USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Teknoloji Haberleri

06 Temmuz 2017 10:06

Gerçek ve kaliteli müziğin en saf ve lüks hali: hi-end audio…

Hi-fi ve daha da ötesi hi-end audio… Türkçesiyle yüksek sadakatli ve yüksek son noktalı müzik… Türkiye’de çok fazla bilinmese de hatta bu işin uzmanları Türkiye’de henüz böyle bir sektörün olmadığını belirtse bile, meraklısının yalnızca bir kabloya on binlerce, bir amfiye yüz binlerce Dolar ya da Euro’yu verebileceği bir tutku… Bu tutkuya gönül vermişlerin yani odyofillerin ise tek bir amacı var: Müziği olabilecek en iyi ve kayda en sadık şekilde dinleyebilmek…

Gerçek ve kaliteli müziğin en saf ve lüks hali: hi-end audio…

[email protected]

 

Kendini bildi bileli bu sektörün içinde olan ve Türkiye’de hi-fi müzik denilince akla gelen ilk distribütörlerden birisi konumundaki Can Hi-Fi’nin genel müdürü Alican Mermertaş, dünya genelinde hi-fi ve hi-end audio’nun büyük bir pazar olduğunu, Türkiye’de ise henüz böyle bir sektörden bahsetmenin pek mümkün olmadığını aktarıyor. “Tabii ki ben, kıyaslamayı ülkemiz gerçeğiyle karşılaştırarak yapıyorum. Buradan bakıldığında büyükçe görünen hi-end audio pazarı her geçen gün kan kaybetmeye devam ediyor. Zira insanların öncelikleri ve müzik dinleme eğilimleri değişmeye başladı. Daha çok kişisel elektronik donanımlar aracılığı ile müzik dinler hale gelindi” diyen Mermertaş, insanların hal böyle olunca da müziğin daha iyi dinlenilebileceğinden haberdar olmadığını belirtiyor.

“Bireysel olduğu gibi kurumsal tarafta da çok özel çözümler geliştirebiliyoruz. Bireysel bir müşterimizle ilerleme sağlayıp karşılıklı olarak birbirimizi anladıktan sonra o müşterimiz, iş yeri için bazı çözümler getirmemizi talep edebiliyor. İşin bu tarafında da çok özel çözümler sunabiliyoruz.”

“Genelde kişiye özel çözümler geliştiriyoruz. Zira bizim farkımız burada ortaya çıkıyor. Öncelikle karşımızdaki insanı dinleyip tam olarak hayalini, beklentisini veya düşüncesini öğrenmeye çalışıyoruz. Bu ilk etapta zorlu bir süreç olsa da karşılıklı sohbet sonrasında yol haritamızı belirlemek ve ilerlemek çok daha kolay oluyor.”

“Niş bir alandayız. Maalesef ülkemizde bu pazar aşağı doğru gidiyor. Tabii ki ilk büyük dalgalanmada, ilk etkilenen pazar da bizim sektörümüz oluyor. Zira işler ters giderken kimse zaruri olmayan bir şeyi kolay kolay düşünmüyor. Sonuçta insanın motivasyonu ve keyfi yerinde olmalı ki, böyle bir alışveriş yapabilsin. Hi-end bir sistem düşünen kişi kurdan pek etkilenmiyor açıkçası.”

“Son yıllarda analog tutkusu canlanmaya başladı. Bu bağlamda pikap ve aksesuarlarıyla birlikte plak piyasası da beraberinde hayat buldu. Tabii bir de dijital ortamı es geçemeyiz. CD çalıcılar artık çok rağbet görmüyor. Onun yerini media streaming cihazları almaya başladı.”

“Villa, köşk, yalı veya bir apartman dairesi için kurguladığımız audio ve video distribüsyonu, sinema odası vs. ve bağlı olarak bunların tamamının otomasyonu, aydınlatma, perde/panjur, ısıtma/soğutma dahil kontrolünü sağlayabiliyoruz.”

“Bu anlamda dijital müzikte çok hızlı ilerlemeler oluyor. Biz bile yetişmekte güçlük çekebiliyoruz. Dijital medyayı barındırma alanları genişleyip çeşitliliği artınca bu medyayı oynatma cihazları da oldukça hi-end audio pazarında yüksek bir ivme kazandı.”

 

"Hi-end audio’da son dönemin trendleri üst seviye DAC (dijitalden analoğa çeviriciler) ve Streamer’lar. Kısaca tarif etmek gerekirse DAC ve Streamer ikilisi, dijital müziği bir taraftan yönetip ardından kayıpsız ve en iyi şekilde analoğa çevirerek ana sisteme ileten kaynaklar. Taşınabilir bir bellekte depolanan günümüzün en çok kulanılan müzik formatları olan Flac ve DSD albümleri, ipad ya da telefondaki bir app ile yönetilerek kayıpsız dinlenebiliyor"

 

 

2002 yılında kurulan Extreme Audio ülkemizde hi-fi sektörüne marka, tanıtım, reklam yönünden en fazla yatırım yapan şirketlerin başında geliyor. Şirketin kurucu ortağı olan Orhan Aydoğan, İstanbul Maslak’ta şu anda tadilat yüzünden kapalı olan showroom’larının Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük hi-fi showroom’u olma özelliğini taşıdığını söylerken, kısa bir süre Ataşehir’de yer alan mağazalarının ise altı katlı ve yine Türkiye’nin en büyük ikinci mağazası konumunda olduğunu belirtiyor.  Aydoğan, “70’in üzerinde distribütörlüğümüz ve markalarımızı dinlettiğimiz demo odalarımız bulunuyor” diyor.

“Türkiye'de pek çok tanınmış referanslarımız var. Referanslarımız, evlerinde değerli sistemler bulunduruyor ve sistemlerini keyifle dinliyor. Müzik tutkunu ve ayrıca müziğin aslına en yakın çalan hi-end sistem sahibi müşterilerimiz, kullandıkları ürünleri zaman zaman yeni modellerle güncelliyorlar.”

“Kişiye özel satışlarımız genelde ev hanımlarının talepleri doğrultusunda oluyor. Burada en önemli cihaz hoparlörler. Hoparlörlerin boyutları sistemin niteliği arttıkça büyümek zorunda. Müziğin tüm frekanslarını detaylarıyla çalan, sahnesi geniş, doğal tınılı hoparlörler bazen şekil ya da renk yönünden evlerin salonlarına uyum sağlayamayabiliyor.”

“Dünyada da hi-end audio pazarı çok büyük sayılmaz. Özellikle son yıllarda Avrupa pazarında düşüş, buna oranla Uzak Doğu pazarında önemli bir yükseliş trendi sürüyor. Ülkemizde ise hi-end pazarı, yeterince büyük bir pazar değil.”

“Bireysel tarafta müziği takip eden, müziğin herhangi bir çeşidi ya da herhangi bir enstrümanı dinlemekten hoşlanan müşterilerimiz, ayırmak istedikleri bütçeler doğrultusunda sistemi bulunduracakları odanın fiziki ölçülerine göre sistem tercihinde bulunuyorlar. Hi-end müzik sistemlerin değerini ve kalitesini bilen müşterilerimiz diğer yaşam alanları için (tekne-yazlık-iş yeri) sistem satın alabiliyorlar.”

“Öncelikle müziği takip eden her fırsatta canlı konserlere gidip enstrüman ve vokal sesleri canlı olarak dinleyen müzikseverleri, giriş-orta seviye hi-fi sistemlerle müziğin aslına yaklaştıramıyorsunuz. Bütçe dahilinde alınan hi-end sistemlerle müziğin asıl tınılarına yaklaşmak mümkün oluyor. Bunun dışında hi-end cihazlar, dış görünüm itibari ile oldukça şık cihazlar. Bu cihazlar bulundukları odaya kattıkları görüntü ile sahiplerine prestij de kazandırıyor.”

“Hi-end pazarındaki müşterilerimiz, yüksek kur, ekonomik iniş-çıkış gibi etkenlerden çok etkilenmedikleri için satışlar eski düzeyinde sayılabilir. Ancak ne yazık ki pazarı büyütemiyoruz.”

 

 

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR