USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Nasıl Yaparım?

05 Nisan 2021 16:33
Ali Rıza Ersoy

Teknoloji Tarım 4.0 'ı nasıl şekillendirecek?

Türkiye'nin Tarım 4.0 sürecini efektif bir şekilde kurgulaması 20-30 yılı alacak. Bu teknolojilerin tarım 4.0 sürecini nasıl şekillendirdiğini yakından inceledik

Teknoloji Tarım 4.0 'ı nasıl şekillendirecek?

SİBER FİZİKSEL SİSTEMLER

Endüstri 4.0 kapsamında yeni bir fabrika kurulduğunda her şeyin önce dijital ortamda dizayn edilmesi ve optimizasyonunun yapılması gerekiyor. Daha sonra fabrikanın ya da üretim hattının inşa edilmesi yani fiziksel süreç devreye giriyor. Tarım sektöründe de yeni bir gıda ya da hayvancılık tesisi kurulacaksa öncelikle dijital ikizi kurulmalı. Yani tüm süreçlerin dijital olarak simülasyon programlarıyla koordine ve optimize edildiği bir yapı inşa ediliyor. Sürecin çalışabilirliği konusunda net fikir sahibi olunduktan sonra fiziksel aşamaya geçiliyor.

NESNELERİN İNTERNETİ

Bu noktada veriyi toplamak için sensörler devreye giriyor. Toprak altından ve üstünden, aynı şekilde su altından ve üstünden, hayvanlardan veya bitkilerden olabildiğince çok veri alınması sürecinden bahsediyoruz. Bu da son 15 yılın konusu. Artık geleceğin çiftçileri bugünkü profilden çok daha farklı olacak. Bugün, Türkiye'de tarımla uğraşan nüfusun yaş ortalaması 57 civarında. Bu yaş grubuyla tarım 4.0'ı kurgulamak gerçekten zor. Bu nedenle şehirlerdeki gençlerin tarım 4.0 tekniklerini özümseyip, dijital teknolojilerden faydalanarak bu sürece hız vermelerini, köylerine ve kasabalarına dönmelerini bekliyoruz. Tarım 4.0'ın geleceği bu gençlerimiz olacak. Bu akım zaten başladı. Genç jenerasyon çiftçiler, nesnelerin interneti aracılığıyla veriye ulaşarak; toprağın ne zaman gübrelenmesi, sürülmesi, sulanması ya da ne tür kimyasalların kullanılması gerektiğine karar verecek. Karar mekanizması, veri odaklı olacak. Tarladan toplanan veriler buluta gönderilecek. Bu çerçevede yeni kararlar, buluttaki algoritma ve yazılımlar sayesinde verilecek.

BULUT TEKNOLOJİLERİ

Bulut teknolojisinin bizlere vaat ettiği gelecekte donanımlara ihtiyacımız olmayacak. Yalnızca görüntü alabildiğimiz ve internet bağlantısı olan tüm aletlerle işlerimizi kolayca halledebileceğiz ve bunu bir fiber kablo aracılığıyla yapacağız. Server'a ya da bilgi işlem bölümüne de ihtiyacınız yok. Kullandıkça ödeyeceğiniz bir sistemin parçası oluyorsunuz. Diyelim ki Fatma Teyze'nin 20 tane ineği var. Kendisi bu alanda kadim bir bilgiye sahip. Dişiler, döllenme zamanına yakın kızışma yaşıyor. Fatma Teyze, 20 ineğini takip edebildiği için hareketlerindeki değişiklikleri de gözlemleyebiliyor. Peki 20 değil, 1000 ineğiniz varsa? İşte tam da bu noktada tarım 4.0 devreye giriyor. İneğin kulaklarına ya da ayağına bir küpe takılıyor. Bu küpe manyetik bir cihaz. Pil ve hareket sensörüne sahip. 24 saat boyunca her ineğin hareketliliği ölçülüyor. 1000 ineğin hareketlilik bilgisi dijital bilgi olarak gateway'lere oradan da buluta gidiyor. Veri bilgiye çevriliyor. Ertesi gün size hangi ineklerin döllenmeye hazır olduğu bilgisi geliyor.

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK

Sanal gerçekliği, olmayan bir şeyi oluyormuş gibi göstermek olarak tanımlayabiliriz. Artırılmış gerçeklik ise var olanın gücünü artırmaya yönelik bir kurgu. Eskiden üretim hattında bir cihaz arızalandığında, o cihazı yapan ülkeye telefon açıp onlardan gelen yönlendirmeyle ya uzman kişinin gelmesiyle cihazın tamir edilmesini beklerdik. Son 10 yıldır ise elinize bir tablet alıp, arızalanan cihazı tablete göstererek otomatik taratıyorsunuz. Aracı, kimle iletişim kurması gerektiğini biliyor ve direkt o kişiye bağlanıyor. Yetkili kişi, tablete bağlanarak cihazı tamir ediyor. Peki, bu sürecin tarım 4.0 ayağı nasıl işliyor? Görüntü işleme teknolojileri hızla yaygınlaşıyor. Tabletinizi herhangi bir bitkiye çevirdiğinizde, bitkinin hastalanıp hastalanmadığı ve ne yapılması gerektiği hakkında tavsiyeler alabiliyorsunuz. Bağa gitmeden, bağcılığı öğrenmek de artırılmış gerçeklikle mümkün. Bu tür uygulamalar hızla artacak.

ÜÇ BOYUTLU YAZICILAR

Üç boyutlu yazıcıların devreye girmesiyle katmanlı üretim denilen ve daha önce olmayan bir üretim süreci devreye girdi. Bunun tarımdaki karşılığı ise üç boyutlu yazıcılarda tamamen bitkiden üretilmiş protein ağırlıklı etlerin basılması...

SİBER GÜVENLİK

Pandemi dönemi, ülkelerin zorlu koşullarda bencilce davranabileceklerini gösterdi. Herkes önce kendi halkını gözetecek.Gelecekte bilgilerin tamamen dijital ortama aktarıldığı ve işlerin tamamen dijital hizmetlerle yürütüldüğü bir ortamda bilgi güvenliği sonsuz önem arz edecek. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın pek çok yazılım programı var. Ülkenin bilgilerini dijital hale getirmemiz ve güvenliğini sağlamamız gerekiyor.

DİKEY VE YATAY ENTEGRASYON

Endüstri 4.0; üretim sahasından yönetim kuruluna kadar olan tüm veri akışının aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya insan etkileşimi olmaksızın kendiliğinden gerçekleşmesini şart koşuyor. Aynı prosedürlerin yatay süreçte de kurgulanması gerekiyor. Yani hammadde, yarı mamul, tedarikçi, katma değer, distribütör gibi tüm paydaşların da insan etkileşimi olmaksızın dijital olarak haberleşebilmesine ihtiyaç duyuluyor. Ekosistemin tamamı dijitalleşmek zorunda... Tarım 4.0 sürecinde başarılı olmanın sırrı da bu... Dikey ve yatay süreçlerdeki entegrasyonu sağlayabilmek. Sadece çiftçinin üretim süreçlerinin dijitalleşmesi yeterli değil. Çiftçinin tedarikçi ve müşterileriyle olan iletişiminin de dijitalleşmesi gerekiyor.

COBOT TEKNOLOJİSİ

Riskli ve milimetrik yapılması gereken işler için özellikle ilaç, otomotiv ve elektronik sektörlerinde robotları uzun zamandır kullanıyoruz. Ama şu an 'cobot'ların dönemi başladı. İnsandan öğrenen, insana öğreten, birbirinden öğrenen, birbirine öğreten robotlardan bahsediyoruz. Bu noktada tarım sektörü cobot'lardan pek çok farklı noktada destek alabilir. Otonom bir traktör düşünün. Bu traktöre ihtiyaç duyulan tüm veriler yükleniyor. Bu traktörü 24 saat, 365 gün uzaktan kumandalı kullanabiliyorsunuz. Bu gerçekten müthiş bir verim artışı sağlıyor. 1 cm bile kaymadan, tüm süreçleriniz sıfır hatayla çözümleniyor. Gelecekte hasat zamanı geldiğinde ürünleri 'cobot'ların topladığına şahit olabiliriz. Diyelim ki bir çilek bahçeniz var. Cobot'un üzerinde fotoğraf makinesi gibi sensörler de var. Görüntü işleme teknolojileri sayesinde çileklerin olgunlaşıp olgunlaşmadığını, toplanması gerekip gerekmediğini çileklerin rengine, büyüklüğüne bakarak karar veren bir yapıdan bahsediyoruz. 3-5 yıl içinde cobotlar daha da yaygınlaşacak.

BÜYÜK VERİ VE ANALİZİ

Tarlalardaki sensörler aracılığıyla ısı, nem, iklim şartları, topraktaki potasyum miktarı, rüzgarın yönü, şiddeti gibi ölçülen tüm parametreler bir araya geliyor. Bu sürecin 3-4 sene boyunca devam ettiğini hesaba katarsanız, ciddi ölçüde büyük bir veriye ulaşmış oluyorsunuz. Bu veri 1 ve 0'lardan oluşuyor. Analiz programları aracılığıyla toplanan veriler, bilgiye dönüşüyor. Geçmiş verilere bakılarak öngörüde bulunabiliyor. 3 gün sonra hava sıcaklığının 40 dereceye ulaşacağı muhtemel. Tarlanı akşamdan sularsan ürünlerin, sıcaklıktan minimum etkilenebilir tarzında öngörüler yapılıyor.

EN ÇOK OKUNANLAR