USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Güncel

05 Temmuz 2017 16:49

Jeotermal enerjide 2023 hedefi Bin 500 mwe kurulu güç olarak belirlendi

Türkiye’de son beş yıldır büyüme hızını koruyan Jeotermal Enerji Santralleri (JES), son dönemin en önemli yenilenebilir enerji çeşitlerinden biri. Günümüzde toplam 38 JES’te 870 megavat kurulu güce ulaşan JES’te 2023 hedefi ise bin 500 megavat toplu güce ulaşarak, dünyanın en büyük üçüncü JES ülkesi konumuna gelmek…

Jeotermal enerjide 2023 hedefi Bin 500 mwe kurulu güç olarak belirlendi

Mustafa Gündoğdu / [email protected]

 

Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi kapsamında, jeotermal enerji üretiminin uluslararası standartlara ulaşmasını hedefleyerek, sektörün öncü ve EPDK üretim lisansı sahibi firmalarını bir çatı altında toplayarak çalışmalarına başlayan Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER), Türkiye’de jeotermal enerji kaynaklarının toplam enerji üretimindeki payını artırmak için çalışmalarda bulunuyor. 

Günümüz itibariyle Türkiye’de 38 adet JES işletmesinde toplam 870 megavat (MWe) kurulu gücün olduğunu belirten JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, Türkiye’nin JES alanında dünyanın en büyük yedinci ülkesi olduğunu belirtiyor. Bununla beraber Türkiye’de JES’ler ile ilgili yanlış bir algının da olduğunu söyleyen Şentürk, dernek olarak üniversitelerle iş birliği içinde bu yanlış algıyı kırıcı çalışmalar yürüttüklerini de özellikle hatırlatıyor. Şentürk, sektörle ilgili bilgileri bizlerle paylaşıyor.

 

 Yıllar içinde bakıldığında JES yatırımları nasıl bir trend izledi? JES’lerin adetsel ve toplam güç olarak yıllık ortalama büyümesi hakkında bilgi verebilir misiniz?

2007 yılında 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu yayımlandığında kurulu jeotermal elektrik santral gücü 38 MWe iken, 2012 yıl sonu itibari ile dokuz adet santral ve 162.2 MWe, 2013 yıl sonu itibari ile 13 adet santral ve 310.82 MWe ve 2014 yıl sonu itibari ile de 17 adet santral ve 404.92 MWe kurulu gücümüz vardı. 2015 yıl sonu itibari ile 25 adet santral ve 614.16 MWe'ye, 2016 yılı sonunda da 35 adet santral ve 820 MWe kurulu güce ulaşıldı. Günümüzde 38 adet santral ile 870 MWe kurulu güce ulaşarak son beş yıldır ortalama büyüme hızını koruyan sektörümüz, 2016 yılında 246 MWe kapasite artışıyla bir önceki yıla oranla yüzde 40 büyüdü.

 

Şu anda Türkiye’nin enerji ihtiyacının ne kadarı JES’ler tarafından karşılanıyor? Bu bağlamda Türkiye’nin yumuşak karnı olan enerji ithalatında JES’lerin nasıl bir konumu bulunuyor? 

Mevcut jeotermal santrallerden üretilen elektrik, ülkemizin elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 2’sine tekabül ediyor. Ayrıca Türkiye’de üretilen jeotermal elektrik enerjisi ile yıllık 1 milyon 200 bin konutun elektrik enerjisi ihtiyacı karşılanabiliyor.

 

Dünyada ve Avrupa’daki JES sayıları ve kurulu güç nedir? Dünya ile kıyaslandığında Türkiye, JES pazarında ne kadarlık bir dilime sahip?

2016 yıl sonu itibari ile JES kurulu gücü bakımından dünyanın ilk 10 ülkesi grafikte görülüyor. Verilere göre 860 MWe kurulu güç ile dünya sıralamasında yedinci sırada bulunuyoruz. Grafik üzerinden hesap yapacak olursak, toplam kurulu güç (13 bin 313 MWe) içerisindeki payımız yüzde 15 seviyelerinde bulunuyor.

 

2016 yılı JES yatırımları için nasıl bir yıldı? Özellikle Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar ve dövizin yüksek seyretmesi, geçtiğimiz yıl yatırımları nasıl etkiledi?

2016'da yatırımlar önceki yıllarda olduğu gibi yüzde 26’lık bir büyüme ile devam etti. 2016 yılından itibaren ülkemiz ve sektörümüz için gurur kaynağı olan yerli santraller inşa edilmeye başlandı.
Bundan sonraki tüm JES yatırımları, yerli türbin ve yerli aksam ile inşa edilecektir. Bununla beraber dövizin yüksek seyretmesinin sektöre olumsuz bir etkisi hissedilmedi.

 

Sektörün 2017 sonu ve 2023 yılındaki hedefleri neler? Toplam kurulu güç ve JES sayısının yıl sonunda ve 2023 yılında hangi rakamlara ulaşmasını bekliyorsunuz?

2017 yıl sonu itibari ile kurulu jeotermal enerji kapasitesinin bin megavata ulaşacağını söylemek yanlış olmaz. 2023 hedefimiz ise bin 500 megavat kurulu güce ulaşarak, dünya sıralamasında üçüncü sıraya yükselmek.

 

Yabancı yatırımcıların Türkiye JES pazarına bakışı nasıl? Bu bağlamda Türkiye’deki JES yatırımlarında yerli/yabancı kırılımı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yabancı yatırımcılar sektöre çok sıcak bakıyor. Ancak yerli yatırımcılarımız, ruhsat ve santrallerini yabancı yatırımcılara kapatmış görünüyor. Sektörde bizi mutlu eden en büyük etkenlerden biri de yatırımcılarımızın tamamının yerli sermayemizden oluşmasıdır. Böylelikle jeotermal elektrik sektöründen yurt dışına kâr transferi olmazken, elde edilen tüm kazanç, yeni yatırımlarda kullanılmak üzere ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyor.

 

Sektörünüzün son dönemdeki en önemli artı ve eksileri neler?

Sektörümüzün son dönemdeki en büyük artısını, devletimiz tarafından yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına gösterilen önemin ve desteğin artması olarak tanımlayabiliriz. En büyük eksi ise tüm dünya tarafından en temiz enerji kaynaklarından biri olduğu kabul gören jeotermale karşı, yerel halkımızın kasıtlı yanlış bilinçlendirmelere maruz kalması... Bu konuda pek çok şehir efsanesi sosyal medya da yayılıyor. 2017 yılındaki temel amacımız, yanlış verilerle halkımıza jeotermal enerjiyi zararlıymış gibi göstererek propaganda yapan insanlara bilimsel veriler ile doğruları anlatmak ve gerçekleri halka aktararak tedirginliklerini yok etmek. Bu konuda JESDER olarak yatırımların gerçekleştiği ilçelerde halkı bilgilendirme toplantıları düzenlemeye başladık ve ilk toplantıyı 11 Mart tarihinde Germencik’te gerçekleştirdik. Odaklandığımız diğer konulardan en önemlileri ise düşük entalpili kaynaklardan elektrik üretiminin desteklenmesi ve şu anda yüzde 80 yerli üretim olan santrallerimizin yüzde 100 yerli üretimle tedarik edilebilmesi konusu.

 

Son dönemde özellikle JES’ler için basında çevreye yönelik negatif etkilerin yayıldığı haberleri göze çarpıyor. Bu konuda ne gibi şeyler söylemek istersiniz?

Jeotermal enerji dünya genelinde kabul görmüş en temiz enerji kaynaklarından biri... Bazı art niyetli sivil toplum kuruluşları, bizleri halka çok yanlış tanıtma gayreti içerisindeler. Sektörümüzde yatırımcılarının yaşadığı en büyük sorun ise jeotermalin insan sağlığına ve çevreye olan etkileri konusunda halkın yanlış bilinçlendirilmesi ve durumun medyatik hale getirilmesi. Santrallerimizin ürettiği hiçbir gaz atığı yok ve tüm akışkan ve gazlar mevcut sistemin parçası. Dolayısıyla toprağa veya suya herhangi bir ağır metal içeren jeotermal akışkan verilmiyor. Jeotermal akışkan tamamen kapalı sistemler içerisinde ısısı alındıktan sonra yer altına geri enjekte ediliyor. Jeotermalin çevreye ve insan sağlığına etkileri konusunda derneğimiz desteği ile üniversitelerimizde bilimsel çalışmalar yapılmaya devam ediliyor. 

 

AMORTİ SÜRESİ 10 İLE 11 YIL ARASINDA

Jeotermal elektrik santrallerinde yatırımların, santral devreye alındıktan sonra ortalama 5-6 yılda kendini amorti ettiğini dile getiren JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, bu noktada ise araştırma süreçlerinin uzun ve maliyetli olduğunu vurgulamadan geçmiyor. Ufuk Şentürk, “Santralin devreye alınmasından önce yapılan jeolojik, jeofizik ve sondaj çalışmalarının da yaklaşık beş yıl sürdüğünü hesaba katacak olursak, yatırım kararı itibari ile yatırımın geri dönüş süresi 10-11 yılı buluyor” şeklinde konuşuyor.

EN ÇOK OKUNANLAR