USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Şirketler

04 Temmuz 2017 11:18

Makarna Lütfen’den yeni nesil makarna

Kurulduğu 2012 yılından bugüne her yıl satışlarını ortalama yüzde 400 civarında artıran Makarna Lütfen, bugün Türkiye’nin en hızlı büyüyen internet satış markalarından biri oldu. Halkbank’tan aldığı destekle markasını büyüten şirketin kurucusu Tuğba Bayburtluoğlu, en büyük hedefini ise türkiye’de ürettiği makarnayı yurt dışına satmak olarak açıklıyor

Makarna Lütfen’den yeni nesil makarna

 

İş kurmanın zorluklarını hepimiz biliriz. Fikir üretmekten marka yaratmaya, ürün sunmaktan beğeni alabilmeye kadar uzanan bu uzun ve çetrefilli yolda, şüphesiz en önemli adım, istemek; istemek ve başarıya ulaşacak yolda çok sıkı çalışmak. Ve tabii ki bu noktada gerekli finansmana ulaşabilmek…

Makarna Lütfen Kurucusu Tuğba Bayburtluoğlu da, gıda gibi riskli olabilecek bir sektöre adım atarken, kuşkusuz birtakım kaygıları da yaşayan bir girişimciydi. Kendi deyimiyle ‘tam zamanlı bir anne’ olan Bayburtluoğlu, başka bir şehre taşınmanın getirdiği işsizlikle beraber, makarna işine girmeye karar verdikten sonra Halkbank’tan aldığı ‘Kadın Girişimci Kredisi’ ile yeni işine ilk adımını attı. Kendi işini kurmadan önce kafasında onlarca soru işareti olan Bayburtluoğlu, şu anda ise yedi kişiye iş imkanı sağlarken, dış pazarlardan da talepler almaya başladı bile. Makarnanın yanında müşterilerine kendi geliştirdikleri inovatif ürünleri de sunan Makarna Lütfen, kurulduğu günden bu yana büyümesine istikrarla devam ediyor. Makarna Lütfen Kurucusu Tuğba Bayburtluoğlu, en büyük hayalinin önümüzdeki dönemde dünyanın önemli pazarlarına da makarna ihraç etmek olduğunu söylerken, diğer sorularımızı ise şu şekilde yanıtlıyor:

 

Yaptığınız işi biraz anlatır mısınız? İş fikri nasıl ortaya çıktı?

İşe başlarken bu noktaya gelebileceğimizi hayal ederek ya da bunu hesaplayarak başlamadım. Gıda sektörünün birçok alanında çalışmış bir gıda mühendisi ve tam zamanlı anne olarak kendi ailemin gıda ihtiyacını güvenle ve akıllı ürünlerle karşılama isteğim, başka bir şehre taşınmak zorunda kalmanın getirdiği işsizlik ile birleşti. Önceleri acaba bu işi yapabilir miyim, yapamaz mıyım diye gelgitlerim çok oldu. Kendime güvenimi toparlayamadığım için işin düşünme kısmına çok zaman ayırdım. O zamana kadar birçok gıda markasının ve fabrikasının kuruluşunda çalışmış olsam da tüm kararların bana ait olduğu bir yatırıma girişmek gözümü korkuttu. 

Bir işe başlarken vermeniz gereken en önemli kararlardan bir tanesi ‘marka yaratmak’. Marka için çok isim düşündük. ‘Makarna Lütfen’ ismi ise birden aklıma geldi. Markayı da bulduktan sonra geriye şirketi kurmak kalmıştı. Şirketimizin doğum tarihi 22 Ekim 2012 oldu. 

Şirketin kuruluşu tatlı bir tesadüfle de denk geldi. Üç gün sonrası yani 25 Ekim, Dünya Makarna Günü. Makarna Lütfen’in kuruluş aşamasında, bilgi ve birikimim ile sağduyulu kararlarım tüm adımları doğru atmamı sağladı. Konseptimizi de yine süreç içinde edindiğim tecrübelerimle oluşturdum. Besin değeri yüksek, pratik ve sağlıklı gıda ürünlerinden makarna ile ilk adımımızı attık. 

 

Kuruluş aşamasında yaşadığınız deneyimlerden bahseder misiniz?

Her aşamanın kendine göre zorluğu oldu. En başta kreditörlerin güvenini kazanmak bizi zorladı. Sonra ise asıl mesele müşterilere kendimizi anlatmak oldu. Hiç durmadan, tüm samimiyetimizle anlattık kendimizi. Yılmadık, çalıştık. Nezaketi elden bırakmadık, müşterilerimizin yerine hep kendimizi koyduk. Her gün yeni zorluklar yaşayabiliyoruz ancak edindiğimiz tecrübe ile sorunlara çözüm geliştirebileceğimizi bilmek bile, bazen çözümün yarısı oluyor.

 

Çalışmaya başladığınız günden bu yana işinizi ne kadar geliştirdiniz?

Esasında 2012’de kurulmuş ve 2016’ya kadar satışlarını yüzde 400 oranında artırarak gelmiş bir firma olarak 2016’yı ülke büyüme ortalaması ile aynı bitirdik. Çeşitli zorlukların yaşandığı bu ekonomik süreçte kendimizi başarılı addediyoruz. İşimizi bir üst seviyeye taşımamız ise farklı gıdalarla ilgilenen firmalara, ellerindeki hammaddeleri daha iyi değerlendirebilecekleri farklı ürünlerle hizmet vermeye başlamak oldu. Bizim için katedebileceğimiz en güzel aşama bu.

 

Kaç kişi istihdam ediyorsunuz?

Şu an Makarna Lütfen, yedi kadın çalışana istihdam imkanı sağlıyor.

 

İşinizde sizi farklı kılan, başarılı olduğunuzu düşündüğünüz neler yaptınız?

Gıda, insan sağlığını birinci dereceden ilgilendiren sektörlerden biri olduğu için, çok küçük olumsuzluklar bile çok büyük güven kayıplarına yol açıyor. Çünkü işin içinde olan, olmayan pek çok kişi gıda hakkında konuşabiliyor. Makarna Lütfen olarak tam da bu noktada, insan sağlığını tehdit edecek üretim yapanlara karşı sağlıklı ve güvenilir ürünlerimizle, bu konuda sıkıntı yaşayan kesimin sorununa çözüm üretiyoruz. Örneğin, hem bol sebze içeren hem de tam buğday unundan makarnayı Türkiye’de ilk biz ürettik. Ayrıca şekersiz puding, şekersiz kurabiye ve organik bebe bisküvisi karışımları gibi yine ilk bizim ürettiğimiz ve hâlâ sadece bizde olan inovatif ürünlerimiz de var.

 

Ürünlerinizi iç pazara mı sunuyorsunuz, yurt dışına mı ihraç ediyorsunuz? Bugüne kadar ihracat yapmadıysanız, ihracata yönelmeyi düşünür müsünüz?

Şu anda yalnızca iç pazar ihtiyacını karşılıyoruz ancak ihracat konusunda da yoğun talep alıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu talebi de değerlendireceğiz.

 

Bugüne kadar KOBİ’lere özel kredilerden faydalandınız mı? En çok hangi alanların finansmanında kredi desteği aldınız?

İşimi kurarken ilk kredimi Halkbank’tan aldım. Halkbank bu krediyi bana ‘Kadın Girişimci Kredisi’ olarak verdi. Bana ve işime ilk güvenen banka olması açısından Halkbank’ın ‘Makarna Lütfen’ için yeri ayrıdır.

 

“En büyük hedefimiz hem ulusal hem de uluslararası arenada güçlü bir makarna markası olmak ve dünyanın hemen hemen her ülkesine ihracat yapabilir hale gelmek. En başta Türkiye’ye özgü ürünler ile, ama ilerleyen dönemlerde çeşit çeşit erişte ve makarnalar ile Arap Yarımadası’na, Türk Cumhuriyetleri’ne, ABD ve AB’ye makarna ihraç etmek, en büyük hayalim…”

 

halkbankkobi.com.tr’ye üye misiniz? Sitedeki fırsatlardan faydalandınız mı?

Girişimci dostu Halkbank’ın internet sitesine de üyeyiz. Burada bize pek çok kolaylık sağlanıyor. Biz de zaman zaman bu fırsatlardan faydalanıyoruz.

 

Halkbank’ın KOBİ’ler için hayata geçirdiği KOBİ Gelişim Platformu’ndan haberiniz var mı? Buradaki eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanmayı düşünüyor musunuz?

KOBİ Gelişim Platformu, yakından takip ettiğimiz bir oluşum. Burada bize sunulan imkanlardan yararlanmak da programımıza dahil.

 

Gerçekleştirmeyi istediğiniz hayalleriniz var mı?

En büyük hedefimiz hem ulusal hem de uluslararası arenada güçlü bir makarna markası olmak ve dünyanın hemen hemen her ülkesine ihracat yapabilir hale gelmek. Belki en başta Türkiye’ye özgü ürünler ile ama ilerleyen dönemlerde çeşit çeşit erişte ve makarnalar ile Arap Yarımadası’na, Türk Cumhuriyetleri’ne, ABD ve AB’ye ihracat yapmak, en büyük hayalimi oluşturuyor. Türkiye, bizim için hep ilk göz ağrısı olacak. Çünkü insanımızın iyi ürünlere ihtiyacı var. Ama gıda sektöründen uluslararası bir marka çıkarmaya da ihtiyacımız olduğu görüşündeyim. Bu hedeflerimiz doğrultusunda elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz.

 

Sektöre yeni girecek olan firmalara tavsiyeleriniz neler?

Girişimci olmak, dengeyi bulmak demek. Örneğin gençler aceleci, yaş olarak daha tecrübeli girişimciler ise çok sağlamcı davranabiliyorlar. Mühim olan ikisinin dengesini bulmak. Ancak asıl mesele çok iyi düşünmek, fizibilite yapmak ve çalışmak, çalışmak, çalışmak. Her iş emek istiyor.

EN ÇOK OKUNANLAR