Dalida Özatay Erus / [email protected]

Toyota’nın lüks markası Lexus, bugünlerde Luc Besson’un vizyondaki ‘Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu’ filminde kullanılan Skyjet aracını tasarladı. İşte bu gelecek öngörüsünü ilke edinen marka, müşterilerinin beklentilerini önceden tahmin ederek modellerine şekil veriyor. Otomobil üreticiliğinin yanı sıra bir yaşam tarzı sunan Lexus, tasarımlarını hayata geçirirken Japon misafirperverliğini simgeleyen ‘Omotenashi’ felsefesini de yansıtıyor. Bu felsefe temelinde showroomlarına gelen müşterilerini evlerine gelen bir misafir gibi ağırlayan Lexus, müşterilerinin ihtiyaçlarını önceden düşünerek onlara sıcak ve rahat bir ortam sunuyor. Aynı şekilde otomobil modellerinin sahip olduğu üstün kalite ile de müşterilerine konforlu ve güvenli bir sürüş deneyimi yaşatmayı amaçlıyor. Her ne kadar bilgisayar sistemleri otomobil üretiminin ve tasarımının temelini oluştursa da, Lexus’da el işçiliği, en yüksek kaliteyi sağlamak adına en önemli unsur olmaya devam ediyor. 

ÜSTÜN YETENEKLİ 'TAKUMİ'LER 

Lexus, sahip olduğu bu üstün kaliteyi, üstün yeteneklere sahip olan zanaatkarlarına yani ‘Takumi'lere borçlu...  En az 25 yıllık deneyime sahip olan ve Lexus tasarımının vazgeçilmez parçası olan bu ustalar, boyanın hatasız olmasından elle yapılan deri döşemenin dikişlerinin kusursuz olmasına kadar birçok detayı gözden geçiriyor. 'Takumi'lerin bu yetenekleri o kadar üst seviyededir ki, hareketleri dijitalleştirilip, aracın dış yüzeyini boyayan robot programlarına uygulanmıştır. 

TEKNOLOJİ İLE İNSANİ DUYGULAR BİR ARADA

İleri teknoloji ile incelik ifadelerinin bir araya geldiği L-finesse tasarım dilini kullanan marka, bu ifade ile ürünlerinin temel karakteri ile felsefesini ortaya koyuyor. Bu iki yaklaşım da markanın müşterileriyle arasında duygusal bir bağ kurmak üzere geliştiriliyor. Bu terim, markanın felsefesindeki önemli öğelerden de bahsediyor. Buna, Japonların insanların ihtiyaç ve isteklerine karşılık verme ile hazırlıklı olma becerisinden hareketle markanın araçlarındaki yüksek teknolojilere rağmen lüksten ödün vermeden zarif bir sürüş deneyimi sağlamayı da eklemek gerekiyor. Lexus tasarım felsefesinin temelinde, teknolojik olmanın yanı sıra daha insani yanlar da bulunuyor. Böylece Lexus modelleri, her zaman dikkat çekici ve sanatsal tasarımlarıyla öne çıkmayı başarıyor.

Otomotiv teknolojisi ve tasarımlarını devamlı geliştiren lexus, aynı zamanda araçtaki her şeyin karmaşadan uzak sezgisel bir kullanıma sahip olmasına özen gösteriyor. Bu nedenle keskin bir sadelik tercih eden marka, yeni modellerinde sadece basit bir parmak dokunuşunun yettiği elektrostatik düğmeler kullanıyor

BEKLENTİLERİN TAHMİN EDİLDİĞİ BİR YAKLAŞIM

Tasarım dilini sürekli ileriye taşıyan Lexus, yeni modellerinde müşterilerin beklentisini aşacak şekilde performansı ve dinamik özellikleri yansıtan tasarımlar ortaya koyuyor. Bu tasarım çizgisi aynı zamanda markaya özgü ön panjur ve L motifli farlar gibi detaylarla tamamlanıyor. Tasarımdaki kesintisiz sezgi felsefesi ise Japon misafirperverliğiyle örtüşüyor. Bu doğrultuda  insanların beklentilerini ve isteklerini karşılamasının yanı sıra onların isteklerini önceden tahmin ediyor. Bu anlayış, tasarımdan otomobilin üretimine kadar tüm süreçleri kapsıyor.

AKIO TOYODA, TASARIMDA SÖZ SAHİBİ

Her Lexus modelinin farklı bir tasarımcısı bulunuyor. Ancak Lexus’un en tepesindeki isim olan Akio Toyoda, direkt olarak Lexus’un üretimi ve tasarım konularıyla da yakından ilgileniyor. Bu yüzden her yeni Lexus modeli, üretilmeden önce mutlaka Toyoda'nın kontrolünden ve onayından geçiyor.

TASARIMDA GELECEK PLANLARI 

Otomotiv teknolojisi ve tasarımlarını devamlı geliştiren Lexus, aynı zamanda araçtaki her şeyin karmaşadan uzak, sezgisel bir kullanıma sahip olmasına özen gösteriyor. Bu nedenle keskin bir sadelik tercih eden marka, yeni modellerinde sadece basit bir parmak dokunuşunun yettiği elektrostatik düğmeler kullanıyor. Lexus Başkanı Akio Toyoda’nın geçtiğimiz yıllarda, “Lexus’un bundan sonraki hedefi, insanları gördüğünde heyecanlandıracağı tasarıma sahip modeller yapmak” sözlerinin yansımaları da bugün görülüyor. 
Bunun ilk örneği, henüz satışa sunulan Lexus’un yeni süper coupe modeli LC 500. Lexus’un süper coupesi yeni LC 500 de, konseptten direkt olarak üretime aynı şekilde aktarılması da markanın gelecek modellerinde bu agresif çizgiyi takip edeceğinin kanıtı. Çünkü LC’nin çizgisini Lexus’un gelecek yeni modelleri de takip edecek…

TÜRKİYE’DE 60 NOKTADA SATIŞ SONRASI HİZMET

‘Lüksün tanımı değişiyor’ mottosuyla Mart 2016’da İstanbul-Maslak’ta açtığı ilk showroom ile Türkiye'ye giriş yapan Lexus, sunduğu hizmetlerle farkını ortaya koyuyor. Lexus markası kısa bir sürede Türkiye’deki premium araç kullanıcıları tarafından ilgiyle takip ediliyor. İstanbul-Maslak’ta açılan ilk showroomun ardından, Armada AVM’de de yeni konsept showroomunu hizmete sokarak markayı Ankaralılarla da buluşturdu. Lexus’un sahip olduğu en büyük avantajlardan biri de güçlü servis ağı. Lexus müşterileri, Türkiye’nin yaklaşık 60 noktasında satış sonrası hizmeti alabiliyor. Lexus Türkiye, satıştan ziyade markayı müşteriye doğru şekilde anlatmayı hedefliyor.V