USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Ekonomi Haberleri

13 Ocak 2021 11:27

Ozan İnan: Bugün veri, paradan daha değerli

Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan ile Teknoser'in dijitalleşme hamleleri ve yeni dönem yatırımlarını Platinonline.com için konuştuk. İnan "Özellikle yerli ve milli bazı projelere bazı yatırımlarda bulunduk. Rekabet içerisinde olduğumuz bazı firmaların yasaklanmalarından kaynaklı onların iş birliği konusuna ayrıca yazılım noktasında yatırımlar yaptık. Pandemi döneminde teknolojinin insanların hizmetinde olması için ne gerekiyorsa onu yaptık" dedi.

Ozan İnan: Bugün veri, paradan daha değerli

Umut Çelik / [email protected]

1998 yılında kurulan ve bugün, 76 hizmet noktası ve 800’ü aşkın çalışanıyla bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının önde gelen sistem entegrasyon ve saha hizmetleri firması Teknoser, Platinonline.com'un dijitalleşme sohbetlerinin konuğu oldu. Pandemi döneminde dijitalleşmenin belki yüzde 100’e varan oranda arttığını Türkiye’de bilgisayar satışlarının da yüzde 75’e varan miktarda yükselişe geçtiğinin altını çizen Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan, her alanda online ve daha dijital bir hayata ulaştığımızı söylüyor.

2020’de dijitalleşmeye yönelik neler yaptınız?

Teknoser, Hitay Holding’e bağlı bir grup şirketi. 1998 yılından beri de teknoloji alanındaki yeniliklerin öncüsü olarak hareket gediyor. Teknoser’in ilk ilgi alanlarından biri, bugün “POS” dediğimiz kredi kartlarının altındaki otomasyon sisteminin Türkiye’ye dağıtımı. Onların servis ağına yönelik faaliyet gösteren bir firma iken zaman içerisinde işin tabiatı gereği Türkiye’nin her tarafına yayılan bir firmaya döndüğü için BT altyapısına da yönetilen katma değerli hizmet veren bir entegratör haline gelmiş bir firma. Bugün 76 lokasyondan Türkiye’deki tüm 81 ili kapsayacak şekilde 800 ila sezon sonuna dek 1.000’e kadar değişebilen saha personeli ile hizmet veren bir entegratör firma diyebiliriz. Bugün, Türkiye’de öncelikle BT alanında servis ihtiyacı olan tüm sektörlerde varız. Bu bir perakende, askeri organizasyon, banka, hastane yapısı olabilir. Günün sonunda bizim 7/24 hizmet veren bir organizasyonumuz olduğu için servis nerede gerekiyorsa biz orada varız diyebiliyoruz. Öte yandan Teknoser’in standart entegratörlerle beraber yaptığı işler var. Bu, herhangi bir altyapı firmasının baştan aşağı kurulması ile ilgili faaliyetlerimiz de var. 2020’de tüm bu faaliyetlerimize devam ettik. 

"YERLİ VE MİLLİ BAZI PROJELERE YATIRIMLARDA BULUNDUK"

Ayrıca CRM ve ERP taraflarına daha optimize olacak şekilde bazı yatırımlarda bulunduk. Özellikle yerli ve milli bazı projelere yatırımlarda bulunduk. Rekabet içerisinde olduğumuz bazı firmaların yasaklanmalarından kaynaklı onların iş birliği konusuna ayrıca yazılım noktasında yatırımlar yaptık. Pandemi döneminde teknolojinin insanların hizmetinde olması için ne gerekiyorsa onu yaptık. Bugün X bankası, W havayolu uzaktan çalışabiliyorsa bizim sahada daha verimli çalışmamız sayesindedir. Bugün ülkede home-office çalışılabiliyorsa bizim gibi 1.000 tane çalışanıyla 76 yerde hizmete devam eden firmaların varlığı büyük değer sayesinde oldu. 

2021’de dijital yatırım planlarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Pandemi, bizim için önemli olan siber güvenlik konusunu merkez bir kuvvet olarak değerlendirmemize sebep oldu.  KVKK ve GDPR gibi düzenlemeler de artık siber güvenliğin yerelde güçlenmesi gerektiğini işaret ediyor. Bu konuda çalışacağız. Veri bugün parada daha değerli. Bu konuda çalışan firmalarla iş birliklerimizi hızlandıracağız. Çalıştığımız firmalar büyüdükçe bizim de büyümemize yönelik stratejimizi 2021’de de hız kesmeden devam ettireceğiz. Aynı zamanda e-posta kimlik avı ve fidye yazılım saldırıları 2020’ye damgasını vurdu. Sophos tarafından hazırlanan State Ransomware 2020 araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de yapılan ankete katılan IT yöneticilerinin yüzde 63’ü, geçen yıl en az bir fidye yazılımı saldırısına maruz kaldı. Fidye yazılımı saldırıları, ödemeleri gasp etmek ve şirketleri kritik sistemlerinden çıkarmak için tasarlanıyor. 2021 de de yine kimlik avı ve fidye yazılım saldırıları devam edecek. Öte yandan daha gelişmiş ve otomasyon ağırlıklı saldırı beklentisi de var. Akıllı otomobil popülaritesi artmaya devam ederken, 2021’de güvenlik araştırmacılarının ve bilgisayar korsanlarının akıllı bir araç şarj cihazında büyük bir güvenlik açığı belirleyip gösterdiğini gördüğümüz yıl olacak. 2021’de saldırganların RDP, VPN ve diğer uzaktan erişim hizmetlerine yönelik saldırılarını önemli ölçüde artırmasını bekleniyor. Bu konulara eğilip ağırlık vereceğiz…

Pandemi ile beraber dijitalleşmenin önem kazandığını görüyoruz. Siz bu konuda kendinizi nasıl konumlandırırsınız?

Pandemi döneminde dijitalleşme belki yüzde 100’e varan oranda arttı. Türkiye’de bilgisayar satışları yüzde 75’e varan miktarda arttı. Sosyal medya kullanımı önce 2, sonra da yer yer 6 katına kadar yükseldi. Her alanda online ve daha dijital bir hayata ulaştık. E-ticaretin payında yer yer yüzde 80’e, cirolarında 4 kata varan bir artış söz konusu. Yine hacker saldırılarında da yer yer 5 kata kadar bir artış yaşandı. Yani her haliyle dijitalleşmenin fişeklendiği bir yıl oldu 2020. Teknoser de bu noktada kendini gelişmelere uyarlayan, yenilikleri uygulayan ve dijitalleşmenin öncüsü, teknolojinin geliştiricisi bir şirket olma özelliğini hız kesmeden sürdürecek. Öte yandan ABD ve AB kaynaklı yayınlara göre Türkiye’nin küresel dünyadaki dijital pozisyon açısından dünyadaki en önemli 5 ülkeden biri olması öngörülüyor. Pandemi süreci global olarak bir süre daha devam edecek ancak bizim ülkemiz 2021’in üçüncü ya da dördüncü çeyreği itibarıyla biraz sakinleştiğinde, Türkiye’nin pandemiden önceki konumuna göre daha iyi bir yerde olacağını düşünüyorum. 2021 yılında yeniden 2019 rakamlarının yakalanacağını hatta bazı sektörlerin daha da ileri gidebileceğini tahmin ediyoruz. Bu her şey güllük gülistanlık olacak demek değil. Şu anda bu travmanın geçeceğinin bilinciyle o travmanın bizde bırakacağı izlerin daha az olabilmesi için bazı önlemler alıyoruz. O kötü anıları ne kadar fazla silebilirsek o kadar başarılı olacağız. Bütün dünyadaki bardakların boşaldığını görerek, bizim bardağımızın daha hızlı dolacak ülkelerden birisi olduğuna inanıyorum. 

Türkiye’de pandemi sonrası uzaktan çalışmaya devam edecek olan birçok şirketin varlığından söz ediliyor. Kısa sürede altyapılarını kuran bu şirketler yeni normalde de bu çalışma düzeninde devam eder mi?

Türkiye’de de birçok şirket uzaktan çalışmaya geçtiğini duyurdu. Microsoft, Mynet ve PepsiCo bunlardan birkaçı. Uzaktan çalışmanın şirketin yol, yemek ve büro gibi maliyetlerine olumlu katkısı yadsınamaz. Öte yandan çalışanların da uzun zamandır evden işlerini yürütme hayali gerçekleşmiş oldu. Ama evde aile ile ilgilenirken çalışmanın ofis konforunu getirmediği de ortada. Yine de yapılan araştırmalara göre yüzde 60 oranında pandemi bitse de evden çalışma arzusu ortaya konuluyor.

"EVDEN ÇALIŞMA ARTTIKÇA, GÜVENLİK DE ARTIYOR"

Evden çalışma arttıkça, siber güvenlik de ön plana çıkıyor elbette. Kişisel ve şirket verilerinin korunması da bu noktada hayli önemli. Türkiye bir anlamda evden çalışmada kendisi iyi bir sınav verdi. Ama demin de vurguladığım gibi, bu sistemler yerli yerinde çalıştıysa bunda Teknoser gibi şirketlerin payı kuşkusuz çok büyük. Evden çalışanların yapması gereken bir dizi iş var: 

Güvenli internetin en önemli gerekliliklerinden biri bilinçli kullanım. Siber saldırılarda hedef ağırlıklı olarak perakende ve e-ticaret sektörü. Online alışveriş yapmak isteyeler, oltalama saldırıları ve DNS zehirlenmesi de denilen yöntemlerle, sahte web sitelerine yönlendirilerek tuzağa düşürülebilmekte. Şüpheli e-postaları açmamak ve bağlantıları tıklamamak, herkese açık kablosuz ağlar üzerinden çevrimiçi bankacılık işlemlerini yapmamak, kimlik bilgilerini her istenen yere girmemek, özellikle sosyal medyada her şeyi paylaşmamak ve en önemlisi bir son kullanıcı güvenlik çözümü kullanmak gerekiyor. Parola kullanımı da çok önemli. Tüketiciler özellikle internet sitelerine üye olurken farklı parola kullanmalı. Uzaktan bağlantılar VPN gibi güvenli iletişim kanalları üzerinden yapılmalı. BT yöneticileri, özellikle ERP, CRM, hassas verilerin saklandığı veri tabanları, yedekleme sistemi gibi veri kaynaklarını uzaktan erişim yapacak kişilerin gereksiz erişim yetkilerini sınırlandırmalı. Uzaktan erişim bağlantılarında sadece kullanıcı adı ve parola doğrulaması yeterli değil. Bunun yanında, OTP (tek kullanımlık parola), biyometrik kimlik doğrulama, akıllı kart, cep telefonu 2FA uygulaması gibi ikinci bir faktörle kimlik doğrulama yapılmalı. 

Dijitalleşmenin istihdama olumlu veya olumsuz etkileri nelerdir?

 Online bir hayata geçmenin her ne kadar istihdamı olumsuz etkileyeceği yönünde bir fikir olsa da, istihdama olumlu katkı sağlayan bir durumun da ortada olduğunu unutmamak gerek. Öncelikle e-ticaretteki yükselişi dikkate almak gerekiyor. E-ticaret trafiklerindeki yüzde 200’lük artış ve bu platformlarda her türlü ürünün satılması öncelikle üretimdeki artışı beraberinde getirirken, üretim istihdamının yanında depo ve kargo alanında ortaya da büyük bir eleman açığı çıktı ve bu alanda işe alımlar gerçekleştiriliyor. İşin teknolojik boyutunda da yazılımcılar, siber güvenlik uzmanları ve dijital pazarlama uzmanları için de yeni iş kolları ve istihdam alanları oluşuyor. Dijitalleşmenin gelecek 10 yılda 7.3 milyon kişiyi işsiz bırakacağı yorumları yapılırken, bugün Covid-19 etkisiyle beraber tam tersi bir istihdam alanı yarattığı da ortada. Teknoser olarak biz de 2020 yılında aramıza kendi alanlarında liyakat sahibi yeni arkadaşlarımızı katarak, istihdam atağımıza hız kesmeden devam ettik. 

Tüm dünyanın dijitalleşmeye hızlıca geçişi ile veri trafiği rekor seviyelere ulaştı. Veri güvenliği yeterince sağlanıyor mu?

Veri güvenliği, verinin saklanması ve işlenmesi hayli önemli ve kıymetli konular. Türkiye’de bu noktada veri güvenliğini korumaya ilişkin bilincin arttığını ve hizmet alımının da yükseldiğini söylemek gerekiyor. Dediğim gibi bugün veri, paradan daha değerli. 2020’ye damgasını vuran pandemiyle birlikte yıl boyunca evden çalışma, uzaktan eğitim ve e-ticaret siber güvenlik ihtiyacını artırdı. Pandemi döneminde tüm dünyada zararlı kodlar yüzde 10, saldırılar yüzde 25 arttı. FBI ve Interpol’ün açıklamaları pandemi döneminde yapılan siber saldırılarda yüzde 400’lük bir artış olduğunu gösteriyor. Siber güvenlik şirketi McAfee'ye göre 2020 yılının Ocak ve Nisan ayları arasında bulut tabanlı siber saldırılar yüzde 630 oranında arttı. Tüm bu gelişmeler ışığında 2029 yılında 149,46 milyar dolar olan siber güvenlik pazarının 2020 sonunda 152 ,21 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Siber güvenlik şirketi Kaspersky’nin 2020 2’nci çeyrek DDoS saldırıları raporu, DDoS saldırılarının geçen yılın aynı dönemine göre 3 kat arttığını ortaya koydu. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan eğitim platformu olan EBA’ya da yine DDoS saldırıları olduğunu biliyoruz.  Siber güvenlik kuruluşu ESET’in, 2020 Üçüncü Çeyrek dönemi için hazırladığı Tehdit Raporu’nu göre de Uzaktan Çalışma Protokolü olan RDP’yi hedef alan saldırılarda yüzde 140 artış tespit edildi. Tüm bu saldırılara karşı pandemi dönemi yine de siber güvenliğe karşı farkındalığın da yükselmesine neden oldu. 

Tüm bu veriler ışığında, hızla dijitale dönüşen dünyada hızla artan veri’nin korunabilmesi ve yönetilebilmesi için klasik veri güvenliği ve yönetimi bakış açısında da dönüşüm yapmamız ve “Blockchain” mantığının veri yönetiminde ve güvenliğinde daha fazla konumlandırılması ile daha güvende olabileceğimizi söyleyebiliriz.

 

 

EN ÇOK OKUNANLAR