedeflerine kadar pek çok başlığı masaya yatırıyoruz. Uçar, hem Ayvalık'ın benzersiz zeytinyağı karakterini hem de bölgenin geleceğe dönük vizyonunu tüm detaylarıyla anlatıyor.

* Ayvalık, Türkiye'de zeytinyağı kültürünün simge bölgelerinden biri. Bölgenin tarihsel zeytin mirası ve coğrafi yapısı Ayvalık zeytinyağının karakterini nasıl şekillendiriyor?

Ayvalık zeytinyağı, 2 milyon 200 bin zeytin ağacının bulunduğu, bu ağaçların 1 milyon 180 bininin 250 yaş ve üzeri olduğu bir coğrafyada hayat buluyor. Bu kadim ağaçların beslendiği toprak yapısı, Ege Denizi ile Kaz Dağları'ndan gelen esintilerin taşıdığı iyot ve oksijen, çiçeklenme döneminde zeytinin duyusal karakterine belirgin biçimde yansıyor. Tadımda yeşil domates, enginar, çimen, çağla badem ve yeşil elma kokuları açıkça hissediliyor. 'Delice' diye bilinen yabani zeytin ağacından aşılanan bu ağaçlar, yöresine uygun yetiştirildiğinde ve doğru tekniklerle işlendiğinde yüksek duyusal ve kimyasal kaliteye ulaşıyor. Bu nedenle Ayvalık zeytinyağı yalnızca ekonomik bir değer olarak değil, aynı zamanda bir kültür ve yaşam biçimi olarak görülüyor. Ayvalık'ın 250 yaşını aşmış ağaçları, tarihi taş baskı değirmenleri ve zeytinyağı üretim kültürü, UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras kriterleriyle örtüşen güçlü bir bütünlük sunuyor.

* Coğrafi işaret (GI) Ayvalık markası için büyük değer. Coğrafi işaretin yerel üreticiye, kalite algısına ve global tanıtıma katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Coğrafi işaret, belirli bir yöreyle özdeşleşmiş ürünlerin niteliğini, kimliğini ve sürdürülebilirliğini koruması açısından büyük önem taşıyor.

Ayvalık özelinde coğrafi işaret, hem üreticide hem tüketicide kalite algısını güçlendiriyor ve kontrol edilebilir bir üretim modelinin devamlılığını sağlıyor. Özellikle butik işletmeler için bu tescil hayati değer taşıyor. Çünkü küçük üreticinin sürdürülebilir kaliteyle ayakta kalabilmesi, markalaşma yolunda görünürlük kazanması ve katma değer yaratabilmesi için coğrafi işaret temel bir güvence oluşturuyor. Ayvalık Zeytinyağı, 2006 yılında kendi sınıfında Türkiye'nin ilk ulusal coğrafi işaret tesciline sahip ürünüdür. Avrupa Birliği tescil süreci de devam ediyor. Bölgenin marka bilinirliği yüksek olduğu için coğrafi işaret, küresel tanıtımda da etkili bir araç haline gelmiş durumda.

* İklim değişikliği, kuraklık ve toprak sağlığı bölge üretimini nasıl etkiliyor? Ayvalık'ta sürdürülebilirlik, su yönetimi ve toprak verimliliği için yürütülen çalışmalar nelerdir?

Küresel iklim krizi, kuraklık ve don olayları Ayvalık'taki üretimi etkiliyor. Ancak bölgenin ağaç yapısı ve birikimi bu etkinin daha sınırlı hissedilmesini sağlıyor.

Ayvalık çevresinde zeytinliklerin korunması, yeni dikimlerin teşvik edilmesi ve iyi tarım uygulamalarının benimsenmesi sürdürülebilirliği destekleyen önemli adımlar. Bölgedeki 2 milyon 200 bin ağacın önemli bölümünün 250 yaş üzeri olması, Ayvalık'ın bu konuda sahip olduğu köklü bilgi birikimini somut biçimde ortaya koyuyor.

Su yönetimi açısından bakıldığında yağış azlığı ve barajlardaki yetersizlik nedeniyle sulama büyük ölçüde yeraltı suyuyla yapılıyor. Özellikle yamaçlardaki zeytinliklerde sulama mümkün olmadığından yağmur suyu ve nakil suyunu toplayan yeni sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Bu anlamda yeni yağmur ve nakil suyu toplama projeleri yapılması gerekiyor.

* Ayvalık Ticaret Odası olarak bölge üreticilerine yönelik destek mekanizmalarınızı anlatır mısınız? Eğitim, finansman, markalaşma ve pazarlama alanlarında gündemde hangi projeler var?

Ayvalık Ticaret Odası, bölgedeki zeytinyağı sektörünün sürdürülebilirliği için eğitimden markalaşmaya geniş kapsamlı destekler sunuyor.

Öncelikli çalışmalar markalaşma ve kurumsallaşma üzerine yoğunlaşıyor. Çünkü markalaşma olmadan katma değer yaratmak, kurumsallaşmadan da işletmelerin sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün değil. E-ticaret, e-ihracat, tadımcılık, iyi tarım uygulamaları gibi alanlarda eğitim programları yürütülüyor. Kadın üreticilerin ve genç girişimcilerin sektöre katılımı, Ayvalık'ın gelecekteki rekabet gücünün temel unsurlarından biri olarak görülüyor.

Bu yıl 20'ncisi düzenlenen Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali de bölgenin marka değerini yükseltmeyi hedefleyen önemli bir etkinlik. Ayrıca Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinasyonunda yürütülen ve 15 oda ile borsanın ortak olduğu Ayvalık merkezli 6 bin tonluk Kuzey Ege Zeytinyağı Lisanslı Depoculuk projesi hızla ilerliyor. Bu proje, depolama koşullarını iyileştirirken üretici, işletme ve ihracatçının finansmana, pazarlamaya ve kalite kontrolüne erişimini güçlendirmeyi amaçlıyor.

* Gastronomi turizmi Ayvalık'ın kimliğinin önemli bir parçası. Zeytinyağı, gastronomi ve turizmi birlikte büyütmek için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Ayvalık, gastronomi kimliğiyle Türkiye'de özel bir yere sahip. Zeytinyağı ise bu kimliğin tam merkezinde bulunuyor. Mübadele sonrasında bölgeye yerleşen Giritli, Midillili ve Boşnak topluluklarının getirdiği mutfak kültürü Ayvalık'a benzersiz bir çeşitlilik kazandırdı. Özellikle Cunda Adası bugün Türkiye'nin önde gelen gastronomi duraklarından biri. Zeytinyağı, zeytinyağlı yemekler, yöresel otlar, balık kültürü ve coğrafi işaretli ürünler Ayvalık'ın gastronomi turizmine büyük katkı sunuyor. Ticaret Odası ise yılda yayılan etkinliklerle bu potansiyeli destekliyor.

* Ayvalık zeytinyağının uluslararası pazarlarda tanıtımı ve ihracatın güçlendirilmesi konusunda stratejik öncelikleriniz nelerdir? Türkiye'nin dünya zeytinyağı vitrini olma yolunda Ayvalık'ın rolünü nasıl görüyorsunuz?

Uluslararası pazarlarda Ayvalık zeytinyağının güçlenmesi için öncelik üreticiyi koruyan, markalaşmayı teşvik eden ve sürdürülebilirliği güvence altına alan bir sistem kurmak. Türkiye'nin geleneksel değeri olan zeytinyağında büyüme ancak üreticinin korunması, değer zincirinin güçlendirilmesi ve ihracatın sürdürülebilir hale gelmesiyle mümkün.

Bu hedeflere ulaşmak için şu adımların da hayata geçirilmesi önem taşıyor:

*Ambalajlı ihracata kilogram başına 2-5 USD arasında devlet desteği verilmesi,

*Dökme zeytinyağı ihracatının yasaklanması yerine, yıllık 150.000 tonluk üst sınır getirilmesi,

*Markalaşma ve tanıtım desteklerinin yüzde 50 oranında artırılması,

*Kooperatif ve KOBİ'lere yönelik düşük faizli ihracat kredileri sağlanması,

*Turquality ve UR-GE gibi programlarda zeytinyağı özelinde yeni kaynak tahsisi yapılması,

*Lisanslı depoculuk sisteminin bir an önce hayata geçirilmesi,

*Hedef Piyasaların tespiti,

*Uluslararası yarışmalara katılımların arttırılması,

*AB ile Gümrük Birliği anlaşmasından doğan kotanın kaldırılması, hiç değilse, Fas ve Tunus ile aynı şartlara getirilmesi.

Tüm bu nedenlerle yetkili kurumların üretici ve marka odaklı politikaları desteklemesi kritik önem taşıyor. Ayvalık'ın marka değeriyle Türkiye'nin vitrini olduğu vurgulanırken, dünya pazarında hak ettiği yerin üst segment restoranların masaları olduğu özellikle ifade ediliyor. Bölge, izlenebilirliği güçlendirmek amacıyla blockchain ve dijital takip sistemleri üzerine çalışmalar yaparak uluslararası rekabette fark yaratmayı hedefliyor.

* Önümüzdeki beş yıllık dönemde Ayvalık zeytinciliği için vizyonunuz nedir? Bölgede üretimden turizme, markalaşmadan ihracata hangi dönüşümleri hedefliyorsunuz?

Ayvalık'ın önümüzdeki beş yıla yönelik vizyonu üretimden turizme, markalaşmadan ihracata uzanan bütüncül bir dönüşüm içeriyor. Artan girdi maliyetleri üreticiyi zorladığı için destekleme politikalarının daha öngörülebilir ve kapsayıcı olması bekleniyor. Taklit ve tağşiş ise Ayvalık'ın oluşturduğu marka değerinin en büyük tehdidi olarak görülüyor. Bu konuda kamu kurumlarıyla ortak çalışmalar sürüyor. Ayvalık'ın AB coğrafi işaret tescil süreci hızla devam ediyor. Lisanslı depoculuk modelinin hayata geçmesiyle ürün arzının daha planlı yönetilmesi, fiyat istikrarının sağlanması ve ihracatçının kaliteli ürüne daha kolay erişmesi hedefleniyor. Bölgenin geleceğinde yalnızca zeytin üretimi değil, kültürel mirası, doğal yapıyı ve gastronomiyi içeren bir Kuzey Ege turizm rotası da önemli yer tutuyor. Dalış, spor, agro turizm ve yöresel mutfak deneyimlerini kapsayan geniş bir turizm vizyonu üzerinde çalışılıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR