USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Ahmet İhsan  Erdem

YAZARLAR

1.12.2020 03:43:00

Uluslararası doğrudan yatırımlar ve Türkiye

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tüm bu kısa ve orta vadeli küresel belirsizliklere rağmen, ülkemizin çekmiş olduğu UDY’nin hem sayısal hacmini hem de niteliğini artırma hedefimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

Bir işletmenin yerleşiği olduğu ekonomi dışında yapmış olduğu uzun dönemli yatırımlar olan uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY), ev sahibi ülkenin ekonomisi için önemli bir sermaye kaynağıdır. Bir ülkeye UDY birkaç yoldan gelebilir, ancak en yaygın şekli greenfield denilen sıfırdan yatırımlar ve şirket ortaklıları aracılığı ile gelmektedir. Bununla birlikte küreselleşmenin artarak karmaşık bir hal almasıyla dolaylı yollardan da gerçekleşen UDY akımlarına şahit oluyoruz. UDY bir ekonomiye birçok alanda son derece önemli katkılar sağlayabilir. Bunların başında uzun dönemli, kalıcı sermaye girişi, teknoloji ve bilgi transferi, istihdam ve küresel değer zincirine entegrasyonu sağlaması gelmektedir. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerin başını çektiği birçok ülke, UDY’yi iktisadi kalkınmalarının temel bir unsuru olarak görmektedirler. Bununla birlikte ABD, İngiltere, Japonya, Almanya gibi gelişmiş ekonomiler de UDY çekme yarışına katılarak bu alandaki rekabeti daha da artırmışlardır. Son 15 yıla baktığımızda dünya genelinde her yıl ortalama 1.5 trilyon dolar tutarında UDY girişi olduğunu görüyoruz. Zaman zaman bu rakam 2 trilyon dolara kadar çıkabilmektedir. Dolayısıyla 1-2 trilyon dolarlık küresel UDY pastasından pay almak için kıyasıya bir rekabet söz konusudur. Zira 2008-2009 küresel finans krizine kadar küresel UDY’nin üçte ikisi gelişmiş olan ülkelere gidiyordu, ancak söz konusu krizden sonra gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler nerdeyse eşit oranda pay almaya başladılar.

TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN EN SAĞLIKLI FİNANSMAN VE KALKINMA ARAÇLARINDAN BİRİ

Cari açık veya tasarruf ihtiyacı göz önüne alındığında UDY, ülkemiz ekonomisi için en sağlıklı finansman ve kalkınma araçlarından biridir. Aynı şekilde Türkiye’de daha çok istihdamın sağlanması, sanayimizin teknolojik dönüşümü için gerekli bilgi ve teknolojinin ülkemize çekilmesi ve küresel değer zincirine daha fazla katılım için UDY önemli bir araçtır. Bu amaçla son 18 yılda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yatırım ortamının iyileştirilmesi için önemli reformlar ve düzenlemeler yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Örneğin, 2003 yılında çıkarılan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile Türkiye’deki ilgili UDY mevzuatı uluslararası standart ve ilkeler doğrultusunda yeniden düzenlenmiş ve yatırımların önündeki birçok engel ortadan kaldırılmıştır. Bugün ülkemiz, gelişmiş veya gelişmekte olan birçok ülkeden daha açık bir yatırım ortamına sahiptir. İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) yapmış olduğu bir çalışmaya göre Türkiye, yatırımların önündeki engellerin kaldırılması alanında en çok reform yapan ülkelerin başında gelmektedir.

ÜLKEMİZE SON 17 YILDA CİDDİ MİKTARDA UDY GİRİŞİ OLDU

Türkiye sadece mevzuat açısından düzenleme yapmamış aynı zamanda yatırımcılara sunulan destek ve hizmetleri kurumsallaştırmak için gerekli kurumsal altyapıyı da oluşturmuştur. Bu amaçla 2006 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlıkları döneminde bugünkü ismi Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı kuruldu. Kurulduğu günden bu yana Yatırım Ofisi yerli ve yabancı yatırımcı ayrımı yapmaksızın yatırımcılara özveriyle hizmet vermeye devam ediyor. Türkiye yatırım ortamını iyileştirmek için yapılmış olan reformlara baktığımızda özellikle üç husus dikkatimizi çekiyor. Birincisi, reformlar küresel ve yerel gelişmeler bağlamında süreklilik arz eden dinamik bir yapıya sahiptir. İkincisi, bu reformların etkili bir denetim ve takip sistemi ile kâğıt üzerinde kalmayan ve uygulanabilir bir yapıda olması sağlanmaktadır. Son olarak ise bu reformların tepeden inme bir anlayış ile değil, ilgili bütün paydaşlarının katılımı ve katkısı ile gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Yapılan bu kapsamlı reformlar sayesinde ülkemize son 17 yılda ciddi miktarda UDY girişi olmuştur. 2003-2019 döneminde Türkiye, toplamda 217 milyar doların üzerinde UDY çekmiştir. Önceki dönemlerle ile karşılaştırdığımızda muazzam bir artışın olduğu görülmektedir.

REKABET İÇERİSİNDE OLDUĞUMUZ ÜLKELER

Ülkemizin bu performansını, yatırım çekme bağlamında rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerle ile karşılaştırdığımızda da son 17 yılda önemli bir atılımın kaydedildiğini görebiliriz. Türkiye, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’ın 1990-2002 döneminde çekmiş olduğu UDY verilerine baktığımızda Türkiye’nin nüfus ve ekonomik potansiyeline rağmen, söz konusu ülkelerin çok gerisinde kaldığını görüyoruz. Örneğin, Polonya 1990-2002 döneminde Türkiye’nin dört katı, İstanbul’dan daha az bir nüfusa sahip olan Çek Cumhuriyeti Türkiye’nin üç katı, aynı şekilde Macaristan ise Türkiye’nin nerdeyse üç katı UDY çekmekteydi. Ancak 2003 ve sonrasında, söz konusu rakip ülkelerin, 2004 yılında Avrupa Birliği’ne tam üye olarak ciddi bir avantaj elde etmelerine rağmen, bu durumun tamamen tersine döndüğünü görüyoruz. 

ULUSAL UDY STRATEJİMİZİ TAMAMLAYIP KAMUOYU İLE PAYLAŞACAĞIZ

Elbette Türkiye’nin sürdürülebilir iktisadi kalkınmasını desteklemek adına daha çok UDY çekmesi gerekmektedir. Ancak küresel UDY hareketleri, küresel ekonomik şartlar ile doğrudan paralellik arz etmektedir. Örneğin, 2008-2009 küresel finans krizinde küresel UDY kriz öncesine göre yüzde 37 oranında düşüş kaydetmişti. Aynı şekilde Covid-19 salgını küresel UDY’yi son derece olumsuz etkilemiştir. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Teşkilatı’nın (UNCTAD) yapmış olduğu hesaplamalara göre küresel UDY, 2020 yılının ilk altı ayında yüzde 49 oranında düşüş kaydetmiştir. Söz konusu negatif eğilimin yılın tamamında etkili olduğu tahmin edilmektedir. Küresel UDY’de toparlanmanın ise ancak Covid-19 için aşı bulunmasıyla mümkün olacağı belirtilmektedir. Bununla birlikte dünyada artan korumacılık, ticaret savaşları ve ekonomik belirsizlikler de küresel UDY hareketlerini olumsuz etkilemektedir. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak tüm bu kısa ve orta vadeli küresel belirsizliklere rağmen, ülkemizin çekmiş olduğu UDY’nin hem sayısal hacmini hem de niteliğini artırma hedefimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile beraber, tüm özel sektör ve kamu paydaşlarımızın da katkılarıyla, Türkiye’nin yatırım ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre hazırladığımız ulusal UDY stratejimizi tamamlayıp, kısa bir süre içerisinde kamuoyu ile paylaşacağız. Bu strateji rehberliğinde yatırım çekme faaliyetlerimizi yeniden yapılandırıp, ülkemize daha çok yatırım çekerek daha fazla istihdam, daha fazla ihracat ve daha fazla teknoloji transferi sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz.