USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Ufuk  Tarhan

YAZARLAR

30.04.2018 14:26:00

Endüstri 4.0 makinelerin mi yoksa insanların yükselişi mi?

Dördüncü endüstri devriminin etkisi tabii ki diğerlerinden daha yaygın ve derin olacak. İnsanlar makinelerle onları tehdit olarak görmeden ya da tehdit haline getirmeden birbirini tamamlayarak yaşamanın yolunu bulacak…

Ufuk Tarhan / [email protected]

Makineler tarih boyunca insanların korkacağı değil, büyük ve önemli problemleri çözmek için geliştirilen araçlar oldular. Daha doğrusu öyle olmaları istendi, düşünüldü. Ancak tüm araçların farklı amaçlar için de kullanılabileceklerini fark eden insanlık, hemen her aracın ve durumun kötülüğe hizmet eden versiyonlarını da geliştirdi. Daima ve diğer her şeyde olduğu gibi pozitifin negatifi, yararlının zararlısı icatlar devrimler boyunca birlikte yürüdü, yürüyecek.  

Ve insanlık bu yüzden de değişimden her zaman korktu! Her büyük dönüşümde türlü türlü, anti teknoloji odaklı felaket senaryoları kurguladı. Ve şimdi bir kez daha buna benzer zamanlardan geçiyoruz. Dünya değişiyor… Ve insanlar tedirgin. Oysa dönüp dolaşıp Herakleitos’un sözüne geliyoruz; “Değişmeyen tek şey değişim”. Yani bununla boğuşulması çok anlamsız.

BU SEFER DÖRDÜNCÜ ENDÜSTRİ DEVRİMİ İÇİNDEYİZ VE YİNE HEPİMİZ ETKİLENECEĞİZ

Daha şimdiden milyarlarca insan ve sayısız makine birbirine bağlı. Çığır açan teknolojiler, sınırsız işlem yapma gücü ve hızı, kitlesel, devasa bilgi depolama ve işleme kapasitesi, önceki yaşananlara hiç benzemeyen noktalara getirdi dünyayı… Otomasyon, makinelerin akıllanması hatta insansılaşması, mobilizasyon, yapay zeka ve robotlar; fütürizmin ve bilim kurgu hikayelerinin konusu olmaktan çıkıp pek de hazırlıklı olmadığımız bir hızla yaşamlarımızın gerçeği haline geliverdi. Teknolojik cihazlar, uygulamalar Her geçen gün etki alanını genişletiyor, iyice içimize sızıyorlar. Korku ve kaygı yaratmasının temel sebebi de önceki endüstri devrimlerine ve teknolojilere ayak uyduramayanların zorlandığını, başarısız olduğunu hatta insanların işsiz kaldığını, firmaların kapandığını hatırlamamız tabii ki. Oysa 1. 2. ve 3. endüstri devrimlerinin etkileri de sarsıcıydı. Ancak insanlık bu dönemlerden daima daha iyi hayat şartları, yükselen yaşam koşulları, daha güvenlikli ortamlar ve insanın kapasitesinin artması ile çıktı. Hiç kuşkusuz bu sefer de öyle olacak. İş hayatının, iş yapış biçimlerinin tamamıyla değişimi korkutsa da insanlar yaratıcılıklarını, akıllarını ve mücadele kabiliyetlerini öngörülen, görülemeyen zorluklarla başa çıkmak için kullanacaklar, geleceği teknolojiyle kucaklayacaklar. 

İNSAN, MAKİNE KARŞILAŞTIRMALARI YANILTIYOR

Aslında makinelerin insanlara karşı üstünlük sağlayacağına dair verilen örnekler bu korkuları körüklüyor, işi şirazesinden çıkarıyor. Sanki insan ve makine tam anlamı ile eşitlenebilirmiş, eşitlermiş gibi mukayeseler yapılıyor. Hâlbuki insanların ve makinelerin kendilerine has zaafları ve üstünlükleri var. Birbirlerinin yerini alamayacakları pek çok durum söz konusu ve bu pek de öyle kolay aşılacak bir faktör değil. Kısacası gelişmekte olan durum; makinelerin insanlara üstünlük kazanması değil, makinelerin, teknolojinin zaman içinde eninde sonunda insanlara artan oranda yardım etmesi. Mesela dünya satranç şampiyonunu bilgisayar yendi diye ortalık ayağa kalkıyor. Bunlar bizi geçecek, bizi idare edecek diye felaket tellalları ortaya dökülüyor. Daha ne yapıp yapamadığı belli olmayan robotlara PR amaçlı vatandaşlık verildi, yapay zeka belediye başkan adayı oldu diye ortalık birbirine katılıyor. Daha önceleri demiryolları üzerindeki o koca trenler ya da araba icat edildiğinde de bir çok argüman türetilmişti. Şimdi de benzer diyebileceğimiz korkular, senaryolar üretiliyor. Oysa verimlilik yükseldikçe özellikle de blockchain ve yenilenebilir enerji kullanımı yaygınlaştıkça, data iletme, saklama, yollama ve işleme kapasitesi yükseldikçe makinelerin egemenliğinin değil, onları kullanan insanlığın gücünün arttığını göreceğiz. Özellikle bu ikisinin etkisi, tüm insanlık için internetin etkisinden daha büyük ve türbülanslı dönemlerden geçsek de çok çok daha olumlu gelişmelere yol açacak. 

DİĞER YAZILARI